Sen Gitmeden Önce…
Sen gitmeden önce, sanki hayatım başka renkti. Şimdi bütün dengelerim bozuldu. Dilimde tuhaf bir yalnızlık tadı var. Sözcüklerimin keyifsizliğinden olmalı!
Sen Gitmeden Önce…
Sen gitmeden önce, sanki her şey yerli yerindeydi. Güneşin sıcağı kavurmuyor artık. Yıldızlar da parlamıyor galiba. Gecelerin ise ne kadar uzun sürdüğünü anlatamam.
Sen gitmeden önce, ben mutlu bir kadındım. Dostlarım vardı, hala var ama o kahkaha dolu sohbetler kayboldu. Sahi, ben en son ne zaman şöyle içimden gelerek, doyasıya bir kahkaha atmıştım? Hatırlamıyorum! Dilimde ayrılığın kavuran acısından başka söz olmayınca, dostlar da dinlemekten sıkıldılar demek ki!
Sen gitmeden önce, güne neşeli uyanırdım. Her sabah yataktan fırlar, sana güzel bir kahvaltı hazırlardım. Yumurtayı az pişmiş, çayı demli severdin. Benim zevkime uymasa da öyle pişirirdim. Aslında çay sevmeyen ben, seninle kaç bardak içerdim. Ellerimle hazırlardım o gün giyeceğin takımı, kravatın, çorabın renkleri uysun diye dikkat ederdim. Öperek uğurlardım kapıdan, hayırlı işler dilerdim. Şimdi her gece uyanık belki gelirsin diye bekleyip, ezan saati sızıp kalıyorum. Ne güneşin nasıl doğduğunu görüyorum, ne çocukların okul servisine binişlerini seyrediyorum.
Sen gitmeden önce, gündüzleri yapacak çok işim olurdu. Evi temizlerdim, mutfakta uzun saatler geçirirdim. İnternette değişik yemek tarifleri arar, akşama pişirirdim. Hafta sonu güzel vakit geçirelim diye, mutlaka bir etkinlik ayarlardım. Hangi caz konseri, film, tiyatro varsa takip ederdim. Hatta bir kere operaya götürmüştüm de, uyumuştun. Baleyi de güzel kızlar var diye seyrederdin.
Sen gitmeden önce, okuduğun kitapları ben de okurdum, üstüne sohbet ederdik. Gelecek için planlar yapardık. Para biriktirip senden habersiz, sana emeklilik bile yaptırmıştım. Gerçek sevgi budur demiştin öğrendiğinde, birini sevmek budur. Alnımdan öpmüştün.
Sen gitmeden önce, bir hayatım vardı, hayatımız vardı. Çok zengin değildik ama her şeye gücümüz yetiyordu. Zaten lükste gözümüz olmazdı. Arada çok istediğim bir şey olursa, taksite girer alırdın, sürpriz yapardın.
Sen gitmeden önce, sevişmek tören gibiydi. Saatler boyu birbirimizi seyrederdik. Uzun öpüşmeleri unutturmamıştı yıllar. Ayakların bana değmeden uyumazdın. Televizyonda güzel bir film izliyorsam, koltukta için geçerdi. Uyandırıp yatağa gitmeni söylediğimde, “sensiz soğuk orası” derdin.
Şimdi dönüp yaşadıklarımıza bakıyorum, ne basit gibi duran şeylermiş bizi mutlu edenler. Hepsi değişti. Dünya tersine dönüyor sanki. Sen gitmeden önce, seni çok severdim. Bir tek o aynı kaldı….