Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapHz. Peygamber’le Hz. Fatıma nasıl bir baba-kızdı?
Hz. Peygamber ile Hz. Fatıma arasındaki diyaloğa baktığımızda adalet ve güven esasının öncelikli olduğunu görmekteyiz. Rasulullah sürekli, Hz. Fatıma’yı üstünlüğün ve faziletin örneği olarak tanımlardı.
Hz. Peygamber her fırsatta kızını ibadete teşvik etmiştir. O, namazlarında Hz. Fatıma’nın penceresini tıklatır, namaza kalkmalarını söylerdi. O da işten artan vaktini ibadetle geçirirdi. Hz. Ali’den rivayetle bir gece Rasulullah’ın kendisine ve kızı Fatıma’ya ziyaret için geldiği ve “Siz namaz kılmaz mısınız?” diyerek teheccüd namazına teşvik buyurduğu ifade edilmiştir. (Buhari, Sahih, Kitabü’t-Tefsir, 195)
Hz. Peygamber kızını sıkıntılı günlerinde ibadet ve zikirle huzur bulmaya davet ediyordu. Hz. Fatıma’nın hayatı yokluk içinde geçmiştir. Hz. Peygamber de bu duruma çok üzülürdü. Bir ara Hz. Fatıma kendisinden işlerine yardımcı olması için bir yardımcı istemişti. Rasulullah da bunu yapmasının mevcut şartlar içerisinde imkansız olduğunu söylemişti. Rasulullah bunun yerine Hz. Fatıma’ya her namazdan sonra on kere “Allah-u Ekber”, on kere “Sübhanallah”, on kere “Elhamdülillah” demesini tavsiye etmiştir. (İbn Sa’d, Tabakat, C. 8, 21)
Fatıma ile babası Rasulullah’ın ilişkisi baba-kız ilişkisinden daha ziyade manevi anlamda ruhlarının bütünleşmesinden meydana gelen bir muhabbettir.
Onlar bütün acılarına rağmen birbirlerinden hiç kopmamışlardır. Hz. Fatıma aynı zamanda babasına her anlamda kol kanat germiştir. Sürgünde ve yalnızlığında O’nun yanında olmuştur. O’nun üzüntülerini paylaşmış, mücadelesinde O’na arkadaş olmuştur. Babası Taif’ten kanlar içinde döndüğünde yalnız başına O’nu karşılamaya gelmiştir. Çocuksu, sevimli çabalarıyla O’na acılarını, dertlerini unutturup O’nu kendisine çekmiştir. Hz. Fatıma sıcak ilgisiyle Rasulullah’ın kalbini ferahlatmış; sevgisini, imanının ve hayatının her anını babasına adamıştır.