1508) İbnu Ömer RA anlatıyor: “Resûlullah AS, Mekke’ye Kedâ’dan Bathâ’nın yanındaki yukarı yoldan girdi ve aşağı yoldan da çıktı.” Buhârı, Hacc 41,15; Müslim, Hacc 223 (1257); Ebu Dâvud, Menâsik 45, (1866,1867); Nesâz,105, (5, 200); İbnu Mâce, Menâsik 26, (2940).
1509) İbnu Ömer RA’den anlatıldığına göre: “O, iki dağ yolu arasındaki Zu-Tuv nâm mevkide geceyi geçirir, sonra Mekke’nin yukarı yolundan şehre girerdi. Hacc veya umre yapmak niyetiyle Mekke’ye geldiği vakit, devesini doğruca Beytullah’ın kapısının yanında ıhdırırdı. Sonra (hayvandan iner) Mescid-i Harâm’a girer, Haceru’1-Esved rüknüne gelir, oradan başlayarak yedi kere Beyt’i tavaf eder ilk üçünde koşar, dördünde de yürürdü. Sonra tavaftan çıkar, evine dönmezden önce iki rek’at namaz kılar, Safâ ile Merve arasında da tavaf ta (sa’y) bulunurdu.
Hacc ve umreden çıktığı zaman, Zülhuleyfe’deki Bathâ’da devesini ıhtırırdı. Orada Resûlullah AS da devesini ıhtırırdı” Buhârî, Hacc 38, 29,148,149; Müslim, Hacc 226 (1259); Muvatta, Hacc 6, (1, 324); Ebu Dâvud, Menâsik 45, (1865); Nesâî, Hacc 103, (5,199).
1510) Nâfi’ anlatıyor: “İbnu Ömer RA Muhassab’da öğle, ikindi, akşam, yatsı namazlarını kılar, bir miktar uyurdu. İbnu Ömer RA, Resûlullah AS’ın böyle yaptığını söylerdi.” Buhârî, Hacc 149; Müslim, Hacc 337, (1310); Muvatta, Hacc 207; Tirmizî, Hacc 81, (921); Ebu Dâvud, Menâsik 87, (2012, 20I3).
1511) Müslim’in bir rivayetinde: “İbnu Ömer RA tahsib’i (Muhassab’da konaklamayı) sünnet bilirdi” denir.
1512) İbnu Abbâs RA: “Tahsib (menâsike dahil olan) bir şey değildir, o, Resûlullah AS’ın konakladığı bir konaklama yeridir” derdi. Buhârî, Hacc 147; Müslim, Hacc 341, (1312); Tirmizî, Hacc 81, (921).
1513) Yine aynı kaynaklar Hz. Aişe’nin şu sözünü kaydederler: “Resûlullah AS, oraya inmiştir, çünkü orası, yola çıkmaya daha uygundur.” Buhârî, Hacc 147; Müslim, 339, (1311); Tirmizî, Hacc 82, (923); Ebu Dâvud, Menâsik 87, (2008).
1514) Ebu Râfi’ RA anlatıyor: “Resûlullah AS, Mina’dan ayrıldığı zaman Ebtah’a inmemi emretmedi. Fakat ben önceden gelip oraya bir çadır kurdum. Sonra O AS da gelip oraya indi.” Müslim, Hacc 342, (1313); Ebu Dâvud, Menâsik 87, (2009).
1515) Nâfi’ anlatıyor: “İbnu Ömer RA Mekke’ ye girmek için guslederdi.” Tirmizî, Hacc 29, (852).
1516) Bir rivayette: “Resûlullah AS Mekke’ ye girmek için gusletti” denmiştir. Tirmizî, Hacc 29 (852).
1517) İbnu Ömer RA: “Mina gecelerinde, hiçbir hacı, Mina Akabesi’nin gerisinde geceyi geçirmemelidir.”derdi. Muvatta, Hacc 209, (1, 406).
1518) Bir diğer rivayet şöyle: “Hz. Ömer RA, (eyyâm-ı Mina’da hususî) adamlar göndererek, halkın Akabe’nin gerisine (Mina cihetine) girmelerini sağlardı.” Muvatta, Hacc 208, (1/406).
1519) İbnu Ömer RA anlatıyor: “Hz. Abbâs RA Kâbe ile ilgili sikâye vazifesi, kendi sorumluluğunda olduğu için, eyyâm-ı Mina’yı Mekke’de geçirmek için izin istedi. Resûlullah AS da ona izin verdi.” Buhârî, Hacc 133, 75; Müslim, Hacc 346, (1315); Ebu Dâvud, Menâsik 75, (1959).
1520) Alâ İbnu’l-Hadramî RA anlatıyor: “Resûlullah AS buyurdular ki: “Muhacir olanlar, menasiklerini tamamladıktan sonra Mekke’de üç gün kalırlar.” Buhârî, Menâkıbu’1-Ensâr 47; Müslim, Hacc 441,(1352); Tirmizî, Hacc 103, (949); Ebu Dâvd, Menâsik 96, (2022); Nesâî, Taksiru’s-Salât 4, (3,122).
1521) Hz. Câbir RA’den anlatıldığına göre, kendisine: “Kişi Beytullah’ı görünce ellerini kaldırır mı.” diye sorulunca şu cevabı vermiştir:
“Resûlullah AS’la haccettik. O zaman biz bunu yapardık.” Tirmizî, Hacc 32, (955).
Bu metin Tirmizî’ye aittir. Mevzu üzerine, Ebu Dâvud ve Nesâî’den gelen metin müteakip rivayettedir.
1522) Ebu Dâvud ve Nesâî’de bu rivayet şu şekildedir: “Bu hususta soruldu, şu cevabı verdi:
“Yahudilerden başka birisinin yaptığını görmedim. “Resûlullah AS’la birlikte haccettik, bunu yapmadık.” Ebu Dâvud, Menâsik 46, (1870); Nesâî, Hacc 122 (5, 212).
1523) Hz. Ebu Hüreyre RA anlatıyor: “Resûlullah AS ilerledi, Mekke’ye girdi. (Doğru Beytullah’agiderek) Haceru’1-Esved’e geldi, (ilk iş) onu istilâm buyurdu. Sonra Beytullah’ı (yedi şavtta) tavaf etti. (Tavaf tamamlanınca) Safâ tepesine geldi, oradan beytullah’a baktı. Ellerini kaldırıp Allah’ı (tekbir, tehlil, tahmid ve tevhitle zikretmeye başladı ve Allah’ın zikretmesini dilediğince zikretti, dua etti. Bu sırada Ensâr (RAüm) da onun aşağısında (aynı şekilde zikir ve duada bulunuyordu).” Ebu Dâvud, Menâsik 46 (1872).
1524) Nâfi’ (rahimehullah) anlatıyor: “İbnu Ömer RA Mekke’den (ayrılıp Medine’ye) yönelmişti. Kudeyd’e gelmişti ki, kendisine Medine’den bir haber ulaştı. Bunun üzerine, ihramsız olarak Mekke’ye döndü.” Muvatta, Hacc 248 (1, 423).