Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: Kepçe Kulak Ameliyatı
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 0 cevap var
OkumaGösterim: 571
Google Özel Arama

Gönderen Konu: Kepçe Kulak Ameliyatı  (Okunma sayısı 571 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kepçe Kulak Ameliyatı
« : 15 Mayıs 2018, 10:53:43 »


 

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Kepçe kulak, yaklaşık % 5 görülme sıklığıyla en sık görülen doğumsal kulak deformitesidir. Kalıtımsal (genetik) geçiş (otozomal dominant) göstermektedir. Kulağın ortalama yüksekliği 60-65 mm ve genişliği 25-35 mm dir. Kulağın kafa ile yaptığı açı sefalo-auriküler açı diye bilinir, 20-30 derece arasıdadır. Kulağın kıvrımına ise antiheliks denir, kulak çukuruna ise konka denir. İşte, kepçe kulak(prominent ear) diye adlandırdığımız bu deformite, kulağın kafa ile yaptığı açının artması, kulak kıvrımının düzleşmesi yada kulak çukurunun derinleşmesi dediğimiz bu problemlerin değişik derecelerde de olsa birlikte yada tek başına görünmelerine verilen isimdir. Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap öncesi kulaktaki asıl problemin ne olduğu belirlendikten sonra yapılacak olan cerrahi tedavi belirlenir.

Kepçe Kulak Ameliyatı Fiyatı ve Süreci

Kepçe kulak deformitesi, çocukların okula başladıklarında alay konusu olmalarına sebep olarak psikolojilerinin bozulmasına sebep olduğundan ve yapılan araştırmalar neticesinde kulağın erişkin kulağına 6-7 yaşındayken ulaşmış olmasından dolayı okul öncesi 6 yaşındayken ameliyat olmaları önerilmektedir. Çünkü bu yaş grubunda kulak kıkırdağı da daha yumuşak olduğundan ameliyat daha kolay ve daha güzel sonuçlanmaktadır. Çoçuk daha doğduğunda kepçe kulak deformitesi var ise kulak kıkırdağı anneden geçen östrojen dediğimiz hormon nedeniyle aşırı yumuşak olmasından dolayı yaşamın ilk 3 ayı yapılan bandaj ve kalıp uygulamaları ile düzelebilmektedir. O yüzden ailenin bu konuda bilinçli olması ve erken fark etmesi çocuğun ilerde böyle bir ameliyat geçirmesine ve alay konusu olarak psikolojisinin bozulmasını önleyerek, kendine daha çok güvenen bireylerin yetişmesi açısından son derece önemlidir. Bir ara çok popüler olan ve halen bazı cerrahların tercihi olan ip ile asma yada ameliyatsız kulak estetiği diye bilinen teknikten biraz bahsetmek istiyorum. Bu teknik herhangi bir kesi yapmadan kulak arkasından çeşitli aletler ile yerleştirilen kalıcı ipler ile gerçekleşmektedir. Ofis ortamında ve lokal anestezi altında uygulanabilen bu yöntem özellikle düğün öncesi saçlarını toplayan gelinler için çok cazip gelmiştir. Hemen sonuç almaları ve o zamana kadar ameliyat olmak için fırsat bulamamış bu tür insanlar buna rağbet etti. Ancak benim kişisel tecrübem ve dünyadaki diğer cerrahların da yayınladıkları yayınlardan gördüm ki bu teknik ile yaptığımız kulakların hemen hemen hepsinde sorun çıkmıştır. Hastaların yaklaşık %50 sinde atılan iplerin dışarı çıkması, %50 sinde tekrar kulakta açılmalar, çoğunda kulak arkasında hassasiyet ve elleri ile kulak arkasına dokunduklarında aşırı ağrı ve daha nadiren efeksiyonlar oluşması üzerine ben ve dünyadaki çoğu cerrah bu yöntemi uygulamayı bırakmıştır. Hastalara kansız, ameliyatsız, 10-15 dk kepçe kulaklarınızdan kurtulun şeklindeki reklamlar çok cazip gelse de kesinlikle önermemekteyim. Kepçe kulak ile ilgili bilinen bütün cerrahi teknikleri uygulamış bir cerrah olarak, gördüm ki bu ameliyatların hepsinden sonra kullanılan cerrahi yönteme göre bir takım problemler oluşmaktadır. Bu problemler; erken dönem ve geç dönem olarak 2 ye ayrılabilinir. Erken dönemde; kanama(bleeding), kan toplanması(hematoma), ciltte doku ölümü(skin necrosis), yara açılması(wound dehiscence), infeksiyon(wound infection) dır. Geç dönemde ise; kulağa dokunulduğunda hissedilen ağrı ve hassasiyet(hypersensitivity), kulakta şekil bozukluğu ve asimetriler(irregularity and asymmetry), izler(scarring), atılan dikişlerin dışarı çıkması(suture extrusion), telefon kulak yada kulağın arkaya çok yatırılması gibi memnun olunmayan estetik sonuçlar(unsatisfactory aesthetic results; telephone ear, overcorrection..ex). Tabiki bu problemler tüm hastalarda olmamaktadır, ancak bu problemleri ortadan kaldırıp mükemmel bir teknik bulmak için çok kafa yordum ve sonrasında kendi tarif ettiğim ve bu teknik (Yeni Bir Antiheliksplasti Tekniği: Proksimal Bazlı Dermo-Fasyoperikondrial Flep) ile Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği’nin düzenlediği yarışmada ödül aldım. Bilimsel makale haline getirdiğim yaptığım bu teknikte diğer teknikler de görülen tüm problemlere çözüm bularak, mükemmeli yakaladım diyebilirim. Halen bu tekniği kullanmaktayım ve bugüne kadar hiçbir sorun yaşamadım. Şu an dünyada da çok popüler hale gelen bu flep tekniği gittikçe yaygınlaşmaktadır.

  Bu teknik ile yakaladığım avantajlar;


•   Emilebilen dikiş kullanabildiğimden ameliyat sonrası hastanın kulağının arkasından ameliyattan 1-2 yıl sonra bile dikişler çıkması gibi bir durumun söz konusu olmaması
•   Flep dediğimiz doku ile kulağı arkaya yasladığımdan ameliyattan sonra tekrar açılmalar ve nükslerin söz konusu olmaması,
•   Kulağı çok fazla arkaya yatırarak, kulak arkası boşluğunu silerek kişinin gözlük takmasını bile engelleyecek tarzda, doğal olmayan görünümlere sebep olmaması,
•   Kıkırdağa müdahale etmediğim için kıkırdak üzerinde şekil düzensizliklerin oluşmasını neden olmaması
•   Kulağı içeriden atellediğim için ameliyat sonrası tenisçi bandajı gibi bandajlamaları kullanmasına gerek olmaması
•   Kulağın ön yüzüne müdahale etmediğim için şişlik, morluk, hematom, dolaşım problemleri oluşmasına neden olmaması
Bu tekniğin lokal anestezi ile yapılabilmesi
•   Kulak arkasından yapıldığı için ve kulak arkasından cilt çıkarılmadığı için kulakta iz kalması, keloid, hipertrofik skar gibi bir probleme neden olmaması
•   Kulakta travma oluşturmadığı için hastanın günlük yaşantısına ertesi gün dönebilmesi
•   Bu tekniği uyguladığım tüm hastalarımın ameliyat sonrası 1. Ay, 6. Ay, 12. Ay ve 2. Yıl kontrollere çağırarak yaptığım ölçümlerde hiçbir hastamda herhangi bir açılma olmadığını tespit ederek ve yaptığım istatistiksel çalışmalar sonucun kalıcı olduğunu ortaya koymuş olmam, bu tekniğin avantajlarından sadece birkaçıdır.
Bu teknik ile hastalarımı lokal anestezi altında ameliyat etmekteyim. Eğer 6-10 yaş aralığında ise çocuğun kooperasyonu tam olmadığı için genel anestezi öneririm. Ameliyat 45 dk-1 saat arasında sürmektedir. Aynı gün hasta taburcu olmakta ve kulağına su değmeden duş alabilmektedir. Ameliyattan 48 saat sonra ise kulağına da su değebilir. Ameliyatın ertesi günü bandajı açılır ve tekrar bandaj yapılmaz. Tenisçi bandajı takmasına gerek yoktur, sadece kulağına dikkat etmeli sağa sola takarak travmaya uğratmaması, üzerine yatmaması yeterlidir. Ameliyattan sonraki gün, günlük hayatı ve sosyal yaşantısına yada işine dönebilir. Ameliyattan 1 hafta-10 gün sonra kulak arkasından yapılan kesi için atılan dikişler alınır.
Süreç hakkında daha detaylı bilgi için sitemizden iletişime geçebilirsiniz.

Kaynak: Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap



Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter
 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
0 Yanıt
1111 Gösterim
Son İleti 10 Ağustos 2007, 10:10:53
Gönderen: çoban
0 Yanıt
472 Gösterim
Son İleti 04 Eylül 2013, 23:06:58
Gönderen: sevdam1
0 Yanıt
329 Gösterim
Son İleti 29 Temmuz 2016, 10:47:47
Gönderen: bulut57
0 Yanıt
765 Gösterim
Son İleti 03 Mayıs 2017, 12:42:26
Gönderen: kavazaki
0 Yanıt
619 Gösterim
Son İleti 21 Kasım 2018, 20:43:26
Gönderen: drsuleymantasestetik