Cennet Yurdumuzun, adı eski devirlerden beri değişmeyen şehirlerinden biri de Konya'dır. Konya adının "Kutsal Tasvir" anlamındaki "İkon" sözcüğüne bağlı olduğu iddia edilir. Bu konuda değişik rivayetler bulunmaktadır. Bunlardan biri; kente dadanan ejderhayı öldüren kişiye şükran ifadesi olarak bir anıt yapılır ve üzerine de olayı anlatan bir resim çizilir. Bu anıta verilen isim, "İkonion" dur.
İkonion adı, İcconium'a dönüşürken, Roma döneminde İmparator adlarıyla değişen yeni söyleniş biçimlerine rastlanır. Bunlar; "Claudiconium, Colonia Selie, Augusta İconium" dur. Bizans kaynaklarında "Tokonion" olarak geçen şehrimize yakıştırılan diğer isimler şöyledir:
"Ycconium, Conium, Stancona, Conia, Cogne, Cogna, Konien, Konia..."
Arapların Kuniya dedikleri güzel kentimiz, selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde bir daha değişmeyerek günümüze kadar gelen ismine kavuşmuştur: Konya...
Konya İli, M.Ö. 7. bin yılından beri yerleşim yeri olmuş, pek çok medeniyete beşiklik etmiştir. Yazının M.Ö. 3500'de kullanılmaya başladığı hatırlanacak olursa, Konya'nın, ülkemizin en eski yerleşim merkezleri arasında yer aldığı söylenebilir.
Çumra Çatalhöyük, sadece ülkemizin değil, Dünya ölçüsünde yemek kültürünün ilk defa başladığı, tarımın yapıldığı, ateşin kullanıldığı, yerleşik hayata geçildiği, vahşi hayvan saldırılarına karşı ortak savunmanın yapıldığı merkez olarak tanınır.
Çatalhöyük, Neolitik, Erbaba ve Karahöyük Kalkolitik, Alaeddin Tepesi, Eski Tunç Devri merkezleridir.
Tarih devirlerinde Hititler ve Lidyalılar, M.Ö. 6. yüzyılda Persler, M.Ö. 4. yüzyılda Büyük İskender, Selevkoslar, Bergama krallığı, M.Ö. 2. yüzyılda Roma, M.S. 395'te Konya ve çevresine hakim oldular.
7. yüzyıl başlarında Sasaniler, bu yüzyılın ortalarında Muaviye komutasındaki Emeviler, şehri geçici olarak işgal ettiler.
10. yüzyıla kadar bir Bizans eyaleti olan Konya; Müslüman Araplar'ın akınlarına maruz kaldı. Malazgirt Zaferi'nden önce Konya'ya ilk gelen, Türk akıncıları Selçuklular oldu. (1069)
Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan, 1071'de Bizans İmparatoru Romen Diyojen'i Malazgirt' te kesin bir yenilgiye uğratarak, Türkler'e Anadolu'nun Kapılarını açtı. Sultan Alparslan, zaferden sonra komutanlarına Anadolu'nun tamamen fethedilmesi görevini verdi. Konya; Anadolu Fatihi, Selçuklu Kutalmışoğlu Sultan Süleymanşah, tarafından fethedildi. Fetih tarihi hakkında değişik eserlerde farklı görüşlere yer verilmektedir. (1072, 1074, v.b.) Ama şu bir gerçektir ki, Kutalmışoğlu Süleyman Şah I, Konya'yı fethettikten sonra batıya yönelmiş, merkez olarak İznik'i seçerek, Anadolu Selçuklu Devleti'ni 1074 yılında kurmuştur. Buna göre Konya'nın fetih tarihi kesinlikle 1074'ten daha öncedir. Fetihle Şehrimizde Türk-İslam egemenliği dönemi başlamıştır.
1074' te Anadolu Selçuklu devleti, Başkenti İznik olmak üzere kuruldu. 1097'de 1. Haçlı Seferi sırasında İznik kaybedilince Başkent, Konya'ya taşındı. Böylece tarihinde yeni bir sayfa daha açılan Konya, günden güne gelişti, pek çok mimari eserle süslendi ve kısa zamanda Anadolu'nun en mamur şehirlerinden biri oldu.
Bu, bizim özelliğimizdir: Atalarımız, fethi, bir yeri "Yaşamaya Açmak" için yapardı. Çünkü kendinden emindir. En adaletli yönetim, Türk ülkesindedir. Öyleyse bu yönetim, neden başka yerlere, başka insan gruplarına taşınmasın! Keyfilikten uzak, herkese eşit muamele uygulayan Türk Devletleri, fethettikleri ülkelere kültürel, ekonomik, sosyal, dini kurumlarıyla gitmişler, yerli kültürler içinde erimemişler, Türk Kültürü'nü hakim kültür yapmışlardır. Kalıcılığın sırrı da işte buradadır. Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşması da bu siyaset takip edilerek sağlanmıştır. İnanç özgürlüğü verilerek, yerli halkın devlete sadakatle bağlanması temin edilmiş, Anadolu mozayiği daha o yıllarda mükemmel görüntü zenginliğine kavuşturulmuştur.
3. Haçlı Seferi'nde Almanya İmparatoru Friedrik Barbarossa, Konya'yı kuşattıysa da (18 Mayıs 1190), 2. Kılınç Arslan'ın savunduğu kaleyi alamadı, beş gün sonra çekilmek zorunda kaldı. Selçuklular'ın düşmesine kadar (1308) Konya, Başkent olarak kaldı. Sonra Karaman- oğulları Beyliği'nin en büyük şehri olarak, Karamanoğulları'nca yönetildi.
1387' de Osmanlı Padişahı 1. Sultan Murad, şehrin önlerine geldi. 1398'de oğlu Yıldırım Beyazıd, şehre girip Karaman Devleti'ne son verdi. Ancak, 1402 Ankara Savaşı felaketinden sonra Karamanoğulları Beyliği yeniden kuruldu. Konya, Fatih Sultan Mehmet'in Karamanoğulları Beyliği'ni ortadan kaldırdığı 1465 yılına kadar Osmalı-Karaman mücadelelerine sahne oldu.
Fatih, 1470'te İmparatorluğun Rûmeli (Sofya), Anadolu (Kütahya), Rûm (Tokat) Eyaletlerinden sonra 4. Eyalet olarak Karaman eyaletini, merkezi Konya şehri olmak üzere kurdu. Eyalete ilk zamanlarda, Osmanlı şehzâdeleri vali olarak atandı. Sırasıyla, Fatih'in ortanca oğlu Şehzâde Mustafa, küçük oğlu Şehzâde Cem, 2. Beyazîd'ın büyük oğlu Veliahd Şehzâde Dâmât Abdullah, bunun kardeşi (annesi Karamanoğlu olan) Şehzâde Şehenşah, onun oğlu Şehzâde Mehmet Şâh, 1470'ten 1513'e kadar eyaleti yönettiler. Hanedan dışından ilk beylerbeyi ancak 1513'te atandı. Kanunî devrinde Veliahd Şehzâde 2. Selim de bu görevde bulundu.
17.yüzyılda eyalet 11 sancaklı ve 80.000 km2'ye yakın büyüklükteydi. Tanzimat döneminde eyalet için Karaman adı yerine "Konya" dendi. 1910'da 102.000 km2 büyüklüğündeki Konya eyaletinin nüfûsu 1.380.000'di. 11 ilçeli Konya Merkez, 7 ilçeli Niğde, 2 ilçeli Burdur, 5 ilçeli Teke (Antalya), 5 ilçeli Hamîd (Isparta) sancaklarına (İl) ayrılıyordu.