Kur’ân-ı Kerîm’de deniz avının ve denizden elde edilen yiyeceğin helâl
olduğu bildirilmiş (el-Mâide 5/96; el-Fâtır 35/12), Hz Peygamber de deniz
hakkında sorulan bir soruya “Onun suyu temiz, meytesi (içinde ölen) helâldir”
şeklinde cevap vermiştir (Ebû Dâvûd, “Tahâret”, 41; Tirmizî, “Tahâret”,
52). Gerek bu açıklamalar gerekse hakkında özel bir hüküm bulunmayan
konularda mubahlığın esas alınması ilkesi suda yaşayan hayvanlarla ilgili
hükmün temelini teşkil eder.
1. Balık türleri bütün mezheplere göre helâldir, boğazlama işlemine de
gerek yoktur. Şu var ki, Hanefîler’e göre kendiliğinden ölmüş ve su üzerine
çıkmış balıklar yenmez. Hanefîler’in bu görüşü sağlık açısından ihtiyatı tercih
etmiş olmalarından kaynaklanır. Fakat suyun çok sıcak veya soğuk
olmasından, buzlar arasına sıkışmaktan, su içine hapsedilmekten ve suyun
çekilmesinden ötürü ölen balıklar kendiliğinden ölmüş sayılmaz, yenebilir.
Yine, balık avlamak üzere suya balık otu atıldığında balıklar ele geçirilmeden
ölse ve onların bu yüzden öldüğü bilinse, kezâ kılıç balığı gibi büyük balıklar
avlandığında sudan çıkmadan başına sert bir cisim vurularak öldürülse,
yenebilir.
2. Balık türü dışında kalan (midye, kurbağa, yengeç gibi) su hayvanlarını
yemek Hanefîler’e göre helâl değildir. Diğer üç mezhebe göre ise, sadece
suda yaşayan her türlü hayvan -kendiliğinden ölmüş bile olsa- yenebilir,
helâldir. Şâfiî mezhebinde, Hanefîler’in paralelinde bir görüş ile su hayvanlarından
eti yenen kara hayvanlarına benzeyenleri helâl, eti yenmeyen kara
hayvanlarına benzeyenleri haram sayan bir görüş de vardır.
Hanefîler Mâide sûresinin 3. âyetinde geçen “meyte” lafzını mutlak şekilde
yorumlamışlar, ayrıca balık dışındaki türleri “habâis” (iğrenç şeyler)
kapsamında kabul etmişlerdir. Fakihlerin çoğunluğu Mâide sûresinin 96.
âyetindeki “deniz avı” ifadesinin umumunu (kapsamlı oluşunu) esas almışlar
ve ayrıca Hz. Peygamber’in “Denizin suyu temiz, ölüsü helâldir” (Ebû Dâvûd,
“Tahâret”, 41; Tirmizî, “Tahâret”, 52) anlamındaki hadisine dayanmışlardır.
orkide arkadaşım, bu bilgileri Diyanet İslâm İlmihali'nden alıntıladım; umarım yeterli açıklamayı bulursun arkadaşım. Daha detaylı bilgi için Diyanet İslâm İlmihali Cilt-II "Haramlar ve Helâller" başlıklı konuya bakılabilir...