Olay ODTÜ´de geçiyor... Dışarıda bahar havası; amfide kalkülüs dersi, hem de İngilizce. İnsanlar seçimlerini doğru yönde kullanmış olacaklar ki 100 kişilik sınıftan anca 15-20 kişi var içerde, onlar da kâğıt falan oynuyorlar. Bir tek en önde bir kızcağız dersi dinliyor. Aklına bir şey takılıyor, hocaya İngilizce soruyor şuradaki nevaleyi tekrar anlatır mısınız diye... Hoca eyvallah diyor, dönüyor ve başlıyor bütün konuyu yeniden, ama bu sefer Türkçe anlatmaya. Bitiriyor, kıza dönüyor, “Şimdi anladın mı?” diye soruyor. Kızdan gelen cevap yarım yamalak bir Türkçeyle “Ama hocam siz Türkçe anlatıyor, ben anlamadı.” Hoca dumur, amfi yerlerde...
----------------
Devlet tiyatrosundan bir arkadaş, bir oyun için mi ne artik, Akçaabat´a gitmiş. Ekip olarak şehir merkezine gelmişler. Kafalarını kaldırınca koca bir bez afiş görmüşler. Şöyle yazıyor:
“Ben de sporcunun zeki, çevik ve ahlâklı olanını severim.”
AKÇAABAT BELEDİYE BAŞKANI
----------------
Uludağ üniversitesi bahar şenliklerinde geçiyor olay. Kalabalıktan uzak bir fakültenin yakınlarındaydık. 100 metre ileriye bir helikopter indi. Aletten biri eğilerek indi ve bir talebeye yaklaştı. Takriben 1 dakika konuştuktan sonra adam helikoptere bindi ve tekrar havalandılar. Biz biraz şaşırdık ne oluyor diye ama esas bomba o talebeye adamın ne sorduğunu sorduğumuzda inmişti beynimize. Adam adres sormuş.
----------------
Bodrum’da veya Datça’da küçük bir lokantanın camında “23 saat açığız” yazıyordu. Hizmet hizmet, bir yere kadar değil mi? Biraz da kendimize zaman ayıralım.
----------------
İzmir konakta bir köfteci gördüm, adam tezgâhını açmış çiğ köfte satıyor. Kocaman da bir tabelası var önünde fiyatların yazdığı... Aynen iletiyorum:
Kampanya...
TANE: 125 bin
2 TANE: 300 bin
----------------
Abi çaycının prensibi olur mu, demeyin. Bizim çaycının cama yazdığı yazılar bunlar:
1. Sıcak çay: 150.000.TL
2. Saat beşten sonra çay yoktur, ısrarcı olmayınız.
3. Tek çay için yukarı çıkamam, gelip kendiniz alın.
----------------
Bir gün Bakırköy-Taksim dolmuşuna binmiştim. Aracın ön konsoluna şunlar yazılmıştı:
“TÜRK ŞOFÖRÜ EN iÇTEN DUYGULARIN İNSANIDIR.”
E, ne var ki bunda, demeyin; devamını okuyun:
“KEMAL ATATÜRK”
----------------
Fıkra gibi olay, olay bir okulun kızlar tuvaletinde geçiyor. Kızlar dudaklarına ruj sürüp tuvaletin aynasını öpüyorlar. Tabi akşama kadar ayna dudak figürleri içinde kalıyor. Hademe temizliyor ama nafile. Ertesi akşam yine ayni dert… Hademe bakıyor ki bu işin biteceği yok, müdüre haber veriyor. Müdür hademeyle konuşuyor ve kız öğrencileri öğle teneffüsünde tuvalete çağırıyorlar. Müdür başlıyor konuşmaya:
- Bakin kızlar, siz böyle yapıyorsunuz ama bunu temizlemek bizim hademeye çok zor geliyor. İsterseniz bir temizlesin de görün. Hademe, daha önceden anlaştıkları gibi, uzun saplı fırçayı alıyor, içerideki tuvaletlerden birine giriyor, deliğe daldırıp aynayı temizliyor. O günden sonra o okulun kızlar tuvaletindeki aynalarda bir dudak izine rastlayan olmuyor. Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş Yap Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş Yap Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş Yap Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş Yap Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş Yap