Kaşgar – Çinlerin Müslümanlara Zulmü
Kaşgar, Sincan bölgesinin kuzeybatısında yer alan, 370bin nüfuslu bir uygur şehridir. İpekyolu üzerinde bir zamanların en önemli ticaret merkezi olan Kaşgar, 2bin senelik tarihi ile yeryüzünde en iyi korunmuş kerpiç yapı mimarisine sahiptir. Bir Müslüman şehri ve ilim yurdu olan Kaşgar bir çok âlim çıkarmıştır. Bunların en önemlisi Kaşgarlı Mahmud Efendidir. Bu yüce âlim 1072 yılında kaleme alınmış olan “Divanü Lügati’t-Türk” adlı eserin sahibir. Bu eser türk dilindeki ilk ansiklopedi ve sözlüktür.
Kaşgarlı Mahmud Divân-ı Lügati't-Türk'e şöyle başlar;
Esirgeyen, koruyan Tanrı’nın adıyla
"Allah'ın, devlet güneşini türk burçlarından doğurmuş olduğunu ve Türklerin ülkesi üzerinde göklerin bütün dairelerini döndürmüş olduğunu gördüm. Allah onlara Türk adını verdi. Ve yeryüzüne hâkim kıldı. Cihan imparatorları Türk ırkından çıktı. Dünya milletlerinin yuları Türklerin eline verildi. Türkler Allah tarafından bütün kavimlere üstün kılındı. Hak’tan ayrılmayan Türkler, Allah tarafından hak üzerine kuvvetlendirildi. Türkler ile birlikte olan kavimler aziz oldu. Böyle kavimler, Türkler tarafından her arzularına eriştirildi. Türkler, himayelerine aldıkları milletleri, kötülerin şerrinden korudular. Cihan hâkimi olan Türklere herkes muhtaçtır, onlara derdini dinletmek, bu suretle her türlü arzuya naili olabilmek için türkçe öğrenmek gerekir.."
2005 yılında Çin hükümeti Sincan bölgesi üzerindeki hakimiyetinin 50. yılını kutladı. Almanya’da faaliyet gösteren „Tehlike Altında olan Milletleri Koruma Derneği“’nde çalışan Ulrich Delius, bu kutlamalar vesilesiyle çin hükümetini Uygur Gelenek ve Kültürünü sistematik bir şekilde yoketmekle suçladı.
Çin hükümeti imha siyaseti güdmektedir. Hükümeti eleştiren yazarların kitablarını yakıyor ve uygur dilini gündelik hayattan çıkarmaya çalışıyor. Kutlamalar çerçevesinde uygur halkına yeni baskılar uygulayacağını bildirmekten de kaçınmıyor. Azınlık okulları kapatılıyor, resmiyette uygur dilini yasaklıyor, uygurca öğretmen eğitimini kısıtlıyor ve uygur uyruklu üniversite öğrencilerini üniversitelere almamakla Uygur kültürünü planlı bir şekilde yok ediyor.
Sincan komunist parti başkanı Wang Lequan, bölgenin kalkınacağını vaad ediyor. Yapılan araştırmalar ise bu kalkınmadan sadece Sincan bölgesine yerleştirilen çinlilerin yararlandığını gösteriyor. Sistematik bir şekilde bölgeye çinli göçmenler yerleştiriliyor. Ticaret gücü ve bürokrasi bu yerleştirilen çinlilere veriliyor. En önemlisi ise bu bölgedeki yer altı kaynaklarını kendi ellerine geçmesi ve bunlara hakim olması için bu zulümlere devam ediliyor.
Hepimizin bildiği üzere 2009 haziran ayında cereyan eden olaylar durumun ehemmiyetini gün yüzüne çıkarmış ve yapılan bu zulüm tüm basın organlarında yer almıştır. Ama yine herzaman olduğu gibi müslümanlara yapılan bu zulüm karşısında Dünya yine sessiz kalmıştır. En vahimi ise Devletimizin bu konuda sessiz kalmasıdır. Dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu’nun demeçleri ise bizleri iyice dehşete düşürmüştür. Çin dışişleri bakanı ile görüşen Davutoğlunun sözleri ise aynen şöyledir: “Türkiye'nin Çin'in iç işlerine karışma niyeti yoktur ve Çin'in toprak bütünlüğüne saygı duymaktadır. “
Çin’in toprak bütünlüğü demek, 35 milyon müslüman uygur türklerin yok olması demektir. Ben buna söylecek birşey bulamıyorum artık. Vah ki ne vah.
Bu günlerde ise Kaşgar şehri ağlıyor. Çin hükümeti modernleştirme, hayat standartlarını artırma ve depreme dayanıklı binalar inşaa etme adı altında Kaşgar’daki tüm tarihi yapıları dozerlerle yok ediyor. Bu şehre planlı bir şekilde çinli halk yerleştiriliyor. Amaç ise yerli halkı azınlık durumuna düşürmektir.
Çin hükümetinin burada görüntü alınmasını yasaklamasına rağmen almanlar gizli kamera ile burada çekim yapmış ve geçenlerde televizyonda yayınlamıştır. İzlerken birşey yapamamanın acısını hissettim. 200bin uygur türkü bu bölgeden alınıp başka yerlere yerleştirilecek ve şehrin yüzde 85i yok edilecek. Geri kalan yüzde 15 ise müze olup turistlere sergilenecek. 15 ekim 2009da 11yy.’dan kalma Hanlık Medresesi yok edildi. Bu medrese felsefi ve dini ilim merkezidir. Yıkılan bu medresede Kaşgarlı Mahmud Efendi binlerce talebe yetiştirmiştir.
Uygurların yanısıra çin bilimadamları da bu duruma karşı çıkıyorlar lakin çin hükümeti kimseye kulak asmıyor. Uygur halkına zorla çin kültürünü aşılamaya, zorla kendilerine benzetmeye çalışıyorlar.
Bir çok konuda sevmediğimiz almanlar gizli kameralar ile çekim yapıp kendi devlet kanalı vasıtasıyla bu vahşeti duyurdu. Bazı alman ve ingiliz gazeteleri olayı “İnsanlık Mirasına Darbe” diye manşete taşıdı.
Uygurların söz hakkı yok ve bu gidişle onlarda yok olacaklar. Biz çinlilerle ticari ilişkilerimiz bozulur diye yapılan soykırıma göz yumup kulaklarımızı tıkıyoruz. 2bin senelik İslamın kültür merkezi yok ediliyor, Türk soydaşlarımız feryad-ı figan eyliyor. Biz ise Çin’in toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Sıra bize geliyor yavaş yavaş...
Mehmet Kemal Akbas