SANIRIM 2002 yılıydı. Uzun yıllar Amerika’da yaşayan bir arkadaşım Türkiye’ye yeni dönmüştü. Amerika’da geçirdiği üniversite yılları ona çok şey katmıştı. Ama bir o kadar da Türkiye gündeminden uzak kalmıştı. Öyle ki sohbetlerimizi yalnızca dinliyor dinlediğinden de pek bir şey anlamıyordu. Bir gün bunu itiraf etti. “Siz ülke meselelerinden bahsederken sanki şifreli konuşuyorsunuz, ben konuştuklarınızdan hiç bir şey anlamıyorum” dedi. Şaşırdık. Şifreli konuştuğumuz filan yoktu. Biz ısrar edince arkadaşım sordu: Aile fotoğrafı ne demek? Arkadaşımızın ne demek istediğini o an anladık. Sohbet sırasında o yıllarda çokça tartışılan bir kareyi konuşuyorduk. Demirel’in bazı iş adamları ve siyasetçilerle birlikte çektirdiği bir fotoğraftı bu. Medya bu fotoğrafa “aile fotoğrafı” adını vermişti. “Aile fotoğrafı” atıflı yazı ve haberler kamuoyunda karmaşık ilişkiler ağını ve siyaset-ticaret ilişkisini çağrıştırıyordu. Yani “Aile fotoğrafı” kapsamlı bir alt metni olan bir tanıma dönüşmüştü. Kısacası arkadaşımız haklıydı. Bizler konuşurken birbirimizi anlıyorduk ama gündeme hakim olmayanlar için konuşmalarımız şifreli gibi algılanıyordu. Benzer algılama sorunlarını bugünlerde de yaşıyoruz. Kullanılan terminolojilerin pek çoğu gerçek anlamlarını kaybetmiş durumda. Gündemi çok yakından takip edemeyenler, özellikle de yabancılar ve yurt dışındaki Türkler için, bu anlam kaymalarına çözüm üretmek gerekiyor. İşe Ergenekon soruşturmasından başlanılabilir. İşte son günlerde çok sık kullandığımız tanımların günümüzdeki çağrışımları:
Ergenekon: Ergenekon artık yalnızca Türklerin diriliş destanının adı değil. Son iki yıldır, Ergenekon, Türkiye üzerinde oynanan yeni oyunun da adı. Ergenekon, sabaha karşı yapılan baskınlarla yazarların, akademisyenlerin, rektörlerin cezaevine gönderilmesi anlamına geliyor. Ayrıca, binlerce sayfalık iddianamelerle, bir türlü başlayamayan yargılamaların ve hukuksuzluğun bir diğer adı da artık Ergenekon...
Kağıt Parçası: Son birkaç aydır, “Kağıt Parçası” basit bir müsvedde kağıttan çok daha derin anlamlar taşıyor. Taraf Gazetesi’nin eylem planı başlığıyla yayınladığı bir fotokopi günlerce ülkeyi karıştırdıktan sonra TSK’dan yapılan açıklamada bu fotokopi için “Kağıt Parçası” tanımlaması yapıldı. Kimi çevreler, bu fotokopiyi belge olarak nitelese de kamuoyu hala bu işin aslını öğrenemedi. Bu fotokopi gazeteye nasıl ulaştı? Bu haberi yapanların TSK ile alıp veremediği neydi? Bu soruların cevaplarını hala bilmiyoruz.
Yandaş Medya: Siyasi iktidarı eleştirebilen medyanın, siyasi iktidara biat eden medyaya taktığı isim. Türk medyasının yüzde 50’sinden fazlasını tanımlayan bir terim. AKP’nin medyası ya da AKP’li medya gibi eş anlamlıları da var. Ancak ilginçtir, Başbakan Erdoğan da kendisine muhalefet eden yayın organlarını aynı terminolojiyle anıyor. Yani “Yandaş Medya” lafını eğer Başbakan’ın ağzından duyarsanız, şaşırmayın. Belli ki kendisi bu terimin kamuoyundaki algısını ters düz etmeyi amaçlıyor. Ve kendisini eleştiren yayın organlarının CHP’nin yandaşı olduğunu ima etmeye çalışıyor.
Tarihi Fırsat: İçeriği bilinmeyen, içi doldurulmamış bir tanım. Buna rağmen, kamuoyunda hiç de hoş karşılanmayan bir sürecin habercisi. Cumhurbaşkanı’nın “Kürt Sorununa Çözüm” söylemiyle başlayan tartışmada “tarihi bir fırsat” yakaladık demesiyle önemli bir tanım haline gelen tarihi fırsatın ne olduğunu şimdilik bilmiyoruz. Ama “Tarihi Fırsat” tanımı şimdiden olumsuz çağrışımlarla yüklü.
Türkiye’nin yeni şifrelerinin bir kısmı böyle açıklanabilir. Keşke Tük Dil Kurumu yabancı dillerden dilimize giren kelimeleri Türkçeleştirdiği gibi, hayatımıza giren yeni tanımlar için de bir sözlük hazırlasa...
Yazan : LALE ŞIVGIN
Kaynak : Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş Yap