Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: Peygamberler-Tarihi--"Öbür Kadın": Lilith
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 0 cevap var
OkumaGösterim: 6411
Google Özel Arama

Gönderen Konu: Peygamberler-Tarihi--"Öbür Kadın": Lilith  (Okunma sayısı 6411 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    sevdaligul

  • Administrator
  • *

  • İleti: 13121
  • Nerden: Konya
  • Rep: +6511/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • GüLe SeVDaLı Bir GeNç
    • MSN Messenger - sevdaligul@gmail.com
    • Profili Görüntüle GüLe SeVDaLı BiR GeNçLiK
  • Çevrimiçi
Peygamberler-Tarihi--"Öbür Kadın": Lilith
« : 23 Eylül 2012, 21:19:15 »


 

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap


Yahudi kaynaklarına göre, yaratılan ilk erkek ADAM(Adem)'dır, ancak ilk yaratılan kadın HAVVA değildir. Havva'dan önce yaratılmış olan bir kadın vardır. İslâm kaynaklarında yer almayan bu "ilk kadın" olayının öyküsü, kısaca şöyledir:


İlk Kadın: Lilith

Bazı Yahudi efsanelerine göre Adem’in ilk eşi Havva değil, Lilith adında "başka" bir kadındır. Öyküye göre Allah, topraktan Adem ile Lilith’i yaratır, onları cennetine yerleştirir… Cennette de olsalar, mutlu olmayı bir türlü başaramazlar Adem-Lilith çifti. Onları mutsuz eden, mistik ya da doğa üstü bir şey değildir. Mutsuzluklarının nedeni, günümüzde yaşanan ilişkilerdeki sorunlarla aynıdır: Adem de baskın taraf olmak ister, Lilith de... Özellikle cinsel ilişki sırasında Adem'in hep üstte yer almasını aşağılayıcı bularak itiraz eder. Kendisinin de Adem gibi topraktan yaratıldığını, yani eşit olduklarını savunur. Adem ise kendini, bağışlayan, bereketli gökyüzü; Lilith'i de ürün veren toprağa benzeterek, göğün üstte yeryüzünün altta olması gibi, bu şekilde birleşmek konusunda diretir.

Adem tavırlarında ısrar edince, Lilith, birlikte yaşamalarının imkânsız olduğuna karar verip, Tanrı'nın söylenmemesi gereken adını anarak göğe doğru yükselir. Üstünlük iddiası uğruna eşini ve sahip olduğu olanakları terk eden Lilith'in yeri artık dışlanmışların arasındadır. Çevresindeki cinlerle ve cinlerin kralı Şamael (Şeytan) ile ilişkiye girer ve onlardan çocuklar doğurur.

Bu arada cennette yalnız kalan Adem, Tanrı'ya dua ederek Lilith'i geri ister. Tanrı, Sanvai, Sansanvai ve Semangelof isimli üç meleği, geri çağırmak üzere Lilith'e gönderir. Melekler, dönmediği takdirde her gün yüz çocuğunun öldürüleceğini bildirirler. Ama, o kesinlikle dönmeyeceğini bildirir. Ve tehdit yerine getirilir...

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Lilith, duyduğu acıyla, bundan sonra, bütün hamile ve doğum yapmış kadınların, bebeklerin baş düşmanı olmaya yemin eder. Erkek çocukların doğduktan sonra ilk sekiz gün, kız çocukların ise ilk yirmi gün içinde canını alacaktır. Sadece yakınlarında bu üç meleğin ismi ya da şekli bulunanlara dokunulmayacaktır. Lilith artık kötüler tarafına geçmiştir.


İkinci Kadın: Havva

Daha sonra Tanrı, yeni bir kadın yaratmaya karar verir. Tanrı Adem’e yeni bir kadın gönderecektir, ancak; Adem’e ihanet etmemesi ve üstünlük taslayıp geçimi bozmaması için onu Adem’in kaburga kemiğinden yaratacaktır. Adem’in yeni aşkı Havva; Adem’e hep sadık kalacaktır ve Şeytan'a karşı verdiği savaşta eşinin yanında yer alacaktır. Fakat çeşitli resimlerde de yer aldığı gibi, Lilith her zaman aralarında olacaktır. Mutluluklarını gölgelemeye çalışacaktır.

Adem ile Havva figürlerinde tasfir edilen yılan başlı kadın, bu ‘Lilith’tir. Lilith hakkında pek çok söylenti vardır, Tevrat’ın ikinci bölümünde ondan “dişi bir şeytan” olarak bahsedilir. Efsaneye göre, kadınların erkekler karşısında eşit olma isteğini, şeytanca plânlarıyla Lilith gerçekleştirir. Bazı resimlerde yılan başlı kadın, bazı resimlerde ise sadece yılandır. İlk yapılan resimlerde Adem ile Havva’nın hemen aralarında, çok yakınlarında tasfir edilirken, sonraları daha arka plânda ve daha çok yılansı bir halde yer bulur kendisine Lilith.



Ayrıntılı Bilgi İsteyenler İçin:

Aslında Lilith hakkında pek çok efsane ve öykü var. Örneğin Talmud'da (Tevrat'ın başta yazılı olmayıp, sonradan yazılı hale getirilen ikinci bölümü) ondan “dişi bir şeytan” olarak söz edilir. Bu rolüyle bir hayalet gibi yüzyıllarca tarih sayfalarında dolaşır. Kadın ve çocukları hedef alır, erkekleri baştan çıkararak onlara zarar verir.

Yaptıkları, bunlarla da sınırlı değildir. Bir hayalet gibi kadınların beynine girip, erkeklerle eşit haklara sahip olma savaşını günümüze kadar sürdürür. Bazı efsanelerde de cadı suretinde çıkar karşımıza.

Lilith'e hepsi birbirinden farklı, ancak hepsi de kötü yakıştırmaların niye yapıldığını anlayabilmek için geriye dönüp, dinler tarihine ve efsanelere bir göz atmak gerekiyor. Lilith'in geçmişi tek tanrılı dinlerden çok daha önceye, eski Mezopotamya uygarlıklarına kadar uzanıyor. Genellikle Sümer ve Babil mitolojisindeki rüzgar tanrıçası “Lilitu” ile ilişkilendiriliyor. “Lil”, fırtına ya da rüzgâr anlamına geliyor. Bir Babil metninde ise, büyük tanrıça İştar'ın tapınak fahişesidir. İştar, eski doğu dinlerinde şevhetli aşkın, tutkunun ve baştan çıkarıcılığın tanrıçası kabul ediliyordu. Bu özellikleri nedeniyle, fahişelerin, özellikle de kült olan tağınak fahişelerinin koruyucu tanrıçasıydı. Tapınak fahişeliği meşru bir işti. Herodot'un bize ulaşan yazılarında, Babil'de her genç kızın bir kez yabancı bir erkekle cinsel ilişkiye girmek zorunda olduğu biliniyor. Ancak, bu tapınak fahişeliği kesinlikle küçük düşürücü bir iş değildi. Babillilerin yabancı erkekleri tanrı olarak gördüğü sanılıyor. Kendilerini onlara teslim eden genç kızlar, simgesel olarak tanrıların eşi haline geliyor ve kutsallaşıyorlardı.

Lilith'e ait bazı özellikler Babil'in kötü tanrıçası (belki de dişi şeytanı demek gerek) Lamatsu'da da görülüyor. Lamatsu halk arasında albastı ya da lağusa hastalığı olarak bilinen rahatsızlığın ortaya çıkmasını sağlıyor, hamilelere zarar verip yeni doğan bebekleri öldürmeye çalışıyordu. Lilith'in özellikleri Lamatsu'ya aktarılmış olabilir miydi? Yoksa tersi mi yapılmıştı? Lilith'in Yahudi efsanelerinde ne zaman boy gösterdiği bilinmiyor. Çünkü tanrılar ve efsaneler, Doğu kültürlerinin birçoğunda ortaktı ya da büyük benzerlikler taşıyordu. Yine de her koşulda, Yahudilerin şeytanla ilgili inanışlarında önemli bir yere sahipti. Erkeklerin aklını başından alan bir şeytan olarak görülüyor ve ondan çok korkuluyordu.

Bu konuda en eski kaynak olan Tevrat'a bir göz atıyoruz. Ancak Tevrat'ta bir tutarsızlık göze çarpıyor. Kutsal kitabın bir yerinde "Ve Allah insanı kendi suretiyle yarattı ve onları erkek ve dişi olarak yarattı." deniliyor. Ancak ilerleyen baplarda daha farklı anlatılıyor: Tanrı doğuda Aden'de bir bahçe yapıyor. Adem'i oraya koyuyorve yalnız kalmasın diye kaburgasından kadını yaratıyor. Talmud'a göre Adem'le aynı anda yaratılan kadının adı Lilith'tir. Çünkü başka türlü kutsal kitaptaki bu tutarsızlığı açıklamak mümkün değildir.

Adem'in ilk eşi Lilith'e daha sonra 9. ya da 10. yüzyıllara ait "Ben Sira Alfabesi"nde rastlıyoruz. Metnin ana kahramanı, M.Ö. 600'lü yıllarda yaşadığı sanılan Ben Sira. Yazarın kim olduğu bilinmiyor. Bu el yazmasına göre Tanrı topraktan Adem ve Lilith'i yaratmıştı. İlgili bölüm şöyle devam ediyor: "Kısa bir süre sonra birbiriyle kavga etmeye başlarlar. Adem'e şöyle der: Ben altta yatmak istemiyorum. Ama Adem: Ben altta değil, üstte yatmak istiyorum, çünkü sen altta yatacak kişi olarak belirlendin. Lilith ona: İkimiz de aynı haklara sahibiz, çünkü ikimiz de topraktan yaratıldık. Ama ikisi de birbirini dinlemez." Bunun üzerine Lilith gökyüzüne yükselerek kaybolur. Üç meleğin Lilith'i geriye dönmeye ikna çabaları işe yaramayınca, Tanrı, Adem için bu kez Havva'yı yaratır.

Bir başka bölümde de Lilith üç meleğe şöyle der: "Ben çocuklara zarar vermek üzere yaratıldım, doğumdan sonraki ilk sekiz gün içinde erkek çocuklarına, yirmi gün içinde de kız çocuklarına... (Ama) Yemin ederim: Sizi ya da görüntünüzü bir muska ya da tılsım üstünde görürsem, o çocuğa hiçbir zarar vermeyeceğim." O günden bu yana çeşitli kültürlerde, yeni doğan çocukların kötü kalpli Lilith'e karşı korunması için özel tılsımlar kullanılmaya başladı. Lilith'in halk inanışlarında varlığını yıllarca korumasının ve bir gün gelip de bir şekilde cadılarla ilişkilendirilmesinin nedeni de budur.

Başka bazı rivayetlere göre ise, Adem ile Lilith'in ayrılmadan önce birçok çocukları olmuştur.
İlk çocukları olan Caine (Kabil) ise, yeryüzündeki ilk vampirdir. Kıskançlık sonucu kardeşini öldürdüğü için, Tanrı tarafından lanetlenmiştir. Caine, artık sonsuza kadar güneş yüzü göremeyecek ve kana susamışlığının azabını çekecektir.

Lilith efsanesi Ortaçağ'ın başlangıcında, Yahudilerin ezoterik yazması Kabala'da da (Yahudi ruhbanlarının, asırlardır birbirlerine aktardıkları ve Kutsal Kitap'ın "gizli anlamları" ile ilgilenen bir tür okültizm -gizlicilik- ve mistisizm) yer almış. Burada erkekleri baştan çıkaran ve uğursuzluk getiren dişi şeytan olarak tarif ediliyor: "Her türlü süs malzemesiyle süslenip cilveli bir kadına dönüşüyor. Onun süsü, gül gibi kırmızı saçları. Sözleri yağ gibi yumuşak, dudakları dünyadaki her şeyden daha tatlı. Ona yönelen ve (afrodizyak olarak yılan zehriyle karıştırılmış) şaraptan içen aptallar onunla zina yaparlar." Ama sonra uyandıklarında onları öldürür ve cehennemin tam ortasına atar. Aslında onun niyeti sadece erkekleri baştan çıkarıp çok sayıda çocuk doğurmaktır.

Kabalacılar için Lilith temiz olmayan, fahişe bir kadını simgeliyor. Kabala'daki bir paragrafta, ayrıldıktan sonra Adem'i yeniden baştan çıkardığı yazıyor. İşlediği bu günahtan sonra Adem, 130 yıl cinsel pehrizli yaşar. Adem, böyle bir şeyin tekrar başına gelmemesi için, kendini dikenlerle korumaya çalışır. Ancak uyurken Lilith Adem'in üstüne çıkar ve onu uyararak boşalmasını sağlar. Lilith, bunun ardından "insanlığa ceza" olarak adlandırılan yaratıkları dünyaya getirir. Kabala'nın bir başka yerinde de şöyle yazıyor: "Lilith en sonunda orda burada dolaşarak insanoğullarına sarkıntılık eder ve kendi kendilerini kirletmelerini sağlar." Bunun ardından adı "tohum hırsızı"na çıkar.

Kuşkusuz Havva'nın işlediği "günah"tan da o sorumludur. Kabalacıların ana eserlerinden Zohar'da (İhtişam Kitabı ya da Işık Kitabı) yer alan efsaneye göre, adet döneminde olduğu halde, Adem'le birlikte olma konusunda Havva'yı kandıran o yılan ve fahişe Lilith'ti.

Lilith'le daha sonra Filistinliler aracılığıyla Yunanlılar da tanıştı. Onu, hayaletler ve diğer hayali görüntüleri yöneten tanrıça Hekate'nin kişiliğiyle birleştirdiler. Bu konu Geç Antikçağ'da Yahudi olmayan gnostik akım yandaşlarının da ilgisini çekti. Onlar tarafından yazıya aktarılan bir efsanede, Lilith'in İsrailli peygamber İlyas'ı nasıl baştan çıkardığı anlatılıyor:

«Lilith ona şöyle der: "Senden çocuklarım var." Ve o yanıt verir: "Benden nasıl çocukların olabilir, ben bir aziz gibi yaşıyorum." Lilith der ki: "Evet, ama uykunda, rüyalarında sık sık boşaltıldın. Tohumlarını alarak hamile kaldım."» Bu metin M.S. 4. yüzyıla ait. Lilith, özellikle bu tarihten sonra hep aynı motifle işlenir. O bir "tohum hırsızı"dır.

Lilith efsaneleri, Hıristiyanlık dünyasıyla tanıştıktan sonra, batılıların hayal gücünü harekete geçirdi. Özellikle Kabalacı yazılarının araştırılmasıyla, Lilith bütün dünyada tanınır hale geldi. "Kötü kalpli Lilith" her yerde ilgi gördü. Çünkü o, normalde açıklanması ya da kavranması mümkün olmayan şeyleri rahatlıkla üstlenebilecek bir kişilikti. Bu özelliği, onun "cadılar"la özdeşleştirilmesi için gereken köprüyü oluşturuyordu.

Ortaçağ'ın sonlarına doğru başlayan ve inanılmaz bir toplumsal histeriye neden olan cadı ve büyücü furyasıyla birlikte, Lilith'in adı da sık sık anılmaya başladı. Ayrıca o, kadınları baştan çıkarma konusunda Şeytan'ın en büyük yardımcısıydı. Artık, kötü amaçlı kullandığı güzelliği ve baştan çıkarıcılığı ön plâna çıkıyordu. İnsanlar bir yandan büyü ve tılsımlarla ondan korunmaya çalışırken, diğer yandan kendilerini onun büyüsünden kurtaramıyorlardı. Böylece 19. yüzyıla gelindiğinde Lilith ressamlar ve edebiyatçılar için sevilen bir motif oldu. Artık dini kimliğinden yavaş yavaş kurtuluyordu. İngiliz ressam Dante Gabriel Rossetti'nin yaptığı "Lady Lilith" tablosunda bu cadı, Victoria Dönemi'nin güzellik anlayışına uygun olarak tasarlanmış ve gösterişli dekoltesiyle uzun kızıl saçlı, biraz dolgun, etli dudaklarla resmedilmiş.



Lady Lilith - D. G. Rossetti - (Büyütmek için resme tıklayın)

Edebiyat dünyasına da girince, şeytan kadın kimliği tamamen kayboldu. Artık ona korku ve nefretle bakılmıyor, hatta sempatik bile bulunuyordu. Her ne kadar şurada ya da burada, naif ruhlu insanlar dikkatli olmak adına tılsımlarına güvenmeye devam etseler de, aydın fikirliler kötü kalpli şeytan kadın tiplemesini raflardaki tozlu dosyalara kaldırmışlardı. Hoşa giden ve benimsenen, onun baştan çıkarıcı özelliği değildi. Lilith'in, Adem'in ilk eşi olduğunu anlatan efsaneye odaklanılmıştı. Çünkü bu öykü, insanlık tarihinin başlangıcından bugüne uzanan bir tartışmayı başlatmıştı. Özellikle son yüzyıldır iyice kesinleşen bir tartışmaydı bu: eşitlik, daha doğrusu kadın ve erkek arasındaki eşitsizlik sorunu. Psikanaliz uzmanı ve araştırmacı Siemund Hurwitz, "Adem ile Lilirh arasındaki güç savaşı"nı, asırlarca süren ve babaerkil sistemdeki erkeğin konumu ile kadınların eşit haklara sahip olma talebini temel alan cinsiyetlerarası savaşın aynadaki görüntüsü olarak değerlendiriliyor.

Aslında ne Antikçağ, ne Ortaçağ ne de onu izleyen yüzyıllarda bu sorun çok önemsendi. Cinsiyetler arasındaki ilişkiyi karşılaştırmaya gerek yoktu: Kadın erkeğin egemenliği altında olmak zorundaydı. Havari Aziz Paulus, "Erkek kadından değil, kadın erkekten yaratılmıştır. Erkek kadının isteklerini değil, kadın erkeğin isteklerini yerine getirmek üzere yaratıldı." demişti. Ne de olsa kadın Adem'in kaburga kemiğinden yaratılmıştı. Bu bakış açısı, kadının yüzlerce yıllık toplumsal konumunu belirleyen ana etkendi.

Kadın, dört büyük dinde de "günah kazanı" olarak görüldü. Bunun nedeni Havva'ya kadar uzanıyor. Yasak meyveyi her ikisi de yemesine rağmen, işlenen günahtaki suçluluk payı eşit değildi: Kandırılan Adem değil, Havva'ydı. Çünkü, yılanın sözüne inanmıştı. Adem kuşkusuz inanmamıştı, ancak biricik eşi ile ilişkilerini tehlikeye atmak istememişti sadece. Söz konusu bir günah olsa bile, günahkâr ve suçlu olan kadındı. Şeytanla işbirliği yapması ve cadılıkla suçlanabilmesi için önemli nedenlerdi bunlar.

Bu dayanaklardan güç alan erkekler, kadınların kişiliğini adeta baskı altına aldılar ve onları kendilerine ait bir mal gibi gördüler. Geçen yüzyıl içinde yoğunlaşan kadın direnişi buna karşı çıktı. Eşit haklar ve özgürlük için savaşan Lilith'i de kendilerine simgesel figür olarak seçtiler. Lilith'in savaşını başarıyla sona erdirememesi onları yıldırmıyor. Lilith efsanesi, arzuladıkları toplumsal konuma ulaşmak için onları biraz daha kamçılıyor...

Lilith İbranice'de "geceye ait olan" anlamına geliyor. Adından da anlşılacağı üzere, çağlar boyu kadınlara yakıştırılabilecek bütün olumsuz özelliklerin taşıyıcısı olmuş: Baştan çıkarıcı, fahişe, cadı, vampir, cinlerin başı, gece canavarı, onun ünvanlarından bazıları. Saf, edilgen cinselliği ancak yasak meyveyi tadınca öğrenen Havva'nın tersine, başından itibaren gücünün ve cinselliğinin bilincindedir ve yeri gelince kullanmaktan da çekinmez.

İbranice'de “geceye ait, gece ile ilgili” anlamlarına gelen “Lilith” sözcüğünün, Arapçadaki karşılığı, Leyl (gece) sözcüğünden türemiş olan “Leylî”dir. Bu sözcükten türeyen ve kadın adı olarak oldukça yaygın olan “Leylâ” adı da, “Lilith” ile ilişkilidir. Türkçe'de kullanılan “ifrit” ve “illet” sözcüklerinin de yine “Lilith” ile ilgili olduğunu savunanlar vardır.

Hatta, 90'lı yıllarda gazetelerde çıkan bir yazıda, “İşte lohusa kadınların korkulu rüyası” denerek, bir Lilith tasviri yayınlanmış ve birçok kadın, lohusalığında rüyasında bu kadını gerçekten gördüklerini iddia etmişti. Hepsinin aynı kadını görmesinin ilginçliği dikkatleri çekmişti.

Lilith, sinema dünyasının ünlü “Zehirli Sarmaşık” filmine de ilham kaynağı olmuştu.

Kendi başına buyruk, zapt edilemez, denetlenemez olduğundan, özellikle tektanrılı din adamlarının sürekli baskı altına almaya çalıştıkları bir kadın örneği, erkeğin kadına ve cinselliğe duyduğu korkunun bir simgesi aslında. Dolayısıyla ölümlü insanların arasında yeri yoktur. Yeri, bilinmeyen, açıklanmayan kötülüklerin geldiği karanlık güçlerin dünyasıdır.

İyi ile kötüyü ayırt etmeyi sağlayan ağacın yasak meyvesinden yemediği için ölümsüz kalmış, cennetin yakınlarındaki bir dağ geçidinde şeytanlarla birleşerek Şeytan'dan "Lilim" adı verilen çocuklar doğurmuştur. Tevrat'ta şöyle yazıyor: "Ve çölün vahşi hayvanları ile kurtlar buluşacak; evet, gece canavarı orada yerleşecek ve kendisi için istirahat yeri bulacak..."

Geceye ait olan Lilith'in sembolik hayvanı da baykuştur. Yukarıda söz edilen Antik Çağ'dan kalma Lilith heykel ve kabartmalarında, yanı başında çoğunlukla baykuş bulunmaktadır. Tablo ve heykellerinde, genellikle ay şeklinde taçla tasarlanmıştır.




Lohusa kadınların yalnız bırakılmaması Lilith korkusu yüzünden olduğu gibi, bebek bezlerinin geceleri dışarıya asılmaması da, geceleyin dolaşan Lilith'in o evde bebek olduğunu anlamaması içindir. Yahudi kadınlar, eşlerinin bu şeytan kadına kapılmamaları için yatak odalarının duvarlarına bir daire içinde "Adem ile Havva buyursunlar içeri, girmesin kapıdan 11 (LILITH-Lilith)" yazıyorlardı. Nümerolojiyle uğraşanlar 11'i kötülükle yüklü olduğu için korkunç bir sayı olarak kabul ediyorlar. Kabalacılara göre bu sayı, iyi ve güzel olan ne varsa tam tersini temsil ediyor. Günah yüklü, zarar verici ve mükemmel olmayı reddetmiş bir sayıdır bu.

Astronomide 1181 numaralı asteroid, Lilith olarak adlandırılır. Asteroid Lilith'in astrolojideki anlamı ise, “dişinin şeytanî yönünü” temsil etmesidir. Astrolojide üç tür Lilith vardır: Asteroid Lilith (kişisel lilith), Kara Ay Lilit'i, Karanlık Ay Lilith'i. Cinsellik ve şehvet yoluyla yapılan kötülükleri ve böyle davranan dişiyi temsil eder.

Modern çağlarda Lilith feminizmin simgesi haline geldi. Bu isimde dergiler çıktı, kafeler açıldı, sadece kadın müzisyenlerin katıldığı "Lilith Fair" adlı gezici müzik festivalleri düzenlendi, "ideal kadın" olarak tanımlanan Havva gibi olmak istemeyen kadınlar, tepkilerini dile getirmek için kız çocuklarına Lilith adını verdiler.

Elbette, daha ilk okuyuşta insanın aklına takılan bazı çelişkiler var. Örneğin:
1) Lilith, Adem'e "ikimiz de topraktan yaratıldık, o halde eşitiz, altta olmayı kabul edemem" diye itiraz edip, onu terkettikten sonra, "Ben ateşten yaratıldım, Adem ise topraktan, o halde ben Adem'den üstünüm, ona secde etmem" diyen Şeytan'la birlikte olmaya başlamış. Bu durumda Lilith, Şeytan'la olan birlikteliğinde, "üstte" olma hedefine ulaşmış mıdır?

2) Genellikle elma olduğu kabul edilen “Yasak Meyve”yi Havva ile birlikte yediği ana kadar, cinsellikten habersiz olan Adem, önceki eşi ile, "sen mi üstte olacaksın, yoksa ben mi" kavgasını neden yaptı? Ya da tersinden bakarsak; bu kavgayı yapan ve eşini evden kaçırtan Adem'in, ikinci eşi ile birlikteyken, yasak meyveyi yiyene kadar, cinselliği bilmiyor olması...

Neyse, neyse... Efsaneleri de efsane haliyle bırakıp, fazla kurcalamamak, galiba en iyisi...

Artık kadınlar, birleşme sırasında üstte olmakta fazla bir direnişle (!) karşılaşmıyorlar. Ancak iki cins arasındaki "eşitlik/eşitsizlik" anlaşmazlığı hâlâ bitmediğine göre, demek ki, üstünlük takıntısını bir yana bırakıp, birlikte mutlu olmak düşüncesine giden yollar, Lilith tarafından kapalı tutulmaya devam ediyor. N.B. (Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap)



John-Collier--Lilith


Ek Bilgi:
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
Aklımdaki sensin
Fikrimdeki Sen
Sen tekderdimsin
Gülüm Benim


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter
 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
2 Yanıt
4113 Gösterim
Son İleti 23 Mayıs 2007, 07:29:27
Gönderen: sevdaligul
0 Yanıt
1798 Gösterim
Son İleti 29 Temmuz 2007, 21:23:09
Gönderen: çoban
79 Yanıt
14740 Gösterim
Son İleti 07 Kasım 2008, 11:31:14
Gönderen: turkuaz
56 Yanıt
12442 Gösterim
Son İleti 30 Nisan 2010, 05:04:07
Gönderen: sevdaligul
4 Yanıt
2555 Gösterim
Son İleti 17 Ekim 2009, 18:38:23
Gönderen: adada hayat