SABAH NAMAZINI KIL(MA)MAK!...
M.NIHAT MALKOÇ
Islam dininin en mühim ibadetlerinin basinda gelir namaz...Yüce
Rabbimiz namazi Müslüman olmanin siari olarak görüyor. Namaz,
Hicret'ten bir buçuk yil önce Mirac gecesi farz
kilinmistir.Namaz ibadeti Yüce kitabimiz Kur'an-i Kerim'de
yetmis kez emredilmistir.
Namazla ilgili olarak Kur'ân'da söyle denmektedir: "Gündüzün
iki tarafinda (sabah ve aksam) ve gecenin(gündüze) yakin
saatlerinde namaz kil; çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu,
ibret alanlara bir ögüttür" (Hûd Suresi - 114. Ayet)...Yine
namazla ilgili olarak "Öyle ise aksama girerken ve sabaha ererken
Allah'i tesbih (etmeniz gerekir). Göklerde ve yerde, günün
sonunda da, ögleye erdiginiz zamanda da hamd, O'na mahsustur. "
(Rum Suresi-17 - 18. Ayetler) buyuruluyor.
Arapça'da sabah namazina "salatül-fecr" denmektedir. Günümüzde
sabah namazini kaza etmeyen Müslüman göstermek pek mümkün
degildir. Hemen hemen takva sahipleri bile bu namazi ömürlerinde
birkaç kez kazaya birakmislardir. Çünkü sabah namazinin vakti
uykumuzun en tatli vaktine tekabül etmektedir.
Bu namazi kilanlarin önemli bir kismi da üstüne basina
bulastirmaktadirlar. Yataktan kalktiklarinda tuvalete gitme
ihtiyaçlari olsa da bir an evvel yataklarina dönüp uykularina
kaldiklari yerden devam etmek için sikisik olarak abdest alip
namaza durmaktadirlar. Hâl böyle olunca dört rekatlik namazi
kivrana kivrana kilmak zorunda kalmaktadirlar. Yani abdestin
bozulmamasi için ellerinden gelen her türlü manevrayi
yapmaktadirlar.
Taharet için zaman ayirmayan kisinin namazi bütün erkânlarina
uyarak kilmasi beklenemez. Onu da alelacele uykuyla uyaniklik
arasinda pat küt kilmaktadirlar. Durum böyle olunca namazdan
beklenen haz alinamamaktadir.
Sabah namazina uyanamayip günes dogduktan sonra uyanan bir
Müslüman günesin dogmasindan bir süre sonra (kirk bes dakika
kadar) sünneti de dahil olmak üzere namazini kaza eder. Ögle
vaktine yakin bir zamana kadar geciktirebilir, ancak ögleden sonraya
birakamaz.
Hz. Peygamber sabah ve ikindi namazlarina diger namazlardan daha çok
önem vermis ve bunlarin hiç bir zaman kaçirilmamasini
tembihlemistir. Bir hadis-i serifte söyle buyuruluyor: "...
Günesin dogusundan ve batisindan evvelki namazlarin hiç
birisinden alikonmamak elinizden gelirse, (bunu yapmaya)
çalisiniz".
Bir baska hadiste de Resulullah söyle diyor: "Bir grup melek
geceleyin, diger bir, grup da gündüz ardarda size gelirler ve
aranizda kalirlar. Bunlar sabah ile ikindi namazlarinda bulustuktan
sonra (gündüz) aranizda kalmis olanlar semaya çikarlar. Rableri
kullarinin halini en iyi bilen oldugu halde meleklere "Kullarimi
ne halde biraktiniz?" diye sorar. Onlar da "Onlari namaz kilarken
biraktik, zaten namaz kilarken bulmustuk" cevabini verirler;
Biriniz ikindi namazindan bir secdeyi gün batmadan evvel
yetistirecek olursa, namazini tamamlasin. Sabah namazindan da bir
secdeyi gün dogmadan yetistirecek olursa, namazini tamamlasin"
Peygamber Efendimiz sabah namazinin sünnetine diger sünnetlerden
daha çok önem vermis ve bunun terkedilmemesini istemistir. Su
hadis-i serif bunun önemini bütün çiplakligiyla ortaya
koyuyor: " Düsman süvarisi kovalasa bile sabah namazinin iki
rekât sünnetini terketmeyin" Bu önemden dolayidir ki, diger
namazlarin sünnetleri kaza olarak kilinamazken, sabah namazinin
sünneti günes dogduktan sonra kaza edilebilmektedir. Ancak baska
bir hadiste ise cemaat farza durduktan sonra sünnetin terkedilmesi
istenerek cemaatin önemi vurgulaniyor: "Farza kametlendikten sonra,
farzdan baska namaz kilinmaz"
Rasûlüllah Efendimiz buyuruyor ki: "Münafiklara sabah ile yatsi
namazlarindan daha agir gelen hiç bir namaz yoktur. (Halbuki) bu
iki namaz (in cemaatin) de olan (sevap ve fazileti) bilseler emekleye
emekleye, sürüne sürüne de olsa gelip onlara hazir olurlardi"
Yukaridaki hadisteki ifadeler isin ehemmiyetini fazlasiyla ortaya
koyuyor. Oysa en çok ihmal ettigimiz namazlardir yatsiyla
sabah....Yatsi namazini yorgunlugumuzu, sabah namazini ise
genelde uykusuzlugumuzu bahane ederek kilmayiz. Oysa bunlar
seytanin içimize soktugu basit gerekçelerden baska bir sey
degildir. Bunlarin mazeret olarak hiçbir kiymeti yoktur. Bunlarla
ancak kendimizi kandirabiliriz.
Sabah ezaninda diger ezanlardan farkli olarak su ilâve kisim
okunur: "essalâtu hayrun mine'n-nevm..."..."Yani namaz uykudan
hayirlidir" mealindeki uyari ifadesi....Bu ihtar her sabah
yapiliyor bizlere. Fakat basiretimiz köreldigi için bu
haykirisi duyamiyoruz.
Namazlarin en mükâfatlisi olan sabah namazi vaktinde müminlerin
üzerine rahmet ve bereket yagar. Bu rahmet ve bereketten istifade
edenlerimiz ne kadar da azdir. Hele havanin soguk oldugu kis
mevsiminde sabah namazini adeta nadasa birakiriz. Kilmamak için
onlarca mazeret üretiriz. Seytan dört bir taraftan sarip sarmalar
bizi. Yatagimizi iyice isitir. Kilmamamiz için ne gerekiyorsa
yapar. Oysa sabah namazini husu ile kilan insan güne bambaska bir
manevî huzurla baslar. Ilâhî vazifesini yapmis olmanin
getirdigi rahatligi tüm hücreleriyle hisseder.
Her tarafin sükûnete büründügü o mübarek vakitte kuslar bile
kendi dillerince Hakk'i zikrederken kendini mümin olarak
vasiflandiran kisinin bes dakikalik bir ibadeti ihmal etmesi ne
kadar hazindir. Sabah namazini kilmamak futbol tabiriyle söylemek
gerekirse güne 1-0 yenik baslamak demektir. Günün ilk imtihanini
kaybetmektir. Resulullah'in "Dünya ve içindekilerden
hayirlidir." dedigi sabah namazini kaçiranlarin bahanelere
siginmasi isledikleri günahi örtmez. Sabah namazini ihmal
etmek birkaç kez olursa hos görülebilir. Fakat devamlilik arz
ederse ileri sürdügümüz hiçbir mazeret islenen günahi
örtemez.
Müslüman düzenli yasayan insandir. Onun ne zaman yatacagi, ne
zaman kalkacagi hep planlidir. Mümin planlarini yaparken
Müslüman oldugunu ve inancinin gereklerini düsünür ve günün
yirmi dört saatini ona göre degerlendirir. Gece yarilarina kadar
televizyonun karsisinda pinekleyip, sabah namazini terkedip
ögleye kadar uyumak müslümana yakismaz.
Alıntı