İnsana, Muhtelif Safhalarda Verilen İsimler:
İnsan;
Ana karnında durduğu müddetçe cenin; Doğduğu zaman, velîd; Süt emdiği sürece, Radî; Yedi günlük olunca, satiîg; Sütten kesilince, katî;
Hareket etmeye başlayınca, dirâc; Boyu beş karış olunca hamasî; Revâdı düştüğü vakit, mesgûr;
Süt dişleri dökülüp, tekrar dişi çıktığı zaman, metğâr (se ilede okunur);
On yaşını geçince, nâş;
İhtilam olmaya yaklaşınca, yâfi' veya mürâhık; İhtilam olup, kuvveti toplanınca hazevv; Bu hallerin tamamında gulâm;
Bıyığı çıkmaya başlayıp, memesi bakla gibi olunca, vecîh; ' Delikanlı olunca fetâ veya şârîh;
Sakalı çıkıp gençliği gayeye erişince, müctemi'; Otuzla kırk yaş arasında, şâbb;
Altmış yaşma kadar kehl;
Sonra esmat,
Sonra mahlas,
Saç sakalı beyazlaşmca, becâl veya şeyh yahut dahm;
İçtima ile iktihâli arasında (müctemi' ile kehl sıfatları arasında) yahu, buhtu'ş-şeyb diye anılır.
İnsanlar beldelerinin cinslerine nisbet edilir: Türkî, Sindî, Hindî gibi...
Ve insanlar, yukarıda söylediğimiz gibi, hılyelenir; şekilleri ve sıfatlan böylece belirlenir. [2]
İnsan Başının Şekilleri:
Er'es veya Rüâsî başı büyük olan kimse demektir.
Saftı: Alnın iki tarafı sıkışık ve başı ÎJarzemlilerin başı gibi olan kimse demektir.
Enze': Başının iki yanında saç bulunduğu hâlde, alnının üst tarafında saç olmayan kimse;
Esi a': Başının tepesinde ve önünde saçı olmayan ve başı küçük olan kimse;
Eğamm: Saçı çok olup, yüzüne sarkan kimse;
Em'al: Saçı dökülmüş olan kimse;
Rahbü'I-Cebhe: Alnı geniş olan kimse;
Eznek: Çatık kaşlı olan kimse;
Eblec: Kaşlarının arası açık olan kimse;
Ezecc: Kaşlarının arası -fazla- açık olmayan kimse (bu, açık kaşlılığın zıddıdır);
Mukavvisü'l-hâcibeyn: Kaşları hilâl gibi eğri olan kimse;
A'yen: Gözleri büyük olan kimse;
Câhızü'I-ayneyn: Patlak (iri) gözlü olan kimse;
Gâirü'l-ayneyn: Çukur gözlü olan kimse;
Nâniü'l-vecneteyn: Yanakları yumru olan kimse;
Rahsâreh: Yanakları yaygın olan kimse;
EkhalüM-ayneyn: Gözleri sürmeli gibi olan kimse;
Erorch: Bunun zıddı olup gözleri sürmeli gibi olmayan kimse;
Enver: Gözünün siyahı çok siyah; beyazı çok beyaz olan kimse;
Eşhel: Gözü, koyun gözü gibi olan kimse;
Eş kel: Gözünün beyazında kırmızılık olan kimse;
Ahval: Gözü şaşı olan kimse;
Akbel: Gözü şaşı olup burnuna bakan kimse;
A'meş: Göz kapakları kızarmış ve gözünün suyu akan kimse;
Ehdeb: Kirpikleri uzun ve çok olan kimse;
Ezreku'l-ayneyn: Gök gözlü kimse;
Ester: Yırtlak gözlüye denir.
Mükevkebii'I-ayneyn: Gözlerinde beyaz bir nokta olan kimse;
Eğmas: Gözü çapaklı kimse;
Ermas: Gözü şibikli kimse;
Ekna': Burnunun ortası yumru olan kimse;
Eşemm: Burnu çok koku alan; burnu uzun olan kimse;
Ezlef: Burnu kısa olan kimse;
Eftas: Burnu kalkık (yüksek) kimse;
Ehnes: Burnunun ucu sivri, ortası çökük olan kimse;
Ecda': Burnu kesik olan kimse;
Efveh: Ağzı büyük olan kimse;
Ehdel: Alt dudağı sarkık olan kimse; .
EPas: Sihay dudaklı kimse;
Eflah: Alt dudağı yarık olan kimse;
A'lem: Üst dudağı yarık olan kimse;
Edcam: Eğri burunlu kimse;
Maknau esnânihî: Dişleri ma'tufeye denir.
Ervak: Dişleri uzun olan kimse;
Ekess: Dişleri kısa olan kimse;
Edazz: Konuşurken üst çenesi aşağıya sarkıp, kayan kimse;
Eflec: Dişleri seyrek olan kimse;
Edred: Dişleri dökülmüş kimse;
Ehtem: Ön dişleri düşmüş olan kimse;
Eksam: Dişleri kırılan kimse;
Es'al: Dişinin üzerinde, bir dış daha biten kimse;
Meştabü'1-vech: Yüzünde, kılıç yarası izi bulunan kimse;
Ehyel: Yüzünde beni olan kimse;
Eşyem: Vücudunda ben bulunan kimse;
En m eş: Çil yüzlü kimse;
Eshâbü'l-Lıhye: Sakalında kırmızılık bulunan kimse;
En t ah: Köse (= sakalı çıkmayan) kimse;
Kessü'l-Lıhye: Sakalı çok olan kimse;
Âzam: Kulakları büyük olan kimse;
Esma: Kulakları küçük olan kimse;
Enâfi: Burnu büyük olan kimse;
Esf eh (= sef âhî): Dudakları büyük olan kimse;
Eşdak: Ağzı yırtık, büyük ağızlı olan kimse;
Esram: Kulakları kesik kimse;
Ecyed: Boynu uzun olan kimse;
Evkas: Boynu kısa olan kimse;
Asar: Boynu eğri olan kimse;
Medîkü'l-Kameh: Uzun boylu olan kimse;
Kasîrü'l-kameh: Boyu kısa olan kimse;
Merbûıf 1-halk: Orta boylu olan kimse; demektir