ALFABETİK SIRAYLA ŞİFALI BİTKİLER
ADAÇAYI (Salvia Officinialis L.): Daha çok Akdeniz ve Ege kıyılarında yetişmektedir. Tohumdan bahçelerde de yetiştirilir. Bazı türleri Habeş, Gümüşi, Mavi, ve Kızıl adaçayıdır. Tohumları Nisan veya Eylül ayında ekilir. Bir metreye kadar boylanır. Çiçekleri türlerine göre mavi, pembe, ya da beyazdır. Şifalı olan etkili maddesi kenarları tırtıllı, buruşuk gibi görünen beyazımsı yeşil yapraklarındadır. Bu yapraklar, çiçek açma mevsimi olan Haziran-Temmuz arasında toplanır. Gölgeli havalı yerlerde kurutulur.
* Soğuk algınlığı, hazımsızlık, bağırsak gazlarına karşı ve böbrek, mesane taşlarını kolay düşürmek için; 80 gr kadar adaçayı, 1 litre suda haşlanır. Suda yapraklar ne kadar çok beklerse çayın tadı o kadar acı olur. Şeker ve küçük bir parça limonla çay gibi içilir.
* Bademcik, ağız içi iltihapları ve diş eti çekilmelerinde; ise antiseptik olarak adaçayı ile gargara yapıldığında çok iyi sonuç alınır.
AHUDUDU (Rubus İdaeaus L.): Bu bitkiye ağaççileği, dağçileği de denmektedir. Çalı gibi dikenli ormanlık alanlarda bulunur. Yan sürgünlerinden bahçelerde çit bitkisi olarak dikilerek faydalanılabilir. Nemli toprakları sever. Şifası duta benzeyen sulu mayhoş meyvelerindedir. Bu meyveler şekercilik sanayinde de kullanılır. Bitkinin verimliliğini korumak için meyve toplandıktan sonra dallar asma ve güllerde olduğu gibi budanmalıdır.
* İştah açma, kanı temizleme ve zindelik kazanmada; Gerek şurubu ve gerekse reçeli çok lezzetlidir. İştahı açma, kanı temizleme ve insana zindelik verme özelliği vardır. Eğer sınav öncesi çocuklara verilirse zihinsel yorgunluğu önleyerek, zihin açıklığı sağlar ve başarılı olunmada katkıda bulunur.
* Bademcik ve diş eti iltihaplarında; ise 40 gram ahududu 1 litre suda haşlanır ve süzülerek bir şişede muhafaza edilip gerektiğinde gargara yapılırsa çok faydalıdır.
* Güzellikte ise; gerek geç yatma ve gerekse içki nedeniyle kızaran gözleri hazırlanan su ile silerseniz hemen düzelir ve güne dinç başlanır. Bunun yanında sık çapaklanan gözler bu suyla banyo yapılırsa kısa zamanda iyileşir.
ANASON(Pimpinella anisum L.): Maydanoz türünden bir bitkidir. Çok ufak olan şifalı tohumları vardır. Çöreklere lezzet verir. Yağı rakı üretiminde kullanılır. Nisandan Mayıs sonuna kadar tohumları çimlenince bir 30 cm aralıklarla seyreltilir. Yazın açan çiçekleri ağustos - eylül arasında tohum verir. Şifası tohumlarındadır.
* Bebekler için; 1 kahve kaşığı dolusu anason tohumu, 2 fincanlık bir cezvede suyla haşlanır, süzülür. Bu su, bebeklere birer kahve kaşığı hesabıyla çok ılık olarak üç-dört kez içirilirse karın ağrısına, hazım bozukluklarına, gaza iyi gelir. Acı diye bebekler içmez ise biraz şeker katılır.
* Mide ekşimeleri ve hafif alınan alkolden sonra; bire çay kaşığı karbonata, kaşığın ancak ucunda olacak kadar anason tohumu unu katılır. Bir bardak suda iyice karıştırılarak içilirse hastayı çok rahatlatır.
ARPA (Hordeum vulgare L.) : Çok besleyici olan bu tahıl türünden bira yapımında ve yem sanayinde faydalanılmaktadır. Bu bitki aynı zamanda bir çok derde de devadır.
* Soğuk algınlığına bağlı boğaz ağrılarında; bir ölçü (örnek: 1 bardak) arpa iki ölçü (örnek: 2 bardak) suda haşlanarak yapılan lapa bir tülbent içinde boğaza sarılırsa, boğaz ağrılarına şifa verir.
* Kabızlık (Peklik) ve buna bağlı yarım baş ağrılarında; bir ölçü arpa, dört ölçü suda haşlanırsa, süzülen suyu yemeklerden sonra birer fincan içilirse kabızlık ve yarım baş ağrılarına iyi gelir. Sindirimi sisteminin düzenli çalışmasını sağlar.
* Ağızda pamukçuk ve dişeti kaşıntılarında; yukarıda açıklanan su yetişkin kişiler de görülen ağız eskisi denilen pamukçukta su gibi gerektiğinde bir iki bardak içildiğinde şifa veriri. Bu su B vitaminleri açısından çok zengindir.
ASLANDİŞİ(Taraxacum dens leonis): Bu bitkiye Karahindiba, Yabani acı marul'da denir. İlkbaharda rozet biçiminde sarı çiçekler açan, sonbaharda da küçük paraşütler halinde tohum veren ve sık rastlanan bir kır bitkisidir. Bir çok yörede hafif acımsı yapraklarından salata yapılır. Şifası ilkbaharda toplanıp kurutulan yaprakları ile sonbaharda çıkarılan köklerindedir.
* İştahsızlıkta; taze aslan dişi yapraklarının birçok yörede salatası yapılır. Hafif camsı olduğu için iştah açar.
* Karaciğer yorgunluğunda ve idrar zorluğunda; taze yada kurutulmuş 50 gram aslandişi yaprağı, 1 litre suda çay gibi haşlanır, süzülür. Bu çaydan sabah, akşam birer kahve fincanı içilir.
* Böbrek ve safra taşlarını daha rahat düşürmek için; 25 gram aslandişi kökü, 10 gram meşe ağacı kabuğu, 100 gram siyah mercimek, 1 litre suda 20 dakika kaynatılır, süzülür. Bu çaydan sabah akşam birer fincan içilir. Bu kür iki hafta devam eder.
* Güzellik için; taze aslandişi sürgünlerini kırınca, beyaz bir özsu salgılar. Süte benzeyen bu özsu ile fırçalanan dişler inci gibi beyaz olur.
ASLAN PENÇESİ(Alcemilla vulgaris L.): Bir kır bitkisidir. Şifası, iri bir pençeyi andıran geniş ve parmaklı yapraklarındadır. Çiçekleri ufak, yıldız biçiminde ve yeşile çalar. Yaprakları mart-temmuz arasında toplanır. Gölgede kurutulur.
* Yarım baş ağrısı ve soğuk algınlığına bağlı hafif ateşte; 50 gram Aslan pençesi yaprağı, 1 litre suda birkaç taşım kaynatılır. Süzülür. Bu çaydan, her yemek öncesinde aç karnına birer çorba kaşığı içilir.
AYIÜZÜMÜ(Arctstaphilos Uva-Ursi): Buna çoğunlukla it üzümü ya da Koca üzüm de denir. Boyu en fazla üç-beş karışı bulan, dalları kırmızımsı, yaprakları şimşire benzeyen ve sık rastlanan bir bitkidir. Mayıs'ta beyaz çiçekler açtıktan sonra, çileğe bezeyen meyvesini verir. Şifası meyvesindedir. Bu bitki daldırma ile de üretilir. Funda toprağını çok sever.
* Böbrek ağrılarında ve idrar yollarındaki rahatsızlıklarda; 50 gram ayı üzümü 1 litre suda kaynatılır, süzülür. Hastaya sabah, akşam aç karnına birer kahve fincanı içirilir. İdrarı biraz koyulaştırır, telaş edilmemesi gerekir. İyi geliyor diye fazla içilmez peklik yapabilir.
AYNISEFA(Calendula offcinalis L.): Bir süs bitkisidir. Çiçekleri hava kararırken açtığı için, buna Gecesefası da denir. Şifası, yaz ortasından sonbahara kadar süren, beyazdan mora kadar çeşitli renkteki çiçeklerindedir. Çiçeklerin ortasında oluşan, nohuda yakın büyüklükte siyah tohumlar sonbaharda toplanarak mayısta fideliklere ekilerek üretilir. Filizlendikten sonra yerlerine şaşırtılır. Kökler arasında en az iki karış aralık olmalıdır. Güneş gören, yumuşak ve derin toprağı sever. Yazın bol su ister.
* İştahsızlık ve hanımların adet hali düzensizliklerinde; aynısefa çiçeklerinden taze, ya da kurutulmuş olara 10 gramı 1 litre suda çay gibi haşlanır. Yemeklerden önce, aç karnına birer çorba kaşığı içilir.
* Yanıklarda; bu çiçeğin lapası da yanıkların çabucak iyileşmesini sağlar. Ancak, bu lapa yanıkların üstüne soğuk olarak konur. Kıvamı da, köfte yaparken ıslattığımız ekmek kıvamında olmalıdır. Bu lapayı yanıklara uyguladıktan sonra bir tülbentle, sıkmadan sarmak gerekir.
AYRIKOTU(Triticum repens L.): Büyük ve küçük ayrık otu olmak üzere iki türü vardır. İlki daha çok kırlarda görülür. Boyu üç karış kadar yükselebilir. Görünüşü biraz morumsu olabilir. Tepesinde şemsiye biçiminde kümeleşen kül rengi küçük çiçekler açar. İkincisi, bahçelerde çimler arsında, çiçek ve sebze tarlalarında yeşeren, kökleri daha inatçı ve çok daha yaygın olan bir türdür. Şifası, toprak altında bulunan sarımsı beyaz renkli köklerindedir. Bunlar ilkbaharda ve sonbaharda toplanır.
* Böbrek ve mesane taşlarını daha rahat düşürmek için; 20 gram ayrıkotu kökü, çeyrek limonla, 1 litre suda çay gibi haşlanır, süzülür ve her yemekten önce birer kahve fincanı içilir. Hoş bir lezzeti vardır.
AYVA (Cydonia vulgaris L.) : Ülkemizin her bölgesinde yetişir. Limon ayvası ve ekmek ayvası olmak üzere iki çeşidi mevcuttur. Limon ayvası mayhoş, sulu ve serttir. Ekmek ayvası yumaşak , tatlı, fakat suyu azdır. Sonbaharda meyve veren ayva ağacı çelik veya daldırma yöntemi ile üretilir. Sık dallı bie ağaçtır, budanırsa daha iri meyveler verir. Soğuğa dayanıklı olmasına rağmen kuzeye açık yerleri sevmez. Küllenme ve monilya hastalıkları ayvada sık görülür. Bu iki hastalığa karşı ilaçlı mücadele yapılmalıdır. Ayva ağacının çiçekleri uzun yıllardan beri ev ilacı olarak kullanılmaktadır. Çiçekler zamanında toplanıp, gölgede kurutularak kuru yerlerde saklanır. Meyvesi de taze olarak kullanılır.
* Öksürükte; 40 gr ayva çiçeği, 1 litre suda çay gibi kaynatılır, yemek aralarında olık olarak birer çay bardağı içilirse iyi gelir.
* Bulantıda; taze olarak birkaç dilim limon ayvası, hastayı rahatlatır.
* Yüksek ateşten veya soğuktan meydana gelen dudak çatlamalarında; iki ayvanın çekirdekleri bir fincanlık kahve cezvesinde kaynatılır. Çatlaklar, günde birkaç kez bu su ile ıslatılan pamukla silinirse kısa zamanda kaybolur.
* Güzelliğiniz için; etlice soyulan bir ayvanın kabuklarını, 1 su bardağı tuvalet ispirtosunda bir hafta bekletilir. Bir şişeye süzülen bu losyon özellikle yağlı ciltlerin temizliğinde çok yararlı olur. Ayrıca ayva kabuklarını etlice soyup, taze olarak bunlar da cilt üzerinde ovulup 15 dakika beklenir. Kabuklardaki vitamin cilt gözeneklerinin şifasını sağlar. Daha sonra yüz soğuk suyla yıkanır. Aynı uygulama el güzelliği içinde yapılır. Sonuç kısa zamanda alınır.