Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: KIZIMA MEKTUP (İclal Aydın'dan...)
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 0 cevap var
OkumaGösterim: 1422
Google Özel Arama

Gönderen Konu: KIZIMA MEKTUP (İclal Aydın'dan...)  (Okunma sayısı 1422 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    ђ๏Ŧєєz

  • Özel Üye
  • *
  • Avatar Yok

  • İleti: 6692
  • Nerden: eksi25 - Erzurum
  • Rep: +586/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - hofeez@sevdaligul.com
    • Profili Görüntüle E-Posta
  • Çevrimdışı
KIZIMA MEKTUP (İclal Aydın'dan...)
« : 13 Mayıs 2007, 12:01:07 »


 

Kızıma mektup...


Sevgili kızım, güzel arkadaşım...
Sana yazmaya başladığım şu dakikalarda pek sevdiğim bir şarkıyı dinliyorum. Senin de çok sevdiğin Yaşar söylüyor;
Bütün bu olanlardan,
Bütün bu yaşananlardan
öğrendiğim bir şey varsa; sabır...
Sıkıldığın zamanlarda beni düşün dağılır diyor...

Geçen sabah seni yatakta öperken Canım sıkılınca seni düşünüyorum, dağılıyor dediğimde gözlerini kocaman kocaman açıp önce teşekkür ettin sonra da Dağılmak ne demek anne diye sordun. Topuğunu ısırdım kahkaha atarken... Ve anlatmaya çalıştım sana dağılmak ne demek... Saçların dağılır, oyuncakların, odan dağılır, bulutlar dağılır...

Ama aslında bir gün, çok yıllar sonra, belki de genç kızlığa adım atığın yıllarda okuyacağını düşünerek dağılmanın başka bir anlamından söz etmek istiyorum sana bugün...

Güzel kızım,
Umarım mutlu bir ömrün olur... Ama biliyorum ki o ömrün bir yerinde bir sebepten dolayı bir daha toplanamayacak kadar dağıldığını düşündüğün anlar olacak...

Başarısızlıklar yapacak sana bunu en çok. Aşkta, sokakta, seçimlerinde, işinde yanıldığını fark ettiğinde başarısız hissedeceksin kendini.
Değersiz bulacaksın aynadaki suretini. Anlamını arayacaksın yaşadıklarının.. .
Bir sebebi olmalı diyeceksin.. .
Hiçbir felaket tek başına gelmediği için, üst üste gelen darbeler dağıtacak seni...
Her bir parçanın nerede olduğunu anlayamayacak kadar ağır da geçebilir mutsuzlukları n. Ama sakın bundan daha çok üzülmem deme... Hayat o kadar çok deneyecek ki seni, her defasında nasıl olup da bunca şaşırabildiğine şaşıracaksın.
Bugün sahip olduğum ne varsa ağır bedeller ödedim hepsi için. Buna o vahşi yaşam sevincim de dahil. Hâlâ o kadar sınanmakta ki bazen yorgun düşüp, sana bırakacak kadar mucize kalacak mı içimde diye düşünmekteyim. İşte öyle anlarda, yani Eyvah dağılıyorum dediğim anlarda seni düşünüyorum...
Sen öyle bir topluyorsun ki beni, bütün sıkıntım dağılıyor...

Yaşam gücü oluyorsun bana...
Sen benim yaşıma geldiğinde annemler gençken pek severmiş diyeceğin bir film olacak, adı Cesur Yürek (Benim annem de Spartacusü severdi.)

Senin için yaptığım arşivde umarım bulabilirsin. ..

O filmdeki kahramanın kıyasıya dövüştüğü savaşçının miğferini çıkardığı bir an vardır. Miğfer çıktığında kahramanın yüzündeki şaşkınlık ve hayal kırıklığı o sahneyi her düşündüğümde bir yumruk yapar kalbimi. Çünkü uğruna savaştığını sandığı kan kardeşidir onu öldürmek isteyen...

İşte ihanet budur bebeğim..
Bu öyle bir dağıtır ki insanı bir daha asla tek parça olamayacağını düşünürsün...
Uğruna savaştıklarının aslında seni öldürmek isteyen olduğunu anladığında sakın sakın intikam almaya kalkma... Sen pis oyunlara girme...
Pislenme...

Çekil oradan hemen; zor biliyorum ama kesip at kanayan yerini. Bir kere yüreğini kirletenden dost olmaz insana.

Ve yaralı da olsa yerdeki, bir daha arkana bakma; hain ölürken de haindir! Ve o hain kendini adadığın halkının içinden de, yatağından da, yoldaşlarının arasından da çıkabilir, şaşırma!

Bebeğim;
Biliyorum benden duymaya alışık olmadığın kadar karanlık bu mektubumdaki kelimelerim. Ama karanlığın içindeki ışıktı aradığımız, bu yüzden yürüdük hayatın üzerine...

Sana Büyüyünce ne olmak istiyorsun? diye sorduğumuzda hep anne olmak istediğini söylüyorsun. Ben de sana anneliğin bir meslek olmadığını söylüyorum. Bir iş yaparsın ve istersen anne de olursun diyorum ama sen sadece anne olmak isteğinde inat ediyorsun. Bu konudaki tatlı fikrinin olgunlaşması için büyümeni bekliyorum.

Bu anneler gününde sen dörtbuçuk yaşındasın, bense otuzbeşbuçuk.. .

Senin doğumuna dek ne kadar deli esiyorsa kafamdaki rüzgar sen doğduktan sonra da hız kesmedi hiç. Senin güçlü, ayaklarının üzerine basan, ne istediğini bilen, gururlu, anlamlı kavgaların ve annen kadar deli rüzgarların kadını olmanı dilerim.

Hepsinden önemlisi; kutsal annelik oyununa gelmemeni isterim.

Doğurduğun çocuk senin yaşam gücün ve zenginliğin olsun; kimliğinin sebebi, açamadığın kapıların anahtarı, arsızlıkların maskesi değil...

Velhasıl benim güzel meleğim,
Bütün bu olanlardan
Bütün bu yaşananlardan
öğrendiğim bir şey varsa sabır
Sıkıldığın zamanlarda beni düşün dağılır.
Seni seviyorum...



 
İclal Aydın


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter
 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
0 Yanıt
1050 Gösterim
Son İleti 04 Kasım 2007, 14:33:45
Gönderen: ђ๏Ŧєєz
0 Yanıt
1574 Gösterim
Son İleti 11 Aralık 2011, 18:29:05
Gönderen: sevdaligul
0 Yanıt
544 Gösterim
Son İleti 02 Ocak 2013, 22:02:17
Gönderen: fatma758
0 Yanıt
587 Gösterim
Son İleti 16 Mart 2013, 14:08:59
Gönderen: alex57
0 Yanıt
653 Gösterim
Son İleti 12 Nisan 2013, 00:58:07
Gönderen: fatma758