Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapSite Adresi: Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapAŞKIN VE TUTKUNUN DANSI TANGOLinklerin Görülmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş Yap bir tutkudur; iki bedenin, tek bir ruh halini almasıdır.
Tango, kırmızı ve siyahın dansıdır. Müziği bile davetkardır, kışkırtır, pistte olmak istersiniz. Size bir el uzandığında reddetmek gelmez içinizden.
İyi bir tango dansçısı; ritmi ve müziği iyi duyan kişidir. Kadına saygı göstermeyi bilmelidir ki doğru anda doğru partner ile ne yapacağını bilsin. Kendisini kadına adapte eder. Kadının kendini pistte en iyi dansçı olarak hissetmesini sağlamalıdır. Kadın için dans eder. Eğer kompike figürleri zarafet içinde yapabiliyorsa, bu onun iyi olduğunu gösterir ve eğer partneri ile uyum içinde dans edebiliyorsa, o zaman mükemmel bir dansçı demektir.
Tango dendiğinde ilk akla gelen, tutkulu bir dans olmasıdır. Aşkın ve tutkunun dansıdır. Kadın ve erkeğin her hareketi, bakışı, duruşu tutkulu bir aşkın resmi gibidir. Aşk, müzik, beden dili, tutku, gurur, nefret, kavuşma, ayrılık hislerini uyandırır. Yani iyi bir aşk hikayesi görmek isterseniz; tango yapan bir çifti izlemeniz yeterlidir. Bir güç gösterisidir, daha sonra da uzlaşma… “Güllerin Savaşı” filminin dansa uyarlanmış hali gibidir adeta…
Al Pacino’nun emekli olmuş kör bir subayı canlandırdığı “Kadın Kokusu” filmindeki tango sahnesi de bunun en güzel örneği değil midir? Dans etmesini bilmeyen biri bile tango tutkunu olabilir bu sahneyle. Taş bir kalp bile kör bir adamın tango tutkusunun karşısında eriyip gidebilir.
Bu tutkulu aşkın dansı; içinde hüznünü de barındırır. Hüznün sert adımları olarak ta tanımlanan tango için; tangonun büyük şair ve müzisyenlerden Santos Discepolo;
“Tango, dans edilen hüzünlü bir düşüncedir” der.