UZUN HAVA
Karaman'dan, Kayseri'den, Konya'dan
Nerden gelin hey sevdiğim Hanya'dan
Çirkin saran mahsum kalır dünyadan
Kapınızın önü taşlık değil mi
Sallan suna boylum gençlik değil mi
Akşam verdiğim sana harçlık değil mi
Evimizin önü oluklu çeşme
Ben güzelim diye havadan uçma
Havadan uçariken yabana düşme
İner gider düz ovanın yüzüne
İnek sağar dana bağlar dizine
Kurban olam ben yarimin gözüne
FATMAM TÜRKÜSÜ
Aman Fatma nolacak
Mahkemeler talik olacak
Yine gözler benim olacak
Gül memeler benim olacak
Aman Fatmam hopla da gel
Mor fistanı topla da gel
Kapıları katran
Fatmam bene batıra
Ben hapiste yatıcam
Fatmam senin hatırın
Aman Fatmam hopla da gel
Mor fistanı topla da gel
İNDİM KUYU DİBİNE
İndim kuyu dibine
Baktım suyun rengine
Analar kız besliyor
Vermezler sevdiğine
Hey esmerim esmerim
Al yanaktan dişlerim
Seni bana verseler
Çalgı çalar beslerim
Ateşi nar isterim
Eteği dar isterim
Dar döşeğin üstünde
Cilveli yar isterim
Hey esmerim esmerim
Al yanaktan dişlerim
Seni bana verseler
Harmancı durur beslerim
YEMEN'E ASKERE GİDEN GENCİN TÜRKÜSÜ
Karaman'dan çıktım yolum Yemen'e
Asker çantasını vurdum sineme
Ayrılık namesin verdim eline
Tenhalarda bul da ver seher yeli
Kader torbasına soktum elimi
Karalı çıkardın kuramı felek
Ne bir murat verdin, ne bir saltanat
Diyar-ı gurbette büktüm belimi felek
Mailim de al at gözün ağına
Sağ yandaki Arap çifte dağına
Konak evin ırak mıdır sevdiğim?
Ağzında da ak köpükler saçarsın
Döner döner arkana da bakarsın
Konur daylak senin vatanın nerde
Kişniye kişniye döner yola bakarsın
TUNAM TÜRKÜSÜ
Tunam ben vuruldum yapış elimden
Göz önceği kan olmasın belinden
Ben kalmışım, sen de kalma yolundan
Gül iken solduran Tunam ağlasın
Gök öncektir aşiretin nakışı
Güvercin topuklu, keklik sekişli
İsmini sevdiğim zinhar yokuşu
Gök öncekli bahşiş kızı geçtimi
Aslanoğlu Gargara'dan yürüdü
Yüreğinde yağ kalmadı eridi
Aslanoğlu bu kazada bir idi
Yandı gitti Aslanoğlu Mehmedi
Attan düştüm sol bacağım kırıldı
Davut Efe önümüzde vuruldu
Baki Efe, dal boynuma sarıldı
Yandı gitti aslanoğlu Mehmedi
Kendirim asıldı selvi dalına
Ah! kıratım geçti (de) zabit eline
Selam söylen konaktaki Hatice Hanıma (eşi)
Selam söylen bahçedeki gülüme
Yandı gitti Aslanoğlu Mehmedi
Kabrimi geniş kazın bol olsun
Lale, sümbül başucumda çok olsun
Ben ölürsem Baki Efe sağ olsun
Yandı gitti Aslanoğlu Mehmedi
Aslanoğlu: arkadaşlar, sapın bizim çardağa (eve)
Halam su doldurmuş yeni bardağa
Benden selam söyleyin saçlı ördeğe
Saçlı ördeğimi alan onmasın
LALE TÜRKÜSÜ
Laledir köyümüz
Taştan çıkar suyumuz
Sevip sevip salıvermek
O da bizim huyumuz
Lalenin çatal çeşmesi
Şifadır suyundan içmesi
Ne de hoş oluyor
Şu kırlarda lale biçmesi
Lale'nin bağlarına
Kuş konmaz dağlarına
Hiç bel bağlanmıyor
Şu Lale'nin kızlarına
KURTULUŞ SAVAŞI SIRASINDA SÖYLEŞİ
Karadağ'dan vardım midem bulandı
Kavgayı görünce kalbim inandı
Altı aydır kafire, kollar dayandı
Yürü Nizam, yürü, yarın talim var
Bugün Karadağ'da pekçe zulüm var
Al Peşkirim bağlı kaldı direkte
Al gelinin sevgisi kaldı yürekte
Altı aylık kuzusu kaldı belekte
Yolladım askere kara bıyıklı
Kışlanın önünde selvi söğütler
Binbaşı oturmuş asker öğütler
Elleri kınalı giden yiğitler
Ağla annem ağla biz gider olduk
Sılayı vatanı terkeder olduk
Kışlanın önünde bir dolu testi
Askerin üstüne çam yeli esti
Ana kuzuları umudu kesti
Ağlaman anneler gene geliriz
İstanbul'a vardım burnum boşandı
Topa mercemlerim kama düşendi
Silahı, bıçağı eller kuşandı
Ağlaman anneler gene geliriz
Kavga ettikleri bir derin dere
Sallaman kılıcı her yanım bere
Sorun yüzbaşıya sılamız nere
Sılanın dikeni gül oldu bana
Esiver de, Karadağ'dan esiver
Karadağ'dan kısmetimi kesiver
Mektuplar gelmedi, anam küsüyor
Ağlaman anneler gene geliriz.
Aman yüce dağ başında oğlak güderim
Ağlama sevdiğim buymuş kaderim
Anandan, babandan fayda yoğusa
Kömür güzlüm tut elimden gidelim