Ankara - Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, toplumun "benim cumhurbaşkanım" diyeceği kişinin, toplumsal uzlaşmayla seçilebileceğini söyledi.
Kanadoğlu, ODTÜ Mezunlar Derneği'nde düzenlenen "Cumhurbaşkanlığı Seçiminin Yasal ve Hukuksal Boyutu" konulu konferansta, Türkiye'de, Cumhuriyetin kurucusu dışındaki cumhurbaşkanı seçimlerinde belli zorluklar yaşandığını söyledi.
Cumhurbaşkanı olacak kişi için gereken "şartların yalnızca Anayasa'nın 101. maddesindeki özelliklerle sınırlı olmadığını" savunan Kanadoğlu, bu kişinin aynı zamanda "Cumhurbaşkanlığı andındaki koruyucu, bir takım ilkelere bağlı, halkın ve Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şöhretini yüceltecek nitelikleri taşıması gerektiğini" dile getirdi.
Cumhurbaşkanın tarafsızlığının "yalnızca siyasi partilerle olan ilişkilerine yönelik algılanması gerektiğini" ifade eden Kanadoğlu, şöyle konuştu:
"Cumhurbaşkanı, Cumhuriyetin temel değerlerine yönelik saldırılara karşı taraftır. Bu tür konularda 'tarafsızım' deme lüksü yoktur. Yetkilerini bu ilke ve değerlere gelecek tehlikeleri önlemek için kullanmalıdır. Cumhurbaşkanı, Anayasa'nın 101. maddesindeki önkoşulların dışında Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesine ve temel ilkelerine yüzde 100 bağlı olmalıdır."
Kanadoğlu, Cumhurbaşkanlığına seçilecek kişinin Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milletinin birliğini temsil ettiğine işaret ederek, buraya seçilecek kişinin bu birliği sağlaması gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanının, milletin benimsediği, rahatlıkla "Benim cumhurbaşkanım" dediği bir kişi olmasının önemine işaret eden Kanadoğlu, "Toplumun, 'Benim cumhurbaşkanım' diyeceği kişi, toplumsal uzlaşmayla seçilir" dedi.
Bu toplumsal uzlaşmanın sağlanması için Anayasa'da bazı önlemler alındığını anlatan Kanadoğlu, Cumhurbaşkanının 1 ay içinde seçilememesi halinde milletvekili seçiminin yenilenmesi gerektiğini, bunun için seçim kararı alınmasına gerek olmadığını söyledi.
Kanadoğlu, "Bu zorlama uzlaşma içindir. Bu, 'uzlaşmayla seçemezseniz siz seçilirsiniz' demektir" diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı seçimi için, TBMM Genel Kurulu'nda "367 milletvekili hazır olmadan oturum açılamayacağı, açılsa bile sandıktan çıkan oy sayısının 367'nin altında kalması durumunda toplantının yapılmamış sayılacağı" yönünde görüş belirten Kanadoğlu, aday bildirimi için ayrılan 10 günün ardından, Cumhurbaşkanlığı seçiminin 20 gün içinde sonuçlandırılamaması halinde milletvekili seçiminin yolunun açılacağı görüşünü savundu.
Kanadoğlu, bu yorumun "anayasal" ve "hukuksal" olduğunu belirterek, "Bu herhangi bir kişinin önünün kesilmesi için değildir. Yaptığım sadece hukuksal bir yorumdur" dedi.
Sabih Kanadoğlu, bir dinleyicinin, "Yorumunuza aykırı olarak Cumhurbaşkanı seçimi gerçekleşir ve Anayasa Mahkemesinin önüne gelen konu hakkındaki karar gecikirse ne olacak?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Anayasa Mahkemesi bu konunun önemine uygun hareket etmezse ülkeyi 'kaosa' götürebilir. Cumhurbaşkanı seçimle cumhurbaşkanı olmaz, cumhurbaşkanı yemini ederek olur. Seçim günü ile yemin günü arasında 10 günü geçen bir süre var. Anayasa Mahkemesi için gerekli süre vardır.