Unutmak ne dipsiz bir seydir ki, unutanlara unuttuklarını bile unutturuyor..
Unutulmak ne acı bir seydir ki, unutulanin unutulusuna aglayisini kimse hatirlamiyor.
Unutustan cikarildik her birimiz ,yüzümüz gün yüzüne degeli ,tenimiz günese eriseli beri,
Unutulmaktan alindik unutmaktan sakindik,Hatiri sayilir olduk ,ne var ki,
Unutmak yasamak kadar elimizin altinda,ve unutulmak ölüm kadar yanibasimizda..
Ölüm bizi geldigimiz yere ,nisyana götürüyor tekrar...Ölüm unutuslara gömüyor yüzümüzü
Tenimizi tanidiklarimiza yabanci kiliyor,yasarken ölümü anmiyoruz o yüzden
Yasarken ölümle aramiza sahte uzaklar koyuyoruz unutulmak korkusu bu
En cok unutulacagimizi unutuyoruz ve ve herkesin unuttugu anlarda
Hatırlanmaya deger olmadigimiz zamanlarda hatirimizi tek sayanin yaradanimiz oldugunu
cabucak unutuyoruz....
Sen ki hic unutmadin ve hic unutmazsin bizi, bize senin zikrini unutturma Rabbim.......
Hatırlaki, toprak ayaginin altindan cekiliyor ellerin son defa dokunuyor güle ve güne
Gözlerinin karasi son kareyi aliyor isiktan ve karanliga hazirlaniyorsun. Gözkapaklarinin kapanisi, seni bir
dağın ardına götürecek. Unutmaya ve unutulmaya hazirlaniyorsun. Varligin, incecik dudaklarda bir kuru
söze dönüsecek ,O dudaklardan insan sicagini tadamiyacaksin mesela... Hatiran bir tastan ve hüzün
renkli bir topraktan ibaret kalacak.... Kahkalar seni yanliz birakacak... Mutluluklar seni hesaba katmadan tamam olacak .Sana arkalarini dönecekler........
Dönüp yüzüne bakmiyacaklar, senin kokun uzaklarin kokusu olacak... Tenin topragin sogugunu tadacak.. Ve gelecek ölüm. Gözleri, gözlerin olacak! Hatırlaki, yarınki gün seni taze bir toprak yigininin altinda bulacak.. Bir gün saatinin akrebi senin uzanamadığın anlara dogru dönecek..
Sen olmiyacaksin ,ve kolundaki saat sensiz zamanlari tirmaniyor olacak...
Sulamayi unuttugun cicegin bile ,senden sonra solacak.Yüzüne gün isigi vurmayacak ...Hayatinin ebedi rengini ,dar ve sessiz bir boslukta bulacasin.. Ya küle dönecek, ya güle dönüşeceksin...
Yarinsiz ve sonsuz bir günün yanaginda incecik bir gamze olup kristalleseceksin...
Yüzün solacak, ellerin, hiç bir yere varmayacak, parmaklarin, hic bir şey göstermeyecek...
Ve ayaklarinin altinda, hep bosluk kalacak..
Unutmaki simdi toprak ayaginin altindan cekiliyor,
Yürüdükce,ince bir hesap cizgisine cekiliyorsun.. Unutmaki elinle ölüme dokunuyorsun.
Elinle ölümü dokuyorsun. Hatırlaki ,gözlerin ölüme bakiyor, gözlerin bir cesedi alacakaranliga tasiyor.. Hatırla o zamaniki, sen boz topraklar altinda ,derin unutuslarda eriyorsun. En son kaleminin karanlik izi kalıyor soguk sayfalarda. Ve sözlerin kırık dökük hatiralara dönüşüyor
Solgun bir gül gibi, elden ele dudaktan dudaga dolasiyor. Hatirla, hatırlaki sen sözleri genc kalpleri taze asklara tasiyan ölü bir sairsin ...
Hatirlaki ,sen masum ve sonsuz bakisli gözlerin kapi aralarinda bekledigi bir babasın.. Baba cigliklarini sana eristiremiyor oglun, Elinin sicagi özlenen sevgilisin sen .Hatirla ,hatırlaki iki rakam arasinda cizilmis egreti bir cizgiye indirgenmissin.. Mezar tasin unutuldu, ve hatta mezar tasin bile, seni unuttu diye ve hep baskalari var disarida ,Hep yabancilar geziyor yıkık mezar taslari arasinda... Kimsenin tanidigi degilsin artık, kimsenin özledigi degilsin...
Kimsenin beklediği degilsin, kimsenin ardi sira gözyasi döktügü degilsin, kimsenin ölüsüde degilsin.... Tipki simdi oldugu gibi oysa sen ve son ne kadarda uzak görünüyordunuz birbirinize ....Ey Rabbim senden bir tesehhud miktari ömür, bir lailahe illALLAH mikarı ölüm istiyorum senden.....
La ilahe illALLAH
__________________