SÜSPANSİYON: Otomobil süspansiyonları yolculuğu daha konforlu hale getirir. Tekerlekler yollardaki çukur ve tümseklerden geçerken yukarı aşağı hareket eder. Süspansiyon sistemi, tekerleklerdeki titreşimlerin otomobilin gövdesine ulaşmasına ve gövdenin kontrolsüz olarak hareket etmesine engel olur. Ayrıca tekerleklerin yolla temasını sağlamaya da yardımcı olur. Modern süspansiyonlarda yay ve amortisör yerine hidrolik silindirler kullanılır. Bütün tekerleklerin yüksekliği otomobildeki merkezi bir bilgisiyara bağlı olarak silindirler tarafından denetlenir. Aktif süspansiyon otomobilin doğrultu kontrolünü önemli ölçüde iyileştirir.
ŞAMANDIRA KABI: Karbüratörde benzine depoluk eden kap.
ŞASİ: Otomobilin motor, gövde panelleri gibi ana parçalarını taşıyan, genellikle çelikten yapılmış iskelet.
ŞARJ: Dinamo ya da alternatör tarafından üretilen ve aküde depolanan akım verimi.
TABAN DİŞ DESENİ: Yolla lastik arasındaki su, toz, kir ve karı dışarı atar ve yolu daha iyi tutmaya yardımcı olur.
TAKOMETRE (Motor devir göstergesi): Krank milinin dakikada yaptığı devir sayısını sürücüye bildiren gösterge.
TAMBURLU FRENLER: Tamburlu frenlerde disk yerine metal bir tambur bulunur. Fren balataları tamburun içindeki eğimli fren pabuçları üzerine oturur. Tamburla pabuç arasında bir boşluk vardır. Sürücü fren yapınca pabuçlar hidrolik sistem tarafından dışarı itilir ve tambura değer. Böylece tekerlekler yavaşlar.
TARGA: A- ve B-direkleri arasındaki tavanı çıkarılabilen ve yarı üstü açık olabilen otomobil tipi.
TAS (Travel Assist System): Bu sistem bağlı olduğu GSM hattı sayesinde kaza ve arıza hallerinde markanın merkezine GPS'te belirlediği koordinatlarla birlikte yardım mesajı gönderiyor.
TEKLEME: Bir silindirin ateşlenmemesinden doğan motorun teklemesi.
TERMOSTAT: Körüklü bir aygıttır. Soğuk havalarda ve motorun ilk çalışması sırasında soğutma suyuna kısa devre yaptırarak motorun erken ısınmasını sağlar.
TOZLUKLAR (ÇAMUR PERDELERİ): Oynak parçalara toz ve pislik girmesini önleyen, kauçuktan yapılmış koruyucular.
TC (Traction Control): ASR ile aynı görevi yapan bir sistem. ABS yardımı ile yeri geldiğinde fren uygulayarak çekişin başarısını artırırı.
TCS: Çekişin veya itişin olduğu herhangi bir tekerleğin boşa dönmesini engelleyen kontrol sistemi.
TDI: Turbo beslemeli dizel enjeksiyon sistemi.
TEKLEME: Motorun bir veya birkaç silindirindeki ateşlemenin kusurlu olması ya da hiç olmamasından kaynaklanır.
TERMOSTAT: Sıcaklık değişimiyle çalışan parça. Motor soğutma sisteminde ve ısı kontrol kapakcıklarında çeşitli termostatlar kullanılır.
TIPTRONIC: Vites geçişlerine manuel olarak da kumanda edilmesini sağlayan elektronik kontrollü şanzıman sistemi.
TİTREŞİM DAMPERİ: Krank milinin burulma titreşimlerini önlemek için krank miline takılan parça.
TORK: Döndürme kuvveti, kuvvet ile döndürme kolu uzunluğunun çarpımına eşittir.
TPC: Jant içlerindeki gelişmiş sensörler ile çalışan elektronik lastik basınç kontrol sistemi.
TRANSİSTÖR: Elektrik anahtarı gibi kullanılan elektrik düzeni. Bazı ateşleme sistemlerinde platinlerin ömrünü artırmak için kullanılır.
TS (Twin Spark): Alfa Romeo'nun silindir başına 2 buji kullanılan modellerine verilen ad.
TURBO: Motora atmosferik basıncın üzerinde hava vererek küçük hacimlerden büyük güçler alınmasını sağlayan, gücünü egzoz gazının fiziksel etkilerinden alan bir çeşit pompa.
TÜRBÜLANS: Hava-yakıt karışımının silindirdeki hızlı dönüş hareketi.
TWIN SPARK: Daha etkili patlama için ateşleme odasının tepesinde iki bujinin bulunma
V MOTOR: Silindirleri V şeklinde iki eğik düzlem üzerinde bulunan motorlar.
V-8 MOTOR: Silindirleri V şeklinde, iki eğik düzlem üzerinde dörder dörder sıralanmış motorlar.
VALF: Silindir başındaki gaz geçiş supaplarına verilen isim. Diğer adı supaptır. 8V ve 16V gibi işaretler otomobilin kaç supaplı (valf) olduğunu gösterir. 8V dört silindirli bir motorda 8 supap bulunduğunu yani her silindire iki supap düştüğünü (1 emme, 1 egzoz supabı) gösterir. Dört silindirli motor için kullanılan 16V (ya da 16 supap) ifadesi ise o motorda silindir başına 4 supap (2 emme, 2 egzoz) bulunduğunu gösterir. 24V ise altı silindirli bir motorda silindir başına 4 supap bulunduğunu gösterir.
VANOS (Variable Nockenwellen Steuerung): BMW tarafından gerçekleştirilmiş değişken zamanlı supap, supap iticileri ve eksantrik kontrol sistemi. Bu sistem, emme ve egzoz manifoldlarındaki gaz akışını da kontrol ediyor.
VARIO-DACH: Tavanın A-sütunları arkasındaki parçaları değiştirilerek, bir Cabrio, bir Coupe, bir Sedan ve hatta bir StationWagon olarak kullanım amacı ve tipi değiştirilen araç konsepti.
VENTURİ: Karbüratör hava boğazındaki daraltılmış kısım. Havanın hızını artırarak vakum meydana getirir ve havanın içine benzin karışmasını sağlar.
VİTES KUTUSU: Sürücüye değişik hız seçenekleri sunar. Vites kutusunda birçok dişli çark bulunur. Bunların birbirleriyle değişik şekillerde çalışmaları sonucu, beş hatta bazen altı değişik hız elde edilir. Değişik yol koşullarında değişik kuvvet ve hızlar kullanıldığından bir otomobilde farklı viteslerin olması gerekir.
VİSKOZİTE: Sıvıların akmaya karşı gösterdikleri direnci anlatan terim. Örneğin kalın bir yağın viskozitesi ince bir yağın viskozitesinden daha fazladır.
VOLAN: Hareketini krank milinden alan düzenek
VTEC: Honda'nın Formula 1 teknolojisinden normal motorlara yansıttığı değişken zamanlı eksantrik mili kontrol sistemi, ki bu sistem motor hacmi başına güç oranlamasında rekora sahip.
VVT-I (Varible Valve Timing-Intelligent): Değişken zamanlı supap kontrol sisteminin Toyota patentli şekli. Motorun performansını artırır ve gereksiz yere yakıt tüketimini engeller
WANKEL (ROTARY): Yaklaştığı duvarlarda patlama yaparak dev silindir bloğu içinde dönen yuvarlak kenarlı tek bir üçgen piston sisteminden oluşur.
WANKEL MOTOR: Rotorlu bir motor çeşidi. Üç kanatlı rotoru oval bir gövdede merkezden kaçık (eksantrik) olarak döner.
WHIPS: Arkadan gelecek kaza darbelerinde ön koltukları alttan ön yukarıya doğru kaydırarak, sürücü ve yanındakinin boynundan omuruna zedelenme ortaya çıkarmayan, salıncak hareketi içeren bir sistem.
XENON: Yüksek basınçlı ksenon gazıyla ve küçük lensler ile çok güçlü ışık veren far teknolojisi
YAĞ ÇUBUĞU: Motordaki yağ seviyesini kontrol etmek içindir.
YAĞ KEÇESİ: Yağ sızıntısını önlemek için dönen millere gerekli şekilde yerleştirilmiş conta.
YAĞLAMA: Birbirine sürtünen yüzeylerin yağ gibi kayganlık sağlayan bir sıvı ile kaplanması. Bu işlem sayesinde sürtünme azaları.
YAKIT ENJEKTÖRÜ: Her silindire püskürtülecek yakıtın miktarını ve zamanlamasını denetler.
YAKIT HÜCRELİ MOTOR (Fuel Cell Engine): Hidrojen gazı oksijenle birleşip "su" olmaya çalışırken ortaya çıkan büyük enerji, otomobilin elektrikli motorunun bataryalarını şarj ediyor ve araç "0" emisyonlu olarak geleceğin motor teknolojisine sahip oluyor.
YALPA ÇUBUĞU: Araç gövdesine bağlı çelik bir çubuktur. Otomobilin sert virajlarda dışa yatmasını ve engebeli yollarda tekerleğin yerden kesilmesini engeller. Yalpa çubuğu iki tekerleği aynı seviyede tutmaya çalışan bir yay gibidir.
YANMA: Pistonun buharlaşmış gazı silindire sıkıştırmasından sonra benzin/hava karışımının kıvılcımla ateşlenmesi olayı.
YARIM MİLLER: Diferansiyel dişlisinden aldığı hareketi tekerleklere ileten akslar.
YARIŞ KEMERİ: Yarış otomobillerinde sürücü ve yardımcı sürücü yarış kemeri adı verilen beş parçalı kemerler kullanırlar. Omuzlardan belden ve bacakların arasından geçn parçalar önde birleşir. Yarış kemeri güvenlik kafesinin arkasına bağlıdır.
YOL ÇİZGİLERİ: Karayolundaki arabalara ayrılan yolları belirler. Düz beyaz çizgi üzerinden geçilmez; kesik beyaz çizgi üzerinde trafik kurallarına uygun olarak geçilebilir. Her iki tür çizginin bulunması durumunda araca en yakın olan çizgi dikkate alınmalıdır.
YOLCU KAFESİ: Gövdenin sağlam ve sert bölümü. Otomobil takla atsa bile zarar görmeyen bu bölüme yolcu kafesi denir.
YUMUŞAK FREN YAPMA: Arka tekerleklerin kilitlenmesini önlemek için süspansiyon hareketine göre, fren pedalına ahenkli basılması.
YÜKSEK GERİLİM KABLOSU: Ateşleme sisteminde bobinden distribütöre ve distribütörden bujilere elektrik taşıyan özel kablo.