TÜRKLERI ANLAMA SANATI adlı kitaptan seçmeler:
Madde 3: Çocuk yüzmeyi çabuk öğrensin diye babası tarafından
kucaklanıp denize atılır..Türkiye'de babalar sahillerin olmazsa
olmazlarıdır. Yüzme öğrensin diye çocuklarını kucaklar ve
'Sıkma kendini, rahat bırak'diye suya atarlar. Bahane de hazırdır.
'Olur mu? Bak Rusya'ya. Orada çocuklarıdoğar doğmaz havuza
atıyorlar, yüzmeyi öğrensin diye.Olimpiyatlarda görüyoruz herhalde...'
Madde 7: Hesap ödeyen erkek, hesabı ödemek için gereken işlemi
masanın altında yapar.Türk erkeği ödediği hesabı masadakilerin
görmesini istemez.Eğer görürlerse ayıp olacağını düşünür ve
karşıdakilerin 'Ulan amma da görgüsüz herif, hem ısmarlıyor hem de
hesabı gözümüze sokuyor'demesinden çekinir. Böyle bir davranışa
bir de Eskimo erkeklerinde rastlanılabilir. Hesabı açıkta ödeyen
Eskimo'nun eli haliyle donacaktır.
Madde 11: Türkiye'de ilk, orta, lise, üniversite, yüksek lisans,
doktora fark etmez, sınav kağıtları dağıtılırken, bir öğrenci mutlaka
"Hocam istediğimiz sorudan başlayabilir miyiz?' sorusunu sorar.
Aynı öğrenci, öğretmen haftaya sınav yapacağını bildirdiğinde
kaçıncı sayfaya kadar sorumluyuz hocam' sorusunu soran ama
yine de sınava çalışmayan öğrencidir.
Madde 25: Tüm ısrarlara rağmen misafir 'Yemeyeceğim yeter!'
diyorsa, Ev sahibi son kozunu değerlendirir ve ilahi gücü cümle
içinde kullanıp Bak Allah'ın adını verdim' diyerek misafiri köşeye
sıkıştırır. Misafir bunun üzerine midesi dolu olsa da, ilahi kudret
korkusundanmıdır kaçış yolu kalmamasından mıdır, ne var ne
yoksa bir çırpıda yer.
Madde 31: İşyeri açılışının yapıldığı gün satılan ilk üründen
elde edilen para (siftah parası) bereket getireceğine inanılıp
çerçeveletilir ve işyerinin duvarına asılır. İşyerleri açılışı çok
önemlidir. Alışveriş yapanlar ürünlerin gerçek karşılığını değil,
gönüllerinden geçeni kasaya bırakırlar. İlk alışveriş parası
herkese gösterilir.
Madde 34: Üzerinden araç geçsin ve temizlensin diye işyeri
paspasları cadde ortasına fırlatılır. Sinek avlayan esnaf Türkiye'de
temizlik hastası kesilir. Alır eline hortumu baştan aşağı dükkanının
bulunduğu caddeyi, kaldırımları birgüzel sular. O da yetmez,
yandaki caddeleri ve sokakları da sulamayı iş edinir.
O arada paspaslar da temizlikten payını alır.
Madde 42: Misafirlikte kolonya ikram edilirken büyüklerin
ellerine çocukların kafasına dökülür. Aynı misafirlikte biraz
büyük bir çocuk varsa mutlaka 'Geçen bunu hamama götürdük.
Babasını da getirseydin bari dediler' geyiği yapılır.
Madde 46: Durakta değil de, her el kaldıran yolcu gördüğünde
duran otobüse halk otobüsü denir. Halk otobüsü , belediye otobususnun
aksine, halkı kırmaz, durur. Halk otobüsünün belediye otobüsünden tek farkı budur.
Madde 49: Sehirlerarası otobüs yolculuklarında kan bağı yoksa
(karı,koca, yeğen, yenge gibi) bayan yanına erkeğin oturması
firma tarafından kabul edilmez.. Türkiye'de en önemli namus
bekçileri otobüs muavinleridir.Muavinlere göre birbirlerini hiç
tanımayan iki karşı cinsin, mesafe olmaksızın seyahat etmesi,
ateşle barutun birbirine bitişik iki koltuktan bilet alması gibi bir
şeydir. Buna asla izin vermezler. Ancak gidilecek yol boyunca
erkeğin yanına oturtmadıkları genç kızı kesmeyi de ihmal etmezler.
Madde 63: Gelinin belinde yer alan kırmızı kuşak bekareti simgeler.
Damadın elbisesi üzerinde renkli bir çaput parçası, herhangi bir
işaret bulunmadığından cinsel geçmişi hakkında fikir yürütmek
mümkün değildir. Aslında şimdilerde bu geçmişle pek ilgilenen de yoktur.
Madde 64: Kafa bir yere çarptığında şişmesin diye çiğnenmiş
ekmekle ovalanır.Türklerin 'Kendi kendine tedavi' yöntemleri
sadece bunlarla bitmez. Ağrıyan yere sıcak tuğla konur. Isıtılmış
çay bardakları ile sırt çekilir. Arpacık çıkmış göze sarmısak
sürülür. Sarılık olmuş kişiye kendi idrarı içirilir. Kesilen ve
kanayan yere tütün basılır. Paslı çivi batan yer sopayla dövülür.
Burkulan yere biftek bağlanır. Yanan yere diş macunu sürülür.
Bu hikmetlerden sual olamaz..
Madde 66: Bütün ilaçlar buzdolabında saklanır. Buzdolabının kola,
su, gazoz koyulan bölgesi ilaçlara yetmeyince, ilaçlar yumurtaların
bulunduğu alanda, kurumuş yarım limonlara komşuluk yapar.
Madde 75: Sokak ortasında aşka gelip sevişen, kedi, köpek
at gibi hayvanlar önce 'Hoşt, kışt, pişt, aloooo' denilerek uyarılır.
Sevişme halinin devam etmesi durumunda hayvanlar sopa
benzeri bir cisim kullanılarak ayrılır. Üç-beş güvercin bir araya
gelip, buldukları kırıntıları kafalarını delirmişçesine öne arkaya
sallayarak tetikte yerken, kendilerine doğru aniden koşan birini
gördüklerinde topluca kaçarlar. Güvercinler neden böyle bir
davranışla karşılaştıklarını anlamazlar. Kışşşt' diye ses çıkarıp
güvercinlerin ortasına dalan bir Türk'ün de pek anlaşılacak bir hali
yoktur zaten.