zaman akıp gidiyor akrebin ve yelkovanın acımasız hareketleriyle. günlerimiz sızlanmakla, ağlanmakla, isyanla bütünleşiyor. şükür yok denecek kadar nedense. nefes almamız bile bize verilen bir nimet hayatta. farkında olmadan boşa tükettiğimiz ömrümüzde bakıldığında dert diyerek yakındığımız şeyler bir gün, bir ay, bir sene sonra bizimle beraber değilse dertmidir acaba? yaşadığımız her saniyenin büyüklüğünü ve küçüklüğünü ayırt etmek zor mesele yaşamımızda. zaman öyle ki bir saniyede kaç sağlıklı bedeni hasta, kaç nefes alan canlıyı nefessiz, kaç umutsuz insanı sevindirdi kim bilir? küçük gördüğümüz saniyeler değilmiydi erteleğimiz işlerimizin sonucunda geri gelmesini dilediğimiz zamanı oluşturan? hızla çıkılan bir yokuşun daha hızlı bir inişinin olacağını düşünerek böbürlendiğimiz hayatımızda biraz mütevazi olmak gerektiğini bilmektir asıl olay. zamanın şakası olmadığını bilmek ve yaşanılan her anı doğru adımlarla, şükrederek geçirmek dileğiyle.