Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapÇevresi tarafından huysuz ve inatçı olarak tanınan ihtiyar adamın, sabah apartmandan çıkarken kapıyı açan kapıcı dikkatini çeker. Çünkü onun aksiliği herkes tarafından bilinirdi. O yüzden de kimse onunla konuşmaz uzak dururdu.
Fakat bu sabah kapıcı kapıyı açarken ihtiyara;
- "Günaydın!" demiş ve tebessüm etmişti.
"Yeni işe alınmış, beni tanımayan birisi olsa gerek" diye düşündü ihtiyar. Her sabah kahvaltısını yapmak için uğradığı yolun sonundaki lokantada her zaman oturduğu masada yerini aldı. Garson çocuk her günkü gibi omletini ve kahvesini masaya bırakıp hiçbir şey söylemeden masasından uzaklaştı.
Bizim ihtiyarın aklı kapıcıda kalmıştı "neden bana selam verdi? Şimdiye kadar kimse benimle muhatap olmazdı! Bana neden gülümsedi? Acaba kıyafetim mi komikti?
Restorandan çıkarken para üstünü garson çocuğa bıraktı. Garson çocuk şaşırmıştı. Senelerdir burada kahvaltısını yapar, kimseyle konuşmazdı. Ve ilk defa da bahşiş bırakıyordu!. "Sanırım bu gün özel bir gün, İnsanlar zamanla değişebiliyor demek ki" diye düşündü. Öyle ya bunca zamandır hesap istemenin dışında ağzını açmamıştı.
İş çıkışında hala garsonun aklında bizim ihtiyarın bıraktığı bahşiş vardı. Bu para farklıydı! "Bunu bir hayır işi için kullanmalıyım diye aklından geçirdi". Eve dönerken geçtiği parkın içinde köpekli bir adam gördü. Hava çok soğuk ve her yer karla kaplı olduğu halde bu adam yere oturmuş dileniyordu. Dilenci, çocuk yanına yaklaşana kadar onu fark etmemişti.
- "Köpeğim çok aç dedi" adam çocuğun bulunduğu yöne bakarak;
- "Belki fark etmişsinizdir! Benim gözlerim görmüyor bu köpek hem benim gözlerim hem de hayat arkadaşımdır. Ben onun gözleriyle yolumu bulabiliyorum. Ama iki gündür ona yemek alamadım. Çok bitkin düştü üstelik eskisi gibi de genç değil."
Garson çocuk o gün fazladan aldığı bahşişi bu adama verebilirdi. Üstelik halinden de doğru söylediği belliydi. Hem yalan söylese de ne olurdu ki! Bizim aksi ihtiyardan aldığı birkaç kuruş parayı dilenciye uzattı.
- "Fazla bir şey değil ama en azından köpeğine bir şeyler alabilirsin". dedi
Parayı alan dilenci hemen açık bir market bulup sandöviç aldı. Sandöviç'ini köpeğiyle paylaştı. Hava iyice soğumuştu, bu gece de parkta yatamazdı. Bir apartmanın kapısını açık buldu hemen içeri daldı. Kimseye görünmeden kalörifer dairesine girip köpeğine sarılarak yattı. Geceyi donmadan geçirebileceği bir yer bulduğu için sevinçliydi. Karnını doyurmuş olmanın verdiği rahatlıkla hemen uykuya daldı.
Gecenin ilerleyen saatlerinde apartmanın içinde bir duman yayılmaya başlamıştı. Bakımı yapılması unutulan bacadan geliyordu bu duman. Kısa sürede tüm apartmanı sardı. Herkes uykuda olduğu için kimse fark etmemişti dumanı.
Bizim dilencinin köpeği hemen açtı gözlerini önce sahibini uyandırıp çıkardı dışarı. Sonra tüm apartmandakileri havlamasıyla uyandırdı köpek. İtfaiye kısa sürede kalörifer bacasından başlayan yangına müdahale etmişti.
Kimseye bir şey olmamıştı. Herkes sağ salim dışarı çıkarıldı. Dışarı çıkarılanlar arasında bizim aksi ihtiyar da vardı. Köpek onunda hayatını kurtarmıştı. Herkes bu köpeğin nereden geldiğini merak ediyordu.
İhtiyar kendi kaderini belirlemişti bu sabah garsona bıraktığı bahşişle. Belki de o bahşiş hayatını kurtarmıştı. Yoksa köpek o gece açlıktan ölmüş olabilirdi. Ama hepsinden önemlisi o gün yaşanan her şey bırakılan bir bahşişle değil sadece küçük bir " tebessüm" ile başlamıştı..