Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: İsmam Dininde Ailenin Önemi
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 0 cevap var
OkumaGösterim: 1170
Google Özel Arama

Gönderen Konu: İsmam Dininde Ailenin Önemi  (Okunma sayısı 1170 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    sevdaligul

  • Administrator
  • *

  • İleti: 13121
  • Nerden: Konya
  • Rep: +6511/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • GüLe SeVDaLı Bir GeNç
    • MSN Messenger - sevdaligul@gmail.com
    • Profili Görüntüle GüLe SeVDaLı BiR GeNçLiK
  • Çevrimdışı
İsmam Dininde Ailenin Önemi
« : 24 Aralık 2008, 11:03:44 »


 

ği meşrû nikâh, öncelikle kişiye, Allah’ın mülkünde tasarruf yetkisi vermektedir. Bilindiği gibi her şey Allah’ın mülküdür. Allah’ın mülkünü O’nun istediği tarzda kullanmayan haram işlemiş olur. Öyleyse, kadın-erkek münasebetleri Allah’ın dilediği tarzda ve koyduğu şartlar çerçevesinde olmalıdır. Kadın-erkek münasebetlerinde helâl olmayan tasarruflara dinimiz zina demiştir ve bütün cinayetler arasında zinaya en ağır ceza takdir edilmek suretiyle bu meselede Allah’ın mülkündeki haram tasarrufun dünyevî ve uhrevî neticelerinin azametine dikkat çekilmiştir. Dolayısıyla Allah’a ve ahirete inanan bir kimsenin nikâh mevzuunda çok hassas olması, zandan, şüpheli durumlardan kaçınması gerekir. 

İslam dininde evlenmenin hükmü sünnet-i müekkededir. Fakat bazı şartlarda farz, vâcip, hatta haram da olabilir:

1. Evlenmediği takdirde zina suçunu işleyeceğini kesinlikle bilen, malı ve bedeni evlenmek için yeterli olan kimsenin evlenmesi farzdır. Evlenmediği zaman zinaya düşüp düşmeyeceği kesin olmayan kimsenin evlenmesi vâciptir.

2. Evlenmediği zaman zinaya düşmekten korkusu olmayan, normal insanın evlenmesi sünnet-i müekkededir.

3. Evlendiği takdirde karısına kötülük edeceğini, ona karşı kocalık görevlerini yapamayacağını kesinlikle bilen kimsenin evlenmesi ise haramdır.(10)

İslam evlenip yuva kuracağımız eşi seçerken bazı hususlara dikkat etmemizi istemektedir. Zira eş, ailenin direğidir. “Yuvayı yapan dişi kuştur.” Yuvayı yapacak, çocukları eğitecek, yetiştirecek hayat arkadaşını seçerken güzelliğinden, soyundan ve malından çok dindarlığına ve iyi ahlâk sahibi olmasına dikkat edilmelidir. Nitekim Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bu hususta şöyle buyurmuştur:

“Kadın dört şey için nikâh edilir. Malı, soyu, güzelliği ve dini. Siz dindar olanı tercih ediniz ki, elleriniz hayır görsün.” (11)

Yani erkekler evlenirken bu dört özelliği göz önünde bulundururlar. Bu özelliklerin hiçbirini aramayan erkek yoktur denilebilir. Bunların içinde en az rağbet gören özellik de dindarlıktır. Hâlbuki kadının tercihe şayan olan özelliği dindarlıktır. Hadis-i şerifte bu özellik en son olarak zikredilmiştir. Bunun hikmeti ise, halkın genellikle ilk üç özelliğe gösterdikleri rağbetin yersizliğine ve bunlardan vazgeçip, son özelliğe önem verilmesine işaret etmektir. Evlenilecek kadında aranan en önemli özellik kadının dindarlığı olmalıdır. Diğer özellikler tâlî derecede yer verilmelidir.

Abdullah b. Amr radıyallahu anhtan rivayet edilen bir başka hadis-i şerifte Rasu         lullah sallallahu aleyhi ve sellem malın ve güzelliğin getirebileceği kötü sonuçlara dikkati çekerek, evlilikte dindarlık dışındaki bir tercihi açıkça yasaklamıştır.

“Sırf güzellikleri sebebiyle kadınlarla evlenmeyin. Çünkü güzelliklerinin onları (kibir ve gurur sebebiyle) alçaltacağından korkulur. Onlarla sırf mal ve mülkleri sebebiyle de evlenmeyin, zira mal ve mülkün onları azdıracağından korkulur. Fakat onlarla dindarlıklarından dolayı evlenin. Yemin olsun, burnu kesik, kulağı delik siyahî dindar bir köle (dindar olmayan hür kadınlardan) daha üstündür.”(12)

Ebu’l-Esved ed-Düelî, çocuklarına şöyle deyip övünürmüş: “Küçüklüğünüzde, büyüklüğünüzde ve doğumunuzdan önce size iyilik ettim.” Doğumlarından önce kendilerine nasıl iyilik ettiğini soran çocuklarına: “Size, sövülmeyecek bir anne seçtim.” demiştir.(13)

Dinimiz, evleneceklere dindar eş arama hususunda ısrarlıdır. Bu hususa ayet-i kerimede dahi yer verilmiştir.(14)  Yine ayet(15) ve hadiste kadında övülen bir diğer vasıf ise kadının itaatkâr olmasıdır.

Evlilik kurumunun başarıyla yürütülmesi ve her iki tarafa da mutluluk ve huzur getirebilmesi için karı kocanın birbirine karşı hoşgörülü ve anlayışlı olması şarttır.

İslam’a göre kurulan aile yuvasının daha sağlam ve kalıcı olması için, evlenecek çiftlerin birbirini görmesi ve konuşması caizdir. Nitekim Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, evlenmek isteyenlere, alacakları kızı önce görmelerini, bunun ileride anlaşmaları için gerekli olduğunu söylemiştir:

“Allah, bir erkeğin kalbine, bir kadınla evlenme düşüncesi sokarsa, o kimsenin, o kadına bakmasında bir günah yoktur.”(16)

Bir kızla evleneceğini söyleyen Muğîre İbn Şu’be’ye, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem alacağı kızı görüp görmediğini sormuş, o da görmediğini söyleyince: “Git onu gör, ileride anlaşmanızın sürekliliği için bu, ikinize de iyidir.” (17) demiştir.

Ancak İslam’a göre kızla erkek sadece bir mahrem yanında birbirlerini görebilirler. İkisinin yalnız başına bir arada kalmalarına, gezip tozmalarına, güncel tabirle flört yapmalarına İslam kesinlikle izin vermez. Günümüzde yaygınlık kazanan bazı hallere dinimiz kesinlikle izin vermez: Gençler birbirlerini daha yakından tanıyıp daha sağlam evlilik yapmak bahanesini ileri sürerek beraber gezmek, tozmak, seyahat etmek gibi aşırılıklara düşüyorlar. İslam’ın uygun gördüğü “görme” ile bu çeşit beraberliğin hiçbir ilgisi yoktur. Nitekim Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bu hususta şöyle buyurmuştur:

“Bir erkek, bir kadınla ancak kadının bir mahremi olmak şartıyla beraber bulunabilirler.”(18)

Dünya ve ahiret mutluluğunu hedef alan dinimiz, toplumun en önemli temeli olan ve nikah akdiyle kurulan aileyi, sevgi ve saygıya dayanan bir kurum olarak nitelendirmektedir. Karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan bir aile düzeninde huzur ve mutluluk vardır. Sevgi ve saygının olmadığı ailede mutluluktan ve huzurdan söz etmek mümkün değildir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de, eşler arasında var olan sevgi, saygı ve derin dostluk, ‘Allah’ın yüceliğini gösteren ayetler’(19)  olarak nitelendirilmektedir.

Ailenin temel bireylerinden olan karı ve kocanın birbirine karşı hak ve sorumlulukları vardır.(20)  Ailede herkes görevini tam olarak yapmalıdır. Aile yuvasının temeli olan eşler karşılıklı hak ve görevlerini bilir ve buna göre hareket ederse, aile ocağı mutluluk ve neşe kaynağı olur. Ailede erkeğin kadına nasıl davranacağı konusunda Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır:

“İmanı en olgun olan mümin, ahlâkça en güzel olandır. Sizin en hayırlınız da eşlerine en güzel davrananızdır.” (21)

Eşler yuvada mutluluğu sağlamak için gerekli fedakârlığı göstermeli, huzur bozucu tutum ve davranışlardan sakınmalıdırlar. Erkek, hanımını hoş tutmalı, ona nazik davranmalı ve merhamet duygularıyla hareket ederek ailesini korumaya ve geçimini sağlamaya çalışmalı ve aile bireylerine sevgi göstermelidir. Kadın, eşine saygı, çocuklarına sevgi göstermeli; evdeki işleri zamanında ve itinalı olarak yapmalı eşi de ona yardımcı olmalıdır. Ayrıca kadın, evini, malını, kendisinin, kocasının ve çocuklarının iffet ve şerefini korumalı, kocasına sevgi ile bağlanmalı ve yaptığı harcamalarda israftan kaçınmalıdır. Çocuklar da anne ve babalarına saygılı davranmalı, onların isteği doğrultusunda eğitim ve öğretimlerini yapmalıdırlar.

Aile içindeki küçük tartışmalar ciddiye alınmamalı ve kavga etmekten de kaçınılmalıdır. Şiddetli geçimsizlik ve kavgalar sonunda parçalanan ailelerin sayısı az değildir. Son yıllarda boşanma olayları artmıştır. Boşanma sonunda aileler perişan olmakta, aile ortamından uzakta yaşayan çocuklar da istenildiği gibi eğitimlerini yapamamaktadırlar. Sonuçta, kendisine yeterince güvenmeyen, problemler karşısında bocalayan ve başarı seviyesi düşük bir gençlik ortaya çıkmaktadır. Bu ise, memleketimizi her alanda olumsuz olarak etkilemektedir.

Ailede huzuru ve mutluluğu sağlamak için sevgi ve saygı şarttır. Aile bireyleri arasındaki sevgi, saygı ve bağlılık da tek taraflı değil karşılıklı olmalıdır.

Netice olarak diyebiliriz ki, İslam dini fıtratın bir gereği olan evlenmeyi, sağlıklı nesiller yetiştirmeye vesile olan aile müessesesinin kurulmasını gerekli ve önemli bulmuş ve karşılıklı sevgi ve saygı esasına dayanan, hak ve sorumluluklarının bilincinde olan mutlu bir aile yuvasının oluşturulmasını hedeflemiştir. Gençleri evlenmeye ve aile kurmaya davet eden Sevgili Peygamberimiz yaptığı mutlu evliliklerle bizlere her konuda olduğu gibi bu konuda da en güzel örnek olmuştur. Gayri meşrû ilişkilerin alabildiğince yaygınlaştığı ve özendirildiği günümüzde kendimizi ve çocuklarımızı korumaya alabilmemizin en güzel yolu mutlu bir aile yuvası olduğunda şüphe yoktur.

 

1- Rağıb el-İsfahanî, Ebu’l-Kasım Hüseyin b. Muhammed, Müfredatu Elfazı’l-Kur’an, ed-Dâru’ş-Şamiyye, Beyrut 1992, s.823; Zuhaylî, Vehbe, İslam Fıkhı Ansiklopedisi, (trc. Komisyon), İstanbul, 1994, IX, 27.

2- Bilmen, Ömer Nasuhi, Hukuku İslamiye ve Istılahat-ı Fıkhiyye Kamusu, Bilmen Yay., İstanbul trs, II, 5; Zuhaylî, age., IX, 27.

3- Nahl, 16/72.

4- Nur, 24/32.

5- Buhârî, Nikah, 2; Müslim, Nikah, 5; İbn Mâce, Nikah, 1; Nesâî, Sıyâm, 43; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, I, 378.

6- İbn Mâce, Nikah, 1.

7- Müslim, Radâ', 17.

8- İbn Mâce, Nikah, 5.

9- Ateş, Süleyman, Kur’an’a Göre Evlenme ve Boşanma, Yeni Ufuklar Neşriyat, İst, trs., s.4.

10- Zuhaylî, age., IX, 29; Ateş, age., s.4-5.

11- Bkz., Buhârî, Nikah, 15; Ebû Dâvûd, Nikah, 2; İbn Mâce, Nikah, 6; Nesâî, Nikah, 13; Dârimî, Nikah, 4; Mâlik, Muvatta, Nikah, 21.

12- İbn Mâce, Nikah, 6.

13- Ahmed el-Gandur, el-Ahvâlu'ş-Şahsiyye fi't-Teşrî'i'l-İslâmiyye, Kuveyt, 1972, s.27; Ateş, age., s.5.

14- Bakara, 2/221.

15- Nisâ, 4/34.

16- İbn Mâce, Nikah, 9.

17- İbn Mâce, Nikah, 9.

18- Buhârî, Nikah, 111; Müslim, Hac, 434; Tirmizî, Rada', 16.

19- Rum, 30/21.

20- Bakara, 2/228.

21- Nevevî, Muhyiddin Ebu Zekeriyya Yahya b.Şeref, Riyazü’s-Salihin, Ankara 1995, I, 320

Alıntı
Aklımdaki sensin
Fikrimdeki Sen
Sen tekderdimsin
Gülüm Benim


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter
 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
0 Yanıt
894 Gösterim
Son İleti 27 Eylül 2007, 21:27:03
Gönderen: çoban
6 Yanıt
6397 Gösterim
Son İleti 22 Aralık 2008, 11:59:32
Gönderen: DJ_ALARA
0 Yanıt
886 Gösterim
Son İleti 28 Ağustos 2011, 14:31:53
Gönderen: sevdaligul
0 Yanıt
1054 Gösterim
Son İleti 16 Temmuz 2012, 21:43:03
Gönderen: sevdaligul
0 Yanıt
829 Gösterim
Son İleti 19 Mayıs 2013, 12:01:52
Gönderen: halukgta