” Bilsem tutardım küçük ellerinden,
En yumuşak yerlerinden saçının,teninden,
Gözlerinden minik parçalar alırdım yanıma..
Ceplerine doldurabildiğim kadar bilet koyardım, her istediğinde gel diye..
Ellerimi verirdim sana hiç düşünmeden ; gözyaşlarını sil,
Hiç üşümesin ellerini hep aralarına al diye..
Saçlarında her istediğinde dolaştırabil diye keserdim ellerimi sende kalırdı işte..
Diyorum ki mavi lastik bir balonu şişirip sana verseydim keşke,
İçinde sadece benim nefesim olsaydı,
Her özlediğinde içine çekebil diye… ”
Bilmiyordum meğer ben hep gideceğin bir yolmuşum,
Trenler kalkıyormuş istesyonlardan bana ,
Ancak bir meleğin tutunacağı beyaz,
Sapasağlam bir iplik varmış aramızda..
İçindeki sıcak yerden açmış gibiyim gözlerimi hayata,
Senden hemen önce ölmüşüm sanki de,
Tanıdığım an ben, senin olan ben doğmuşum..
Hiç olmadı desek de biliyorum bir kere sen kollarımda,
Beni büyülüyen gözlerini kapadıktan biraz sonra ben de uyumuşum,
Sensiz sabahların aksine o sefer,
Gülen gözlerimi açtığım an emin olduğum.