Diğer bazı şeyler için söz konusu olduğu gibi,kahvenin keşfi de efsanelerin yarı karanlık dünyasında gizli kalmış bir gerçektir. Başka türlü söylemek gerekirse insanlığın tarihinde ilk fincan kahveyi içmek zevkinin kime ait olduğu kesinlikle bilinmiyor.
Bir söylentiye göre bundan bin yıl önce, bir Habeş,o zamana kadar bilmediği bir bitkinin kokusundan hoşlanmış.Bitkinin küçük taneler halindeki meyvesinden birkaçını koparıp çiğnemiş. Tadı o kadar hoşuna gitmiş ki,bu meyvelerin suyundan içki yapmış.
Kahve konusunda kesinlikle bilinen şey, Afrika'nın doğusunda yaşayan Habeşler’İn kahvenin tadına varan ilk tiryakiler olduğudur. 15. yüzyıla kadar dünya üzerinde kahve yetişen ve yetiştirilen tek ülke Habeşistan'dı. Sonradan, gezici tacirler ve hacıların aracılığıyla Arabistan'a götürülen kahve ,Arabistan'ın güneyindeki Yemen'de de yetiştirildi. O tarihi izleyen 200 yıl boyunca, Yemen dünyanın kahve kaynağı oldu.
17. yüzyılda Hollandalılar Cava'da kahve yetiştirmeğe başladılar. Sömürgeleri olan bazı tropik ülkelerde de aynı şeyi yaptılar. İngilizler,kahveyi Jamaika adasına götürdüler. Oradan Güney ve Orta Amerika'ya geçti. Bir süre sonra da gerek Avrupa, gerekse Amerika'da yaygın ölçüde kullanılır, aranır oldu.
Kahve,tropik iklim karakteristiklerini taşıyan her ülkede yetişir. Fakat yüksek topraklarda ekilmesi ve toprağın suyunun çekilmiş olması şarttır.Bu tür toprak ve iklim,Özellikle Brezilya'nın tepe yamaçlarında bulunmaktadır. Dünya kahve üretiminin dörtte üçünün Brezilya'dan sağlanmasının nedeni de budur.
Dünyanın en büyük kahve plantasyonları (bir nevi çiftlik), Brezilya'dadır. Bu çiftliklerden bazıları milyonlarca kahve ağacını ve yüzlerce,binlerce dönümü kapsar.Venezüella,Kolombiya, Guatemala, Meksika, bazı Batı Hint adaları ve Cava'da da büyük miktarda kahve yetişir.