Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: İngiltere tarihinden
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 0 cevap var
OkumaGösterim: 1390
Google Özel Arama

Gönderen Konu: İngiltere tarihinden  (Okunma sayısı 1390 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    hkx

  • Sevdalı Üye
  • *****

  • İleti: 704
  • Nerden: istanbul
  • Rep: +371/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • http://www.halil.info.tr.tc
    • MSN Messenger - halilk85@msn.com
    • Profili Görüntüle Deneme amaçlı googledan aldığım site
  • Çevrimdışı
İngiltere tarihinden
« : 14 Mart 2010, 16:05:17 »


 

Merhaba arkadaşlar aşağıda yazılanlar bana mail yoluyla gelmiş olup doğruluğu konusunda kesin bir bilgim yok. Bu konuda doğru bilgisi olan varsa yanıtlarınızı bekliyorum. Dediğim gibi bu parağraftan sonraki hiç bir kelime bana ait değildir.

Bir dahaki sefer ellerinizi yıkarken, suyun sıcaklığı tam istediğiniz gibi değilse, eskiden İngiltere de bu işlerin nasıl yapıldığını düşünün.

1500lerde İngiltere de işler şöyle yapılıyordu: insanların çoğu Haziranda evleniyordu Çünkü senelik banyolarını Mayıs ayında yapıyorlar, Haziranda hala çok kötü kokmuyorlardı. Ama yine de kokmaya başladıkları için gelinler vücutlarından çıkan kokuyu bastırmak amacıyla ellerinde bir buket çiçek taşıyordu. Banyolar içi sıcak suyla doldurulmuş büyük bir fıçıdan meydana geliyordu. Evin erkeği temiz suyla yıkanma imtiyazına sahipti. Ondan sonra oğulları ve diğer erkekler, daha sonra kadınlar, sonra  çocuklar ve en son olarak ta bebekler aynı suda yıkanıyordu. Bu esnada su o kadar kirli hale geliyordu ki içinde gerçekten bir şeyleri kaybetmek mümkündü....
İngilizcedeki banyo suyuyla birlikte bebeği de atmayın? (Don't throw the baby out with the bath water) deyimi buradan gelmektedir.

Evlerin çatıları üst üste yığılmış kamıştan yapılıyor, kamışların altında tahta bulunmuyordu. Burası hayvanların ısınabilecekleri tek yer olduğu için bütün kediler, köpekler ve diğer küçük hayvanlar (fareler, böcekler) çatıda yaşıyordu. Yağmur yağdığı zaman çatı kayganlaşıyor ve bazen hayvanlar kayarak çatıdan aşağı düşüyordu. İngilizcedeki kedi-köpek yağıyor? (It's raining cats and dogs) deyimi buradan gelmektedir. Yukarıdan evin içine düşen şeyleri engelleyecek hiçbir şey yoktu. Böceklerin ve buna benzer nesnelerin yatakların içine düşmesi büyük bir sıkıntı oluşturuyordu. Etrafında yüksek direkler ve üstünde örtü bulunan İngiliz usulü yataklar buradan gelmektedir.

Zemin topraktı. Sadece zenginlerin zemini topraktan başka bir şeyden yapılmıştı. Toprak kadar fakir (dirt poor) tabiri buradan çıkmıştır.

Zenginlerin ahşaptan yapılmış zeminleri vardı. Bunlar kişin ıslandığı zaman kayganlaşıyordu. Bunu önlemek için yere saman (thresh) seriyorlardı. Kış boyunca saman sermeye devam ediliyordu. Bir zaman geliyordu ki kapı açılınca saman dışarıya taşıyordu. Buna mani olmak üzere kapının altına bir tahta parçası konuyordu ki bunun adi thresh hold (saman tutan; Türkçesi eşik) idi.

Yemek pişirme işlemi her zaman ateşin üzerine asili durumdaki büyük bir kazanın içinde yapılıyordu. Her gün ateş yakılıyor ve kazana bir şeyler ilave ediliyordu. Çoğu zaman sebze yeniyor, et pek bulunmuyordu. Akşam yahni yenirse artıklar kazanda bırakılıyor, gece boyunca soğuyan yemek ertesi gün tekrar ısıtılarak yenmeye devam ediliyordu. Bazen bu yahni çok uzun süre kazanda kalıyordu. Bezelye lapası sıcak, bezelye lapası soğuk, kazandaki bezelye lapası dokuz günlük  (peas porridge hot, peas porridge cold, peas porridge in the pot nine days old) tekerlemesinin menşei budur.

Bazen domuz eti buluyorlar o zaman çok seviniyorlardı. Eve ziyaretçi gelirse domuz etlerini asarak onlara gösteriş yapıyorlardı. Birisinin eve domuz eti getirmesi zenginlik işaretiydi. Bu etten küçük bir parça keserek misafirleriyle oturup paylaşıyorlardı. Buna yağ çiğnemek (chew the fat) adi veriliyordu.

Parası olanlar kalay-kurşun alaşımından yapılmış tabaklar alabiliyordu. Asidi yüksek olan yiyecekler kurşunu çözerek yemeğe karışmasına sebep oluyor, böylece gıda zehirlenmelerine ve ölüme yol açıyordu. Domatesler buna sık sık sebep olduğu için bundan sonraki yaklaşık 400 yıl boyunca domateslerin zehirli olduğu düşünülmüştü.

Çoğu insanin kalay-kurşun alaşımından yapılmış tabakları yoktu. Onun yerine tahta tabaklar kullanıyorlardı. Çoğu zaman bu tabaklar bayat ekmekten yapılıyordu. Ekmekler o kadar bayat ve sertti ki uzun zaman kullanılabiliyordu. Bunlar hiçbir zaman yıkanmadığı için içinde kurtlar ve küfler oluşuyordu.
Kurtlu ve küflü tabaklardan yemek yiyen insanların ağızlarında tabak ağzı (trench mouth) denen hastalık ortaya çıkıyordu.

Ekmek itibara göre bölüşülüyordu. İşçiler yanık olan alt kabuğu, aile orta kısmı, misafirler de üst kabuğu alırdı. Bira ve viski içmek için kurşun kadehler kullanılıyordu. Bu bileşim insanları bazen birkaç gün şuursuz vaziyette tutabiliyordu. Yoldan geçen insanlar bunların öldüğünü sanıp defnetmek için hazırlık yapıyordu. Bunlar birkaç gün süreyle mutfak masasının üstüne yatırılıyor¸ aile etrafına toplanıp yiyip-içerek uyanıp uyanmayacağına bakıyordu. Buna uyanma nöbeti deniyordu.

İngiltere eski ve küçük bir yerdi, insanlar ölülerini gömecek yer bulamamaya başlamıştı. Bunun için mezarları kazıp tabutları çıkarıyor, kemikleri bir kemik evine götürüyor ve mezarı yeniden kullanıyorlardı. Tabutlar açıldığında her 25 tabutun birinde iç tarafta kazıntı izleri olduğu görüldü. Böylece insanların diri diri gömüldüğü ortaya çıktı. Buna çözüm olarak cesetlerin bileklerine bir ip bağlayıp bu ipi tabuttan dışarıya taşıyarak bir çana bağladılar. Bir kişi bütün gece boyu mezarlıkta oturup zili dinlerdi. Buna mezarlık nöbeti "graveyard shift" denirdi.
Bazıları zil sayesinde kurtulur ("saved by the bell") bazıları da ölü zilci (dead ringer) olurdu.

Gerçekler bunlar. Kim demiş tarih sıkıcıdır diye..


Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Kaybedilene herkes sahip çıkar, önemli olan kaybedilmeden önce kaybedilene sahip olabilmektir. (©2008 hkx)


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter
 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
0 Yanıt
866 Gösterim
Son İleti 03 Şubat 2008, 12:23:14
Gönderen: scorpions
0 Yanıt
1361 Gösterim
Son İleti 02 Haziran 2008, 18:10:43
Gönderen: MAT_ROCK23
0 Yanıt
710 Gösterim
Son İleti 12 Kasım 2011, 18:24:25
Gönderen: nullsix
0 Yanıt
813 Gösterim
Son İleti 13 Haziran 2012, 14:46:44
Gönderen: mydg
0 Yanıt
544 Gösterim
Son İleti 28 Eylül 2012, 10:18:58
Gönderen: mydg