Biliyorsun vedaları asla sevmem.
Eğer bir gün, dönmemek üzere çıkıp gitmem gerekirse yüreğinden,
ayrılışım herhangi bir gün gibi olmalı.
Her ayrılışımızın ardından yeniden buluşacakmışız gibi gitmeliyim bulunduğun yerden.
Ve yine sana ´Görüşürüz yarın´ demeliyim,
bir daha dönmeyecekken.
Pencereme vuran her yağmur tanesinde seni düşünmeliyim sessiz sessiz,
yüreğim kan ağlarken, mevsim gözetmeden.
Seni özlemeliyim, kışın en soğuk gecelerinde,
bir dağın eteğinde ya da en fırtınalı sahillerinde yüreğimin denizlerinin,
senden başka kimsenin bilmediği.
Gökyüzündeki yıldızları saymalıyım en karabulutlu gecelerde,
Kızkulesi’nin kıyılarına vuran Boğaz’ın köpüklü dalgalarını dinlerken.
Ortaköy’deki meyhanelerde sabahlamalıyım,
gözlerimde buğulu gözlerin, ellerimde artık tutamadığım ellerin
bir iki tek atarken. Kaderime kahretmeliyim sonra,
seni beklenmedik bir anda yüreğimden kopardığı için...