Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: PEYGAMBERİMİZDEN SONRA EĞİTİM
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 0 cevap var
OkumaGösterim: 998
Google Özel Arama

Gönderen Konu: PEYGAMBERİMİZDEN SONRA EĞİTİM  (Okunma sayısı 998 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    sevde34

  • Sevdalı Üye
  • *****

  • İleti: 866
  • Nerden: Tekirdağ/Merkez
  • Rep: +51/-2
  • Cinsiyet: Bayan
    • Profili Görüntüle Sevdeanne
  • Çevrimdışı
PEYGAMBERİMİZDEN SONRA EĞİTİM
« : 11 Mayıs 2008, 22:37:48 »


 

Peygamberimizden sonra sahabiler kanalıyla İslami ilimler gelişti. Fakat bu sahabiler içinde ilim alanında ileri gitmiş olanların sayıları sınırlıdır. Birçok İslami ilimler bu sahabiler kanalıyla bize ulaştı. Tabiinden olan Mesruk bu Âlim sahabilerin şunlar olduğunu söylemektedir. “Ömer, Ali, İbn-i Mes’ud, İbn-i Ömer, İbn-i Abbas, Zeyd b. Sabit ve Ayşedir” der. Bunlara; Muaz, Ebu Derda, Abdullah b. Selam,Selman-ı Farisi ve Ebu Hureyre’yi de katabiliriz.
 Hz. Ömer, hadis ve Kur’an tefsirinde çok fazla şeyler söylememiştir. Bunun nedeni, Hz. Ömer’in daha çok yönetim işiyle uğraşması ve onun uygulamalarıyla bunun örneklerini vermesidir. Çünkü onun uygulamaları eğer sünnete aykırı olsaydı sahabe kendisini uyarırdı. O ayrıca, iki şahit getirmeyen kişilerin hadisini de kabul etmezdi. Oğlu Abdullah ise daha çok hadis toplamakla meşgul olmuştur. İbni Abbas ise siyer ve tefsir alanında büyük çalışmalar yapmıştı.

Peygamberin sahabeleri çok olmasına rağmen onlardan ilim alanında derinleşenler on kişi civarındaydı. Bu sayı ve kişiler ihtilaflı olsa da genel kabul görenler şunlardır: Ömer, Ali, Muaz, Abdullah b. Mesud, Ebu Derda, Zeyd b. Sabit, Abdullah b. Selam, Selman-ı Farisi, Abdullah b. Ömer, İbni Abbas, Ayşe’dir.

Dört Halife Döneminde Eğitim

Bu dönemde, halifeler ve sahabiler bir sorunla karşılaştıklarında Kur’an’a bakarlar, burada bulamazlarsa Peygamberimiz’in (sav) sünnetine bakar,burada da bulamazlarsa halifeler diğer sahabileri toplayarak istişare yaparlar, burada da bir sonuç alamazlarsa kendi görüşleriyle (rey) amel ederlerdi.

Bu dönemde çalışma yapılan başlıca ilim kaynakları da şunlardır.

a) Kur’an: Peygamberimiz (sav) hayattayken Kur’an’ın toplanmamasının temel nedeni vahyin hala devam etmesiydi. Peygamberimizin (sav) vefatından sonra özellikle Yemame Savaşında sahabilerin şehit olması nedeniyle Hz. Ebubekir’in isteği üzerine Zeyd b. Sabit başkanlığındaki bir kurul tarafından Kur’an tek kitap haline getirildi. Hz. Osman döneminde artanihtiyacı karşılamak için bu tek kitaptan nüshalar oluşturularak vilayetlere gönderildi.

 b) Sünnet: Bu dönemde insanlar kitapta bir şey bulamadıkları zaman, sünnete dönerlerdi. Bu dönemde sünnet henüz toplanmamıştı. İnsanların hafızalarında bulunuyordu. Fakat herkes sünnetin tümünü bilemiyordu. Çünkü; Peygamberimizin (sav) yanında birisi bulunurken diğeri olmayabiliyordu.

Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer hadisin fazla rivayet edilmesini hoş görmemişlerdi. Bunun nedeni de Peygamberimize yalan sözler nispet edilmesi veya Peygamberimizin sözlerinin Kuran ile karıştırılmasıydı. Hatta Hz. Ömer’in Ebu Hureyre’yi çok rivayette bulunmasından dolayı cezalandırdığı rivayet edilmektedir. Hz. Ebubekir’den Merasil b. Melik şu rivayette bulunmaktadır. Hz. Ebubekir, Hadis rivayet edenlere; “Sizler Hz. Peygamberden hadis rivayet etmektesiniz ve bu konuda birbirinizle ihtilafa düşmektesiniz. Sizden sonrakiler bu konuda sizden daha fazla ihtilafa düşeceklerdir. Peygamberden bir şey rivayet etmeyiniz. Eğer birisi size bir şey sorarsa ‘Bizimle sizin aranızda Kur’an bulunmaktadır. Onun helal kıldığını helal, haram kıldığını da haram kılarız’ deyin.”

Aslında hadis konusunda bu ihtilaf daha çok onun rivayet yolu ve sahihliği konusuydu. Hz. Ebubekir ve Ömer iki kişi tarafından onaylanmayan hadisleri kabul etmezlerdi. Böylece hadis rivayetinde bir ölçü koymuş oldular.

c) Rey (İçtihat): Büyük sahabilerin çoğunun reye başvurduğuna dair rivayetler bize ulaşmaktadır. Özelikle Ebubekir, Ömer, Zeyd b. Sabit, Ubey b. Kab ve Muaz b. Cebel gibi sahabileri buna örnek gösterebiliriz. Örneğin; Peygamberimizin vefatı sırasında sahabilerin Sakife’de Hz. Ebubekir’i halife seçmeleri, zekât vermeyenlerle savaş yapılması gibi konular rey ile kararlaştırılmıştır. Sahabilerde reye en fazla önem veren kişi Hz. Ömer’dir. Hatta sahabileri de buna teşvik etmiştir. Hz. Ömer; kıtlık döneminde hırsızın elini kesmemiştir. Buna neden olarak da açlık ve zarureti göstermiştir. Hz. Ömer’in yolunda giden en meşhur kişi ise Abdullah b. Mesud’dur.

 d) İcma: Bu dönemde sahabilerin üzerinde ittifak ettikleri konular da olmuştur. Bu konular, sahabilerin icması olarak kabul edilir. Kur’anın toplatılması, çoğaltılması, dinden dönenlerle savaş gibi...

 e) Şiir, Dil ve Edebiyat: Kuranı anlamada ve yorumlamada cahiliye dönemi şiirlerinden de yararlanıldığından dört halife döneminde bu şiirler de araştırılmış ve korunmuştur. Bu konu Hz. Ömer yaptığı bir konuşmada “Cahiliye dönemi şiirlerinin korunmasını istemiş ve nedenini de şöyle açıklamıştır. Bu şiirlerden Kur’an’ın tefsirinde ve kelimelerin anlaşılmasında yararlanılmaktadır.

 Hz. Ali ise; Ebu Esved el-Duveliyi görevlendirerek ilk defa Arapça dil (Nahiv) çalışmasını başlatmıştır.

 İskenderiye Kütüphanesinin Yakılması

Büyük İskender tarafından Mısır’da kurulmuş olan bu kütüphane antik çağların en önemli ilim merkeziydi. Fakat bu kütüphane zamanla ilgisizlikten önemini yitirdi ve yok oldu. İlim camiası bu kütüphanenin Hz. Ömer’in emriyle Amr b. As tarafından yakıldığını idda etmektedirler. Bu konudaki ilk haberler 13. yüzyıl yazarlarının kitaplarında bulunmaktadır. Bu yazarlar Abdullatif (Ö.1231) , İbni Kıfti (Ö.1248) , Ebul Ferec’tir. (Ö.1286) Fakat bu yazarların verdikleri bilgilere güvenmek de zordur. Bu yazarların verdikleri bilgiler yanlışlıklarla doludur. Örneğin İbni Kıfti’nin Johannes Philoponos’un Amr b. As ile konuştuğunu söylemekte fakat aslında bu kişi Mısır’ın fethinden 100 yıl kadar önce yaşamıştır. Ayrıca Abdullatif, büyük İskender’in hocası Aristo’nun İskenderiye’de yaşadığını belirtmektedir. Halbuki Aristo Atina ve Makedonya’da yaşamıştır. Bu yazarların verdiği bu yalan yanlış bilgiler sonraki kuşaklarca olduğu gibi alınmıştır. Örneğin Kâtip Çelebi bile bunu aynen nakletmiştir.

Bir diğer çelişki de bu konudaki ilk bilgiler neden 13. yüzyılda yazıldı da ondan önceki 500 yıllık dönemlerde yaşayan tarihçilerce hiç değinilmedi. Eğer böyle bir olay olsaydı en azından önceki tarihçilerce kısmen değinilmiş olacaktı. Bunları göz önüne aldığımızda İskenderiye kütüphanesinin Müslümanlardan çok önce, yaklaşık 390’lı yıllarda yakılmış olduğu anlaşılmaktadır. Modern araştırmacılardan Bernad Lewis bu hikâyenin asılsız olduğunu ve olayın bir efsane olduğunu belirtir.

Kaynaklar, İskenderiye kütüphanesini Hz. Ömer tarafından yakılması olayını da şöyle nakl ederler: “İskenderiye’nin ünlü âlimlerinden olup mezhep ayrılıklarından dolayı Rumlar tarafından baskı ve sıkıntıya uğratılmış olan Yuvannis (Yahya) ,

İskenderiye’nin Amr b. As tarafından fetholunduğu zamana kadar yaşamıştır. Bir gün Amr’ın huzuruna çıkmak ister. Amr, Yahya’nın ilmim ve irfanını iyi bildiğinden onu çok iyi karşılayarak huzuruna alır. Amr akıllı, anlayışlı ve ileri görüşlü bir valiydi. Yahya’nın, Araplarca bilinmeyen felsefi düşüncelerini beğenerek kendisini yanından ayırmamaya çalıştı. Bir gün Yahya Amr’a “İskenderiye’deki geliri ele geçirdiniz. Size yararı olan şeylere karışmayız. Ancak size yararı olmayan şeyleri bize veremez misiniz?” der. Amr ne istediğini sorar. Yahya, kral kütüphanesinde bulunan ilmi eserlerin kendisine verilmesini ister. Amr; “Müminlerin Emiri Hz. Ömer’den izin almadan bunları veremem.” cevabını verir. Amr, Yahya’nın sözlerini ve isteğini belirten bir mektubu Hz. Ömer’e gönderir. Bunun üzerine Hz. Ömer’den gelen mektupta şu cümleler yer almıştır. “Belirttiğin kitaplara gelince bunlar Allah’ın kitabına uygun şeylerden ise Allah’ın kitabı bizi onlara muhtaç olmaktan korumuştur.

Allah’ın kitabına aykırı şeyler ise onlara zaten ihtiyaç yoktur. Bunları yak.” Amr b. As, bu kitapları İskenderiye hamamlarına dağıtarak külhanlarda yaktırmaya başlamış ve altı ay içinde kitaplar tüketilmiştir.1 Evdward Gibben kütüphanenin Mısır’ın fethinden önce başka bir yere taşındığını düşünür.2 İskenderiye kütüphanesinin Müslümanların yaktığıyla ilgili verilen bilgilerde Amr b. As’ın Yuhanna en-Nahvi’nin sözü üzerine olayı Hz. Ömer’e yazdığı rivayet edilir. Fakat Yuhanna en-Nahvi, Mısır’ın fethinden 30 veya 40 yıl önce ölmüştü.3

 
ALLAH YAR VE YARDIMCINIZ OLSUN


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter
 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
0 Yanıt
2809 Gösterim
Son İleti 06 Mart 2008, 21:27:00
Gönderen: ђ๏Ŧєєz
0 Yanıt
535 Gösterim
Son İleti 01 Nisan 2013, 21:44:46
Gönderen: dj_ibo_g_h
0 Yanıt
1619 Gösterim
Son İleti 30 Nisan 2013, 11:09:20
Gönderen: azime13
1 Yanıt
847 Gösterim
Son İleti 30 Mayıs 2013, 12:21:54
Gönderen: sevdaligul
0 Yanıt
719 Gösterim
Son İleti 30 Mayıs 2013, 16:50:35
Gönderen: azime13