Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş Yap602 yıllk bir minber…. Tarihi minber üzerinde güneş ve galaksi sistemleri var.
Hem de gezegenlerin büyüklük oranları ve yörüngeleri gerçek oranlarla
örtüşüyor….
1402 tarihinde (Hicri 804) inşa edilen Bursa’nın tarihi sembollerinden Ulu
Caminin minberinin Doğu yakasında (mihraba bakan yüz) Güneş sistemi, Batı
yakasında ise Galaksi Sistemi yer alırken evrenin kül olarak tasvir edildiği
ileri sürüldü. 602 yıllık tarihi minberdeki şekiller bu tespiti doğrular
nitelikte. Hem de minberin her iki yüzünde şaşırtıcı şekilde evrenin
haritalarının adeta bir krokisi var. Bu kadar büyük bir tesadüf olabilir mi,
yoksa bu minberin banisi gerçekten bir astronomi hayranımıydı?
İlginç şekillerin sırrını özen kişi Araştırmacı Fevzi Ülgü Alsancak. 1980
yılından bu yana minber üzerinde yaptığı çalışmalarla tarihin derinliklerinde
kalan gerçeklere ışık tuttuğunu söyleyen Alsancak, “Alan süsleme motiflerinde
simetri yoksa mutlaka bir mesaj vardır” ilkesinden yola çıkarak,minberdeki
şekiller üzerine yapılan yorumların tutarsız olduğunu söylüyor. Bilim teknoloji
ve uzay bilimleri araştırma tekniklerine kafa yoran bir öğretmen olduğunu
belirten Ülgü, motifleri dikkatlice incelediğinde minberin mihraba bakan yüzünde
güneş sistemini keşfettiğini söylüyor.
Bursa’da yayınlanmakta olan Apameia dergisinde yer alan bilgilere göre, minberin
gizem ve sırlar içerdiğini iddia eden Ülgü, “minberin taşıdığı kıymet ve
değerler, açısından şu noktalara dikkat etmek gerekir. Doğu yakası Güneş
Sistemi, Batı yakası ise ise Galaksi sistemleri yerleştirilmek suretiyle bir kül
halinde kainat sembolize edilmektedir” iddiasında.
Mihrapta yer alan Güneş Sisteminde 9 gezegen var. Bunun da ötesinde gezegenlerin
güneşe göre konumlarının ve büyüklükleri gerçek ölçülerle örtüşür oranlarda.
Güneş ve gezegenler arasındaki mesafe büyük olduğu için yıldız gezegenlerden
farklı olarak 9 damlacıklı kurs olarak işaretlenmiş.
Ülgü, yine Kündekari sanatının bir özelliği olan parçaların birleşmesiyle oluşan
çukur kanal çizgilerinin de gezegenlerin yörüngesini temsil ettiğini söylüyor.
Bu yüzeyde yer alan bir başka gizem ise serpiştirilmiş halde yıldız motifleri
yer alması ve buların içinda kuyruklu yıldızların da bulunması. Ülgü’nün dikkat
çektiği en önemli detaylardan bir de Plüton gezegenin tek başına ayrı bir
platformda ve bir açı farkı ile gösterilmiş olması. Bilindiği üzre güneş
siteminin aynı düzlem üzerinde olan ilk 8 gezegeninin aksine Plütao ayrı
düzlemde dolanmaktadır.
Minberin Batı Cephesinde ise 7 adet Galaksi formatı tespit ettiğini söyleyen
Ülgü, galaksi platformlarının 5 ayrı renkte sedef kakma ile gösterildiğini
söylüyor. Ancak ne yazık ki bugün hatalı boyama teknikleri ile bu önemli detay
büyük ölçüde yok edilmiş durumda. Ama kayıtlardan bunu doğrulamak mümkün…
Ülgü’nin bir diğer iddiası ise minberin her iki yüzünde yer alan 3’lü ve 12’li
dolap kapaklarının Türk boylarını temsil ettiği yönünde.
Sırlarla dolu minberin giriş kapısı üzerinde Murat Han oğlu Yıldırım Beyazıt
Hanın emriyle Hicri 804 yılında minberin yapıldığı bilgisi yer alıyor. Ülgü,
kayıtlarda minberin ustası ile ilgili çelişkili bilgiler bulunduğuna dikkat
çekiyor. Ülgü’ye göre minberi yapan kişi adını tırabzan süsleme motifine göre
tırabzanın sağ ikinci sülüsle yazan Devaklı Abdülaziz oğlu Mehmet. Devak Tebriz
yakınlarında bir Türk köyü. O tarihte Mülki amir olan Kadızade Rumi efendi,
beceri ve bilgi alış verişi için 300 kadar sanat erbabını Tebriz’e göndermiş ve
bir o kadar ustayı da oradan Bursa’ya getirmiştir. Oradan gelen Kündekari
sanatçılarının başı Abdülaziz oğlu Mehmet’tir. Bu minber de onun ve ustalarının
camiye bir hediyesidir.
Kündekari sanat açısından eşsiz bir değere sahip olan minberin ilginç bir
özelliği de 6666 adet abanoz ağacı parçasından vücuda gelmesi. Bu rakamda halk
arasında yaygın inaçla Kuran’ı Kerimdeki ayet sayısına tekabül etmektedir….
O dönemdeki İslam ve Türk alimlerinin matematik ve gök bilimlerine yönelik
ilminin Batıya nazaran hayli ilerde olduğu da gö önüne alınırsa Ülgü’nğn tezleri
pek de tutarsız değil. Ne dersiniz bütün bu benzerlikler sadece bir tesadüf
olabilir mi?
Alıntı