Antalya'da satanist operasyonunda gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan barmen Faik Serhat Çetin, satanizmle ilgili gerçekleri anlattı. 4 yıl boyunca satanizmle ilgilendiğini belirten genç, "Satanizmin saçmalıklardan başka birşey olmadığını anlamakta geciktim" dedi. İşte barmen Faik'ten tüyler ürperten itiraflar:
"Dilara ile 3 yıldır tanışıyoruz. Volkan ile çalıştığım bara takılırlardı. Kimseye zarar veremeyecek kadar iyi kalpli bir insandır. Can Özdöl'le tanışıncaya kadar da çalışkan ve iyi niyetli biriydi. Sonradan Volkan, Dilara'yı chat'te Can Özdöl ile tanıştırdı. Can, onu sürekli etkilemeye çalışıyordu. Dilara'ya dikkatli olmasını, satanistlerden uzak durması gerektiğini söyledim. Benim bu yüzden çok şey kaybettiğimi de anlattım. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'ndeki eğitimimi bile satanizm yüzünden yarıda bıraktığımı söyledim. Ama Can, Dilara'yı etkilemişti bir kere. Daha sık görüşmeye başladılar. Artık Dilara'nın kurtulması çok zordu.' dedi.
İşte Günlüğü:
18 Mart 2000
Benden öncesi ve benden sonrası var ama kimseye 'Beni yarattı' diye tapmak zorunda değilim...
7 Nisan 2000
Yine baş kaldırma isteği kafamdaki duvarlara çarpıyor...
15 Nisan 2000
Dün gece nihayet gözlerimi kapatıp uykuya daldığımda acayip bi rüya gördüm. Salyalı bi kedi vardı. Kulaklarını dikmiş, salyalarının kızıl pırıltıları gözüne vurmuş, amacının bilincinde, dişlerini kocaman açmış, üstüme doğru geliyordu. Yavaş yavaş ama nefretle... Çok çirkin bir kedi bu. Beni korkutuyor. Kan kokan salyaları suratıma damlamaya devam ediyor. Salyalar gittikçe çoğalıyor... Bu rüyayı Pan'a (İnternette chatleştiği satanist genç) anlatmalıyım.
16 Nisan 2000
Pan rüyamdaki kedinin, düşmanım (yani tanrı) olduğunu söyledi. Ben de öyle düşünmüştüm. Bu gece Pan'la kayalıklarda buluşup Şeytan'ı çağırıcağız...
Şeytan'ın benim ruh ikizim olduğunu nasıl anlamam? İçimden geçirdiklerimi Pan'a fısıldadı. Bu eşsiz bir güç. Belki de fazla etkisinde kaldım.
21 Nisan 2000
Tekrar bir konsere çıktık. Bu sefer has Black Metal yaptık. Simsiyah giydik ve yüzlerimizi boyadık. Kendimi tanrıça gibi hissettim. İnsanlar bize tapıyordu. En ilginç olanıysa herkesin önünde çiftleşen tiplerdi. Bu ne rahatlık? Onları sevdim.
Gece boyunca hayattan satanizmden konuştuk. M. 3'lük esrar sardı. Sabaha kadar içtik.
6 Mayıs 2000
Esrarın da etkisiyle sürekli gülüyorduk. Sonra birden hava soğudu, yıldızlar teker teker söndü ve göz göze geldik. Gözleri çok güçlüydü. Beni, 'Şeytanın Leydisi' olarak görmek istediğini söyledi. 'O nasıl olacak?' dedim. Parmaklarının dokunduğu yerler alev alev yanıyordu. Bu çocuğa ya da içindekine aşık olmuştum. Birlikte olduk... Kulağıma fısıldayarak, 'İşte artık karanlıkların prensesi sensin' dedi. Bacaklarımdan birkaç damla kan yere süzülüyor, hâlâ titriyorum.
14 Mayıs 2000
Bugün benim doğum günüm. Tekrar yeni bir bedende doğduğum gün. Aralarına katılmam adına bir ayin düzenlendi. Sabah erkenden Pan'la buluştuk. Şeytan mağarasına indik. Aralarında M. ve P.'nin de olduğu 15 kişilik bir grup bizi karşıladı. Pan sadece tepkisiz kalmamı istedi, kayanın üstüne oturdum. Diğerleri ellerinde mumları, kafaları önde, hiç kıpırdamadan yerde oturuyordu. Rüyamdaki iğrenç salyalar ve o iğrenç kedi karşımda duruyordu. Birden üstüme atladı. Beni parçalamak istercesine tırmalıyordu. Ve kimse hiçbir b.k yapmıyordu. Pan'a baktım, sırıtıyordu. Delirdim! Kediyi tuttuğum gibi duvara fırlattım. Ben ağlıyor, titriyor, kusuyordum. Pan beni kucağına alıp eve getirdi. Ayrılırken 'Biraz dinlen, bu olanlar sana biraz ağır gelmiş olabilir' dedi.
26 Mayıs 2000
Bugün ilk defa damardan uyuşturucu aldım. Hiçbir şey hatırlamıyorum. Ama her yerim yara bere ve jilet izi içinde.
9 Haziran 2000
Gece Lord'um odama girdi... Bana birkaç şey fısıldadı... 'Sen ilk lanetlenmiş olansın, zamanın başlangıcından sonuna ve hatta zamanın ötesine kadar! Sen ruhumu taşıyan tek kadınsın... Kan akıt leydim, kan akıt!!! Çok ileri gidiyorum!!
Odamın duvarı kan içinde. Annem fenalık geçirdi. Hastaneye yatmam artık kesinleşti.
1 Temmuz 2000
Krizleri nihayet atlattım. Zorlandım ama geçti.
17 Temmuz 2000
Sanki bir ayağım suyun içinde... Su, saflığın tersine iğrenç kokan, kusmuğu andıran bir pislik. Kurtulmaya çalıştıkça daha çok batıyorum.
Bu insanlardan, bu şehirden kurtulmalıyım. Geleceği düşünmeliyim. Ama her şey için geç...
Ruhum duy bu küçük f... Kalbim acımaktan deli deli vurmayı unuttu!! Sözcüklerin cesetleri dökülüyor dudaklarımdan: Konuşamıyorum
Yha Gerçekten Tüyler Ürpertici............!!!