Şafii mezhebinin kurucusu olan büyük İmam, Gazze’de doğdu. Babası Mekkeli ve Kureyş kabilesinin Haşimi ailesindendir. Babasının vefat etmesiyle yetim büyüyen imam, annesi tarafından, küçük yaşta Mekke’ye getirildi. Mekke getirildiğinde Kur’an'ı hıfz etmişti.
Burada büyük üstatlardan hadis ve fıkıh öğrenmeye başladı. Müslim bin Halid ez-Zenci ve Süfyan bin Uyeyne üstad hocalarıdır. 20 yaşına geldiği zaman fetva verecek ve hadis rivayet edecek mertebeye ulaşmıştı. Fakat kendisini yeterli görmüyordu.
İmam Malik bin Enes’in yanına Medine’ye gitti. Malik bin Enes’in yanında ve onun himayesinde 9 yıl yaşadı. 796’da İmam-ı Malik vefat edince Mekke’ye döndü. Yemen’de çıkan bir isyan münasebetiyle ilgisi olmadığı halde tutuklanan Şafii,9 kişilik bir grubun içinde kelepçeli olarak, Rakka’ya Halife Harun Reşid’in yanına gönderildi. Bu olayda halifenin huzurunda Şafii hakkında Bağdad kadısı İmam Muhammed bin el-Hasen eş-Şeybani lehte şehadette bulundu. Suçsuz olduğu anlaşıldı.
Büyük bir fakih olan İmam-ı Muhammed eş-Şeybani, onu himayesine aldı ve yeniden ilmi çalışmalara dönmesini sağladı. Hicaz fıkhını İmam-ı Malik’ten okumuştu. Irak fıkhını da eş-Şeybani’den okudu. Daha sonra gittikçe olgunlaşan kemalatıyla Mekke’ye döndü ve kendi bağımsız sistemini kurmak üzere tefekküre çekildi. Yavaş yavaş 3. Sünni mezhebin temellerini kuruyordu. İmam-ı Şafii usul-i fıkıh ilminin kurucusu sayılmıştır. Ahmed bin Hanbel’de Bağdat’ta Şafii’den ders alanlardandır.
814 – 815’te Mısır’a gitti. Buraya gidişinde zamanın Halifelerinin Mutezile’yi müdafaa etmeleri gibi bir takım sebepler olması gerekir. 820’de Fustat (eski Kahire) de öldüğü zaman 54 yaşında idi. Şüphesiz bir dahi olan İmam-ı Şafii müçtehit bir imam olmanın bütün aklî-rûhî imkânlarına ve ahlaki faziletlerine sahipti.
Sünni Müslümanların yaklaşık %29’u bu mezheptendir. Mısır, Doğu Afrika, Irak, Suriye taraflarında ve Güney Doğu Anadolu’da çoğunluk bu mezheptendir. Hindistan, Endonezya gibi ülkelere de yayılmıştır.
Allah yaptığı hizmetlerden razı olsun.(amin)