Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapDaha önce de dinlemiştim. Üsküdar kabris-tanlığında meftun bir "Yuh Baba" varmış. Kabristanlığa giden yol dükkanının önünden geçermiş. Yoldan geçen bir tabut görünce ba-kar, sonrada seslice "Yuh" dermiş. Onun böyle davranmasına kırılan komşusu: “Sen bura-dan geçen cenazelere yuh diyor, onları inciti-yorsun. Bir gün sen öldüğünde bende senin başkalarına yaptığın gibi çıkıp dükkanımın önüne sana da yuh diyeceğim.” Yuh Baba, al-dırmamış bu söze. Hatta tebessüm bile etmiş. Gün gelmiş Yuh Baba da göçmüş bâki âleme. Onu da omuzlara alıp kabristanlığın yolunu tutmuşlar. Tam dükkanının önünden geçer-ken komşusu, verdiği söz üzere haykırmış: "Şimdiye kadar buradan gelip geçen ölülere hep sen yuh dedin. Şimdi bende sana diyo-rum, Yuhh." İşte tam burada “Yuh Baba” ta-butundan doğrulup son bir defa komşusuna bakmış ve "Eğer ben de onlar gibi gidiyorsam, evet bana da yuhh." Sonra da çekilmiş tabu-tuna.
Dünyaya gelmek elimizde değil, fakat nasıl ayrılmak elimizde. Asil doğmamış olabiliriz fakat asil ölmeyi becerebiliriz. A. Nihat Asya öyle diyordu: "Onlar asil doğmuşlar çocuğum, biz de asil ölmek isteriz." Bir gün ardımızdan 'yuh' da çekilebilir 'eyvah' da. Nasıl söylenme-sini istiyorsanız, öyle yaşayın. Sonra kimseye kabahatte bulmamış olursunuz. Hani ne de-mişler. "İnsan vardır odaya girdiği zaman oda aydınlanır, insan da vardır çıktığında." Varlığı ile yokluğu arasında fark olmayanlara belki ikisi de denilmeyebilir.
Karınca bile geçtiği yere iz bırakır. Peki ya insan? İnsan da eserleriyle iz bırakabilmelidir. Yoksa arkasından yuh çekenlerin sayısı her geçen gün daha da artabilir. İnsanların yaşa-dığı bir dünyada eleştiriler olacaktır. Yararlan-masını bilenler için, eleştiriler birer işaret taşı-dır. Eleştiriden korkanlar hiçbir şeye karışma-yacak, toplum önüne çıkmayacak ve varlıkla-rını hissettirmeyeceklerdir. Ancak unutulanlar eleştirilmezler. Bir düşünür: "Eğer, bir insan öl-düğü gün kabri başında bile eleştirilmiyorsa, kendinden bahsedilmiyorsa, yaşayıp yaşama-dığı meçhuldür." der.
İnsan zaman zaman iç muhasebe yaparak kendisini değerlendirmelidir. Sorgulamalıdır kendini. Rahmetli Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Baş-gil "Gençlerle Baş Başa" isimli kitabında bu konuya değinir. "Akşam yatağına yattığın zaman o gün ne yapıp yapmadığını göz önüne getirerek muhasebeni yap!" der. Muhasebesi-ni yapanlar ertesi güne daha zinde daha du-yarlı daha akılcı bir şekilde başlayabilirler. Ziya Paşa bir beytinde "Aynası iştir kişinin lafa ba-kılmaz" diyor. Aynası işi olanların yaptığı eleş-tirilere öyle ihtiyacımız var ki. Keşke, öyle in-sanlar bizi eleştirse de yolumuzu daha iyi gö-rüp, adımlarımızı daha emin atabilsek.
Toplumumuzda yuh çekilenlerin sayısı ya-şarken de ölürken de azalsın istiyoruz. Fakat “Yûh Baba”ların öldüğüne bakmayın siz. Yanlışınız varsa, onlar kabirlerinden bile kal-kıp yuh çekmeyi ihmal etmezler.
alıntı