Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapÜnlüler, sevgililerine yazdıkları aşk mektuplarıyla da tarihin duygu yüklü sayfalarında iz bıraktılar. "Aşkoğrafya-Ünlü lerden Seçme Aşk Mektupları" adlı kitapta, aşklarını mektuplar ile anlatmaya çalışanlar arasında kimler yok ki...
Dahi bilim adamı Einstein'den, Churchill'e kadar tarihte iz bırakmış birçok ünlünün mektupları yer alıyor bu kitapta.
Ölümsüz sevgiliye
Einstein, büyük aşkı Mileva' ya bir mektubunda "Sevgili Pisiciğim" diye hitap ediyor, başka bir mektupta ise aşkını şöyle anlatıyor: "Sen yanımda olmadığında sanki ben tam olarak kendim değilmişim gibi geliyor bana..."
Müzik dehası Beethoven' ın, kime yazıldığı bilinmeyen "Ölümsüz Sevgiliye" başlıklı mektubunda ise; aşkına şöyle hitap ediyor: "Sakin olun; beni sevin. Ne göz yaşartıcı bir özlem size duyduğum."
Özlemle beklenen mektup
Bir başka müzik dehası Mozart da, karısı Constanze'den aldığı mektuba karşılık gönderdiği cevabî mektupta, "Ve en mutlu anım geldi; uzun süredir büyük bir özlemle beklediğim, mektubunu aldım... " ifadelerini kullanıyor.
Yaşamı boyunca birçok askerî başarı kazanan Napoleon Bonaparte de, Josephine'ye yazdığı mektupta, "Tatlı ve eşsiz Josephine, yüreğimde ne tuhaf bir etki yaratıyorsunuz siz... " diyor.
İngiliz devlet adamı Winston Churchill'ün, karısı Clementine'e yazdığı mektubun son bölümü ise şöyle: "Milyonlarca insan için trajik geçen yıllar boyunca fırtınalar ve çalkantılar arasında birlikte oluşturduğumuz hazinenin ne kadar büyük olduğunu görmek sevindirici değil mi?"
Varlığınızla onurlandırın
Fransa Kralı 4. Henry'nin sevgilisi Gabrielle'ye yazdığı aşk mektubunda, "Gelin ve imkanları elverse binlerce mili aşıp ayaklarınıza kapanacak ve oradan bir daha hiç kalkmayacak bu erkeği varlığınızla onurlandırın.
Goethe' den F. Von Stein' e:
"Neden sana acı çektiriyorum sevgilim? Neden hep ya sana acı çektirmek, y da kendimi aldatmakla geçiuor günler. Biz birbirimizin hibir şeyi olmayacaktık ama her şeyi olduk. İyi uy meleğim ve uyan. Seni artık görmeyeceğim, yalnız biliyorsun ya ah, hepsi saçma, ne söylesem hepsi boş.
Yıldızları nasıl seyrediyorsan bundan sonra da sana öyle bakacağım.
Aşk ve mektup sıcacık duyguların, kelimelerdeki samimi yansımasıydı bir zamanlar. Şimdi yok oldu kelimelerin gizemi, aşkların sahiciliği. Çağın gerçekleri, beyaz sayfaları ağların içine hapsetti. Artık mektup yok. Kalem ve kağıdın dansı uzak bize. Ne acı!