NEDEN SINAV KAYGISI? Ve NE YAPMALIYIZ?
Sınav kaygısına geçmeden önce kaygının tanımını yapacak olursak; kaygı, herhangi bir stresli durumda yaşanan tamamiyle doğal bir duygudur. Peki aşırı kaygı nedir? Normal olan kaygının çok fazla yaşanması ve bir takım fiziksel belirtilerle birlikte ortaya çıkması, paniğe neden olmasıdır.
Kaygı normal şartlarda yaşandığı zaman sorun yok. Çünkü bu kaygıyı hepimiz yaşıyor ve kontrol altına alabiliyoruz. Ve gerçek şu ki kaygının, normal miktarda yaşandığında motive etme etkisi var. Bu çeşit bir kaygı bizde başarıya ulaşmak için yol oluyor ki paniğe ve fiziksel bir belirtiye neden olmadığı ve performansımızı olumsuz yönde etkilemediği için müdahaleye gerek kalmıyor. Ancak aşırı sınav kaygısı yaşayan öğrenciler, sınavdayken bilgilerini unutabilirler, doğru yanıtlayabilecekleri soruları yanlış yapabilirler, hasta olabilirler. Yani sınav kaygısı; sınavlar hakkındaki tüm düşüncelerin bizde stres yaratması halidir. Sınavın başlaması yaklaştıkça stresimiz artıyor, ağlama seviyesine kadar gelebiliyorsak, güvensiz hissediyorsak ve birkaç fiziksel belirti de bunlar eşlik ediyorsa biz “sınav kaygısı yaşıyoruz” diyebiliriz. Bahsettiğimiz fiziksel belirtiler ise ateş basması, başımızın dönmesi, kendimizi “çok kötü” şeklinde ifade edebilecek şekilde hissetmek, terlemek olabilir. Yani ruhsal anlamda yaşadığımız sıkıntının yanında birkaç fiziksel rahatsızlıkta buna eşlik edebilir.
Peki neden sınav kaygısı yaşıyoruz? Sınav kaygısının oluşma sebebi kendi oluşturduğumuz yanlış düşünme biçimleri. Bu düşünce biçimleri neden oluşuyor dersek şu şekilde maddeleyebiliriz.
- Kendine güven gelişimin oluşmaması ya da eksik kalması ki bunun sebepleri çocukluk dönemimizden itibaren gelişiyor.
- Çevremizin üzerimizde oluşturduğu baskılar, bizden yüksek beklenti içinde olmaları ve bunu bize yansıtmaları. Bu durumdan etkilenirsek de sınav kaygımız çok artıyor. Çünkü “başarısız olursak beklentileri karşılayamamaktan kaygılanıyoruz.”
- Ders çalışmak için doğru şekilde zamanımızı ve performansımızı kullanamamak. Bu da hem genel hem de bireysel olarak verimli ders çalışma tekniklerini bilmememizden kaynaklanıyor.
- Yine çocukluk dönemimizden itibaren temelleri atılabilen ya da zaten mizacımızda olan ama çocuk yetiştirme yöntemleri ile pekişen mükemmel olma arzusu. Bu içimizden gelen bir duygu olabilir, çevremizin mükemmel olma beklentisi ile ilgisi yoktur. Yani mükemmel olmayı, hatasız olmayı kendimiz istiyor olabiliriz.
- Gerçekçi olmayan düşünce biçimlerini çok fazla kullanırsak da sınav kaygımızı pekiştirmiş oluruz. Bu da sınavdan alacağımız başarı hakkında sınava girmeden olumsuz yorum yapma, ya da bunun akabinde sınavdan başarısız olursak neler olacağı ile ilgili olumsuz sonuçları gereğinden fazla düşünme ya da abartma şeklinde karşımıza çıkabiliyor.
Sınav kaygısı yaşıyorsak ne yapmamız gerekiyor peki? Bunun için de hem bilişsel hem fiziksel anlamda yapabileceklerimiz var. Bilişsel olarak olayları değerlendirme stillerimizi ve bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor. Bunun için de bilişsel davranışsal yöntemlerin doğru şekilde uygulanması gerekiyor. Bu sizin kendi içinizde yarattığınız yanlış düşünce biçimlerinin değişip yerine fonksiyonlu olan düşünce biçimlerinin yerleşmesini sağlar. Bakış açınız değiştiği zaman daha önce sizi yoğun kaygıya sokan düşünceleriniz yoktur, bunun yerine sizi motive eden ve kaygınızı kontrol etmenizi sağlayan düşünceleriniz vardır.
Fiziksel yapabileceklerimiz de spor faaliyetlerinin yanı sıra kaygılandığımız zaman vucudumuzda oluşan olumsuz değişimlerin kaynaklarını durdurmayı hedefleyen yöntemlerdir. Bunlar gevşeme egzersizleri ve doğru nefes alma egzersizleri gibi yöntemlerdir. Ve unutmayınız ki hem bilişsel hem de fiziksel çalışmaların bir arada yapılması gerekir ki sonuca ulaşabilesiniz.
Ancak eğer ciddi anlamda sınav kaygısı yaşıyorsak mutlaka uzman biri ile bu zorluğu aşmanız size hem zaman kazandırır hem de bu sorundan daha kolay kurtulmanıza yardımcı olabilir. Çünkü sizin için gerekli yöntemlerin doğru şekilde ve sistemli şekilde size uygulanması çok fark yaratacaktır. Bunun için de dershanelerinizin, okulunuzun rehber öğretmenlerinden ya da onların sizi yönlendireceği diğer kişilerden(psikolog, psikiyatrist ya da psikolojik danışman-sorunun ciddiyetine göre) yardım alabilirsiniz.
Bu konuda ailelerimiz için de altını çizmemiz gereken konular var. Her şeyden önce şunu unutmamalısınız ki, ailelerin bu süreçten ayrı düşünülmesi mümkün değildir. Ailelerin de mutlaka çocuklarının öğretmenleri, rehber öğretmenleri ya da görüştükleri diğer uzman kişilerle bizzat görüşmeleri gerekmektedir. Çünkü bu bir ekip işidir ve ailelerin bu sorun yaşanırken çocukları için yapabilecekleri çok şey vardır ve bunlar ciddi önem taşır. Çocuklarınızı bu sorun sırasında asla yalnız bırakmayın ve yapabileceğiniz her şeyi öğrenmeye çalışın. Mutlaka ailelerin de kendinde değiştirmesi gerekecekleri davranışları çıkacaktır. Ve en önemlisi de sevginizi koşulsuz vermeyi sakın ihmal etmeyin. Çünkü belli edilmeyen sevgi bir işe yaramaz. Sevginizi her zaman çocukla paylaştıkça ve yaşamının en başından beri bunu yaptıkça meyvesini çok daha rahat alabilirsiniz.