Dünya isleri için kızmazdı.
Kendi şahsi için asla öfkelenmez ve öç almazdı.
Kötü söz söylemezdi.
Affediciliği tabii idi.
İntikam almazdı.
Düşmanlarını sadece affetmekle kalmaz,onlara şeref ve değer de verirdi.
Kendisini üç şeyden alıkoymuştu; Kimseyle çekişmezdi,çok konuşmazdı,faydasız bos şeylerle uğraşmazdı.
Umanı, umutsuzluğa düşürmezdi; hoşlanmadığı bir şey hakkında susardı.
Hiç kimseyi ne yüzüne karsı, ne de arkasından kınamaz,ayıplamazdı, kimsenin kusurunu araştırmazdı.
Kimseye hakkında hayırlı olmayan sözü söylemezdi.
Yanında en son konuşanı, ilk önce konuşan gibi dikkatli dinlerdi.
Gerçeğe aykırı övmeyi kabul etmezdi.
Her zaman ağırbaşlıydı.
Konuşurken çevresindekileri adeta kuşatırdı.
Kelimeleri parıldayan inci dizileri gibi tatlı ve berraktı.
Yürürken beraberindekilerin gerisinde yürürdü, ayaklarını yerden canlıca kaldırır,iki yanına salınmaz, adımlarını geniş atar, yüksek bir yerden iner gibi öne doğru eğilir vakar ve sükunetle rahatça yürürdü.
Kapısına yardim için gelen kimseyi geri çevirmezdi.
Bir gün kendisinden yasça küçük bir dostunun omuzlarından tutarak söyle demişti "Sen dünyada garip bir kimse yahut bir yolcu gibi yasa!"
Her zaman hüzünlü ve mütebbessim bir haletle dururdu,yüzünde daima ışıldayan bir parlaklık olurdu.
Adet üzere sarf edilen hiçbir kötü söz ağzına almadı.
Sıkıntılı hallerinde kabalaşmaz, bağırmazdı.
Fakirlerle birlikte yerdi, öyle ki onlardan ayırt edilmezdi.
Önüne ne konulursa yerdi. Sade kıyafetler giyer,gösterişten hoşlanmazdı.
Konuşurken yüzünü başka tarafa çevirmez, bulunduğu mecliste ayrıcalıklı bir yere oturmazdı.
Sabahları evinden çıkarken söyle söylerdi: "İlahi doğru yoldan sapmaktan ve saptırılmaktan, kanmaktan ve kandırılmaktan, haksizlik etmekten ve haksızlığa maruz kalmaktan, saygısızlık etmekten ve saygısızlığa uğramaktan sana sığınırım."
Sıradan değildi; Sıradan insanlar gibi yasadı.
İSTE O, PEYGAMBER EFENDİMİZ
SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM İDİ.