Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş Yap *Hayal kırıklıklarıyla öğreniyor insan sabırlı olmayı, bir de kaybettikçe.
Acılarsa sabrın son sınavı.
Gün geliyor bütün çektiklerinin ödülü bir an bahşediliyor insana.
Yeni doğmuş bebeğin saçlarını okşarken, bir hastalıktan gözünü yeniden
dünyaya açarken, her şey o an için değil midir.
Kavuşmalar da sabra dahil, sokağın başında beliriyorsa beklenen, sabreden
biri bıraktığı içindir geride.
Sevgi sabırdır kavuşmayı bekleyen, birini sevmek hangi yaşında olursa olsun
gözlerinde doğmamış çocukları görmektir.
Uzun yolculuklardan sonra bayrağı dikerken kaşif kutuplara, ya da dağın
tepesine, sabır der ki;
bütün çektiklerine değdi ve ben hep seninleydim bu an için. Sabır teselli
değil gerçeğin ta kendisidir.
Bir başkasına acı veren insan da acı çekiyor. Belki de daha fazlasını. Bu
yüzden gaddar bile sabretmek zorunda vicdanına.
Uyurken keder pusuda sabahı bekler ya insanı pençesine almak için, göz
kapakları açılmaya görsün,
acı bıraktığı yerden başlar, acılar zor sabreder geceye, hep sabahı bekler.
Sabır gecikmenin bekleme odası, yaşamak bir zaman oyunu yeter ki sabret,
ulaşılmaz avucunun içinde, aşk da buna dahil.*
--