mektup 1
Hep Düşünmüşümdür;
Her Sevmek İstediğimde Sevebilseydim Hayatım Ne Kadar Başka Olurdu Diye.Şunu Sevmek İstiorum,Sevdim...Buna Aşık Olmak İstiorum,Oldum...Kolay Söylenmiyor Canım 'SENİ SEVİYORUM'Olmuyor,Denmiyor Yürekten Bir Çığlık Gibi Yükselmedikçe.
Sevgi Kolay Değil Canım:Sabahları Onu Özleyerek Uyanmak Yanındayken Bile özlemek ,o güldüğünde senin içinin gülmesi ,o üzüldüğünde senin içinin parçalanmasıı o ağladığında senin kahrolman kolay değil.. kontrol edilememezliktir sevgi...
Sevgi kolay değil Canım:sigara içmesine üzülmek ,üşümesine dayanamamak,terlenmesinden korkmak,hem bir seven yürek gibi hem bir aile şevkati ile sarıp sarmalak kolay değil o'nu içten düşünmek.sen o olmaktır sevgi...
Sevgi kolay değil Canım:göz göze geldiğinde yüreğine bir kor düşmesine engel olamamak,dans ederken o dakikaların hiç bitmemesi için dua etmek,o'nun tenine her sıradan temasında bile o'nu ne kadar çok sevdiğini düşünmek ve hissetmek,avuç içlerinin ter kokusunu bile özlemek yokluğunda kolay değil...sımsıcaktır sevgi...
Sevgi kolay değil Canım:gece yatağına girdiğinde o'nu düşünmek,dualarına o'nuda dahil etmek,kendisinden çok,o'nun için yalvarmak,dua etmek kolay değil...dualarında o'na da yer vermektir sevgi...
Sevgi kolay değil Canım:onunla sadece bakışmayı ,dans etmeyi,gezmeyi,elini tutmayı,kokusunu hissetmeyi özlemek değil,yıllar sonrasınıda düşünerek,onla beraber yaşlanmayı istemek kolay değil...hayatını ona verebilmeyi istemektir sevgi...
Btün bunlar kolay değil.bir anda düşünemez,istiyemez insan.
Gecenin karanlığı bnana o kadar şey düşündürüyorki;anlatamam.hatalarım,pişmanlıklarım,düşünceler içinde savaş veriorum.birde özlermlerim var tabi...benim özlemim geleceğim ve geleceğimin içindeki sen.ama farklı şeyler yazıoruz(sen ve ben )
Ewt bana göre çok büyük bir aşk yaşıoruz.fakat beraberinde korkularımızda var.hani çok seğer verdiğin bir şey olur ve sen ona özen gösterirsin.adeta varlığın,bütün huzurun ona bağlıdır.bir süre sonra ona bişe olduğunda ise artık hayatının bittiğini düşünürsün.ben daha önce yaşadım bunları sevgili!acısı çok büyük...seni kaybetmeyi düşündüğümdede aynı acıyı çekiorumartık anladın mı seni ne kadar büyük bir aşkla sevgiğimi_?
mektup 2
Bir geldin. Hasretini bıraktın zindanıma. Karanlık karanlığa düştü. Gece gecenin üstüne indi.
Parmaklıklar dağıldı; yüzün esir aldı beni. Taşlar toz oldu; özlemin taş kesildi. Gözlerine zincirlediler gözlerimi. Gidişin hüzünlü bir sonbahardı, unutmadım.
Yıldırımlar düşürdün bakışından göğsüme… Saçlarım beyaz alev aldı. Yandım. Taş üstünde taş oldum. Suskunluğum utançtan duvarlar ördü. Sağnak sağnak yağmur oldum, yağdım küskünlüğümün çölüne. Çiğ olup kendi yalnızlığıma katlandım. Uzaklığını yorgan yaptım çıplak ruhuma. Sözün güneşin yüzünü güldürürdü, unutmadım.
Sessizliğin yeniden yeniye yanmış bir kül gibi. Rüzgâr aldı nefesimi. Buzdan sütunlara çarpıldı sesim. İçimin içinde bir gurbet oldun. Sen gittin gideli, dağlar yollardan saklanır oldu. Öyle derinleşti ki vadiler; gölgeler içine girmeye nazlandı. Bütün çöllerin tozlarını yutmuş gibi dudaklarım, ah etmekten bile usandı. Susuşun ibret dolu bir kitaptı, unutmadım.
İçimde hep su sesi arıyorum. Denizler kurumuş… Lâl dudaklar susmuş.. Kıyılardan çekilmiş hayat; kemikler un ufak olmus. Çöllerinden geçiyorum sensizliğin. Sessizliğin çığlığını büyütüyorum yüreğimde. Gelişin bir taze bahardı, unutmadım. Kalbine girdiğim yollara pusular kurulmuş. İnsan insana kavuşmuyor artık. Anka kuşları dirilmiyor yeniden. Küller bile yanmış yakılmış; ateş yeniden kendine gebe kalmıyor artık. Hıçkırıklar yalanın harmanına karışmış; gelmiyor gelemiyor gittiği yerden. Bakışın canlara can katardı, unutmadım.
Bütün bağlardan kurtuldum. Geceleri gecelerin koynuna sürdüm. Bütün ışıkları gözlerinin karasına çaldım. Yanağının kıyısına geldim. Ellerinin ateşinden serinlik umdum. Gözlerim seni gördüğü için güzel. Işık senin yüzüne vurduğu için aydınlık. Yağmur senin göğsüne dokunduğu için serin. Rüzgâr senin tenine vurduğu için nefeslenir. Dualar senin dudağına dokundu diye göklerin kapısına dayanır. Duruşun dağların başını dik tutardı, unutmadım.
Günahlarımı biliyorum, utanıyorum. İsyanlarım çok oldu; yüzüme bakamıyorum. O kadar unuttum ki, unuttuğumu hatırlamıyorum. Bana nasıl bakacağını merak ediyorum. Ürperiyorum. Ürperiyorum. Ya tanımazsan beni… "O beni sevmedi!" dercesine görmezden gelirsen ağlayan gözlerimi? Hayır, hayır, böyle olmayacak, emin olmak istiyorum. Senin müşfik bakışında, toprağın yağmura doyması gibi sonsuz bir serinliğe kavuşacağım. Senin bakışında sonsuz bir hülyânın eteğine varacağım. Özlemin cennetin kokusu bana, sana susadım.
Ne hüznü eksilir ne sana doyar bu gönül. Sen gittin, çiçekler ezildi dünyada. Sen gittin, rüyaları bozuldu bebelerin. Sen gittin, sesi duyulmaz oldu derelerin. Sen gittin, yüreklerden kan çekildi. Sen gittin, can tenden usandı. Sen gittin, dağ dağa küstü. Sen gittin, alev üşüdü. Sen gittin, aşk kalplerden çekildi. Kıyılara vurdu aşıkların cesedi. Vuslatın cennet çiçeği bana. Baharlardan hep seni sordum.
Senin serinlettiğin suları içiyor ceylanlar. Martılar senin yürüdüğün göklerde geziniyor. Kelebekler senin yüzünün değdiği bahçelere yayıyor kanatlarını. Bebelerin senin tebessümünü içiyor ana sütünden evvel. Su dar göğsümün kozasından çıkmaya çalışıyorum. Sonsuz genişliklerin sırrı iki dudağının arasında saklı. Bir kelâm söyle n'olur! Her hecenin arefesinde seni duymak istiyorum. Hitabın denizleri taşırıyor kıyılarıma, nereye baksam sana dokunuyorum
Sev beni cananın olayım. İçimden aksın bütün ırmaklar. Senin kıyılarını kucaklayan kocaman bir derya olayım. Rüzgârlar savursun beni, yağmurların hepsi alnıma düşsün, taşların hepsi göğsüme düşsün. Senin ayaklarını öpen kocaman bir dağ olaym. Çöller savrulsun, dağlar aradan çekilsin, yokuşlar ve inişler bitsin ki yürüdüğün yollara toz olayım. Senin hasretinle yanar her yanım, bütün ufuklardan seni umarım.
Çöldeyim, susuzum. Dudağın bana Leyla
Kuyularda Yusuf'um. Sözlerin bana Züleyha
Ateşlerde İbrahim'im. Gözlerin bana derya
Sancılar içinde Meryem'im. Bakışın bana İsa
Yaralar içinde Eyyüb'um. Hasretin bana şifa
Ölüler içinde bir ölüyüm. Ellerin bana musalla
mektup 3
şimdi mutlu olduğunumu zannediyosun ?
sen mutluluğun ne olduğunu asla bilemeyeceksin.Hayatın boyunca hep bana yaptıklarının cezasını çekeceksin.Yediğin her lokmada attığın her adımda, doğan her güneşte bunların bedelini ödeyeceksin.Pişman olacaksın, dönmeye çalışacaksın ama beni içine attığın karanlığın kör kuyularında kaybolacaksın.Sesleneceksin sesini duyan olmayacak ağlayacaksın ama gözyaını silen olmayacak! Tek çaren ölmek olacak ama senin ne cennette ne cehennemde bir yerin olmayacak!!
sanma sana kalacağımı
aldanma boş yere yanma
yerin yokki bu dünyada
toprak bile kabullenmez seni
Ben her aklına geldiğimde hayalinde masum gülümsemem olacak, sen ise o gülümsemeyi her gördüğünde kanlı gözyaşları dökeceksin.Kimbilir belki rüyalarına bile gireceğim, sen o rüyalardan uyanmak istesende uyanamayacaksın.Anla artık sen beni ben istemediğim sürece unutamayacaksın!!!
Herşeyin bedeli vardır ya, sen bu bedeliher iki dünyadada ödeyemeyeceksin.Yalanlarla kurduğun dünyanda asla huzur bulamayaksın, söylediğin her yalan yılan olup boynuna dolanacak nefes alamayacaksın!Senin gibi alçak bunlardan ne anlasın!Senin bende bi adın yok bundan sonrada kimse koyamasın.Allahım senden bi tane daha yaratmasın..
kabus dolu günlerin gecelerin olsun
yastığın taştan yatagın toprak
gözlerinde yaş yerine kan bulunsun
çok seviyordun böyle mi alçak?
bırakıp kaçmak sana yakışır ancak
senin bir adın yalancı bir adın alçak...
Sana beddular bile çok, şeytana sattım seni ondan başka kimsen yok!Artık oynamana gerek yok, çünkü geri dönüş yolun yok!!!
KÖTÜ GÜNLERİMDE KATKISI OLMAYANLARIN MUTLU GÜNLERİMDE HİSSESİ YOKTUR!!!!
Aptalca Hayéllér Péşindé Koşmayan Bir Kalp Göstér Béndé Sana Mutlu Bir İnsan Göstéréyim
mektup 4
Dost var; uğrunda ölünür...
Dost var; uğrunda can vermek bile 'ucuz' kalır..
Dost var; sevdiği insana bir zarar gelecek endişesiyle,
Akrep, çıyan yuvalarını topuğuyla kapar...
Bunu yapmak yetmez dost için...
Sevdiği insan uğruna ömrünü verir.
Verilen bir ömürdür...
Bir yılını, iki yılını, on yılını, yirmi yılını değil, 'ömrünü' vermiştir...
Dost var; Sevdiği insanın uğruna ölmeye hazırdır.
Düşmanlar gelecek,
katletmek istedikleri Nebi'nin yatağında vefalı bir genç, delikanlıyı bulacaktır...
Bu delikanlı dosttur... Ve hep 'dost' kalmıştır.
Dost var; güle benzer...
O kadar güzel kokar ki, dikenlerinin verdiği acı hissedilmez...
Bir de dost var ki, dikenlerinin yol açtığı kan ve yara korkusundan,
gül rayihasını almak mümkün değildir.
Dost var; hazmedemez...
Sindirim sistemi bozuktur...
Dost var; fırına girmeyi sevmez... Ama, ekmeği herkesten önce böler...
Dost var; sözü itibarsız senettir... Güvenirseniz müflis olursunuz...
Dost var; yollarda bırakır...
Böylesiyle adım bile atılmaz.
Yola beraber çıkmak, neticeyi kabullenmektir.
Dost var; düşmandan tek farkı, biraz daha mütebessimdir.
Ama bir düşmeye gör; düşmanın 'kahkahaları',
O'nun 'tebessümünün' yanında 'sessiz' kalır.
Dost var; Iyiliğini istemez... Düşman için önüne bir taş da o kayar.
Sonra bu da yetmez 'dost' için! ..
'Belki benim koyduğum taşla düşmez' diye, senin düşmanına da,
'şuraya ip germeyi unutma' diye tembihte bulunur.
Dost var sadece yüzüne güler...
Arkandan vurmak, hançerlemek için 'malzeme' arar. Hiçbir fırsatı kaçırmaz.
Lakin bunlar da 'dosttur'! ..
'Düşmanım' diyemeyeceğimiz dostlar! ...
Böylelerini görünce oturur bir köşede ağlar; 'Dostların eline düşürme Allah'ım' dersiniz.
Ah! Hz.Ebu Bekir..., Ah! Hz.Ali... Müslümanlığı sizlerden öğrendik.
Keşke dostluğu ve vefayı da sizlerden öğrenebilseydik.
mektup 5
Gene aynı yerden yazıyorum sana... Sen aynı yerde misin bilinmez. Sevgilim gidişinin arkasından aylar geçti, yıla döndü. Belki geleceksin diye bekledim. Gelecek misin?
Giden unutulurmuş bebeğim.. Ben unutamadım, gidişinden sonra çok ağladım, sensizliğe dayanamadım, sensizlikte yandım. Sonra elime kalemimi alıp hep sana yazdım. Kitaplığımda çok şiirlerim var, çok sevdaları anlatan yazılar, hepsi sana...
Aslında sen unutulursun, gidenlerin hepsi unutulur ama ya yaşananlar... Unutmaya çalışırken hatırlana o anlar.. Sana bunları hatırlatıyorum ben unutmasam da belki sen unutmuşsundur diye... Ağlamıyorum da artık çünkü sen öğrettin bana gülmeyi, sen öğrettin bana hayatla alay etmeyi... Bana o kadar şey öğrettin ki, beni baştan yaratan sen oldun. Şimdi nasıl unutayım, kendime baktıkça hatırlıyorum seni...
Şimdi seni çok özlüyorum çok...ama biliyorum sende unutmadın beni gittiğin yerlerde...gözünde arkada olmasın sevdiğim beni bıraktığın yerde yaşıyorum seni... Sensizlikte zor çekilmiyor ama bunu bile öğrettin bana... Daha neler neler öğrettin... Tek başıma yaşayabileceğim bir aşk bıraktın bana...
Sen bana güzelliği, doğruluğu bıraktın ve bir gün beni arasan aynı yolda bulacaksın.
Senden sonra ayakta durmakta zorluk çektim, farkındasın biliyorum ara sıra yıkıldım. Şimdi ayakta durabiliyorum ama arada seni yanımda istiyorum. Bir arıyor sesini duyuyorum, yüzünü görmesem de rahatlıyorum. Sana bir defa sıkıca sarılmak istediğimi söylüyorum. Dayanamayacağını söylüyorsun. Şimdi sensiz yollardayım,gelmeyeceğini bilsem de beni bulunmayan bir dürüstlükle sevdiğini ve hep seveceğini biliyorum....
mektup 6
İlk ve son yazdığım mektup bu sadece sana.Hiç mektup yazmadım ben hiç böle de aşık olmadım.Sensiz hiç kalmadım soğuk geceler geçirmedim sensiz, ağlamadım gidenlerin ardından yanmadı yüreğim alev alev ben hiç ölmek istemedim aşk için.Şu halime bak bana bunu senmi yaptın beni bu hale senmi getirdin.Sana satır satır ağladım göz yaşlarımdan mektuplar bile yazdım ya artık varmı bundan sonra benim için yaşam varmı hayatın güzelliği.Sen gittin ya ben hiç açmadım perdeleri bakmadım güneşe gülen gözlerimle kumsalda yürümedim denizin kokusunu içime doya doya çekmedim sen gittin ya ben hiç kendime gelemedim.Bu satırlar sana beni anlatsın benim sana anlatamadıklarımı söylesin.Şimdi ne yapıyorsun nerdesin kimlesin acaba sende beni düşünüyormusun ben hep seni düşünüyorum hep sana ağlıyorum ben senin açını yüreğime resmini bastırıp avunuyorum.Bu gidiş öyle bir gidiş ki artık ben yaşayamıyorum nefes alamıyorum yokluğun çok zor be sevdiğim artık dayanamıyorum.Döngel demeyi çok istedim gitme demeyide ama dilimi bağladılar sanki, ardından sustum gözyaşlarım bile anlatamadı sana gitme diyemedi.Hatırlarmısın son gecemizi döneceğim birgün dedin bekle geleceğim yanına dedin.Sen gideli çok zaman geçti ben hala aynı yerde bekliyorum ne gelen var ne bir haber,ve ben halen umutla seni anıyorum biliyorum gelmeyeceksin ama kendimi avutuyorum.Çok şey öğrettin bana sevmeyi ağlamayı ama beklemeyi ve unutmayı öğretmedin.Ama ben senden sonra birşeyi öğrendim ayrılığın zaten ölümün ilk adı olduğunu mezar taşının yazdığımız son mektup olduğunu kefenin giydiğim son gelinlik olduğunu ve toprağın kapanan son sayfa olduğunu.