Resulullah Efendimiz(s.a.v) amcası Ebu Talib ve çok sevdiği hayat arkadaşı hanımı Hz. Hatice (r.a) nin vefatlarından sonra büyük bir teessür içerisine girmişti.Öyle ki , Hz. Muhammed'ın (s.a.v) düşmanları o zaman söyle diyorlardı : "Muhammed'in yıldızı battı ve ya batmaya yakındır." Adeta 'nun çökmesini bekliyorlardı.
Peygamber Efendimiz(s.a.v) işte bu sıralarda Yüce Mevladan , kendisini içinde bulunduğu derin üzüntüden kurtaracak bir çıkar yol istiyordu.Kendisine hem ev işleri ve çocukların bakımında yardımcı olacak ,hem de İslam’a davet olacak eşlere ihtiyaç duydu.Bunun için yaşlı ve dul olan Sevde Annemiz ile çok sevdiği dostu Hz.Ebu Bekir'in(r.a) kızı Aişe Annemizi istetti.
Zaten Hz.Ebu Bekir’in müslüman olması İslam'ın muzaffer olmasının ilk delili idi. Cenab-ı Allah (c.c) Hz. Ebu Bekir'in (r.a) sevgisini Hz. Muhammed'in (s.a.v) kalbine yerleştirmişti. Hatta O'nun için insanların en sevgilisi, Ebu Bekir ile kızı Aişe oldular.
Efendimizin Hz.Aişe ve Hz.Ebu Bekir’i çok sevdiklerinin delili rivayetleri yazmadan geçmeyelim...Beyhaki, Ubeyid oğlu Muhammed'den Ebi Hazim oğlu İsmail'den rivayet ediyor :
"Resulullah (s.a.v) As oğlu Amr'ı Zat-i Selasil muharebesine kumandan olarak gönderdi. Zaferle döndüğünde :
- Ey Allah'ın (c.c) Resulü!.. İnsanlardan kimi daha fazla seversin dediler. Efendimiz :
- "Aişeyi" buyurdular. Amr : - "Kadınları sormuyorum, dediklerinde :
Resulullah :
- "Aişe'nin babasını " , buyurdular.
En dar ve sıkıntılı anlarında herkesten daha çok Hz. Ebu Bekir'e (r.a) itimat ediyordu.İşte bu sebepledir ki, küfür ve imanın birbirinden ayrıldığı zamanda yani Hicret gününde onu kendisine yol arkadaşı seçmişti. Bu mübarek arkadaşlık hakkında şu ayet indi :
"İkiden biri idi. Hatırla o vakit ki mağaraya sığındılar. O vakit arkadaşına : Üzülme, şüphesiz Allah bizimledir." (Tevbe Suresi - 40)
Resulullah (s.a.v) büyük sevgisini , akrabalık kurmakla daha da kuvvetlendirmek istedi. Çünkü akrabalık bağı , arkadaşlık bağından daha kuvvetlidir. Bunun içindir ki Hz. Peygamber (s.a.v) Ebu Bekir'in kızı Aişe ile evlendi, ve onu bu akrabalıkla şereflendirdi. Çünkü Hz.Ebu Bekir emin , vefakar ve dürüst idi. Müşrikler Hz. Muhammed'i(s.a.v) yalanladığı zaman o tasdik etmişti.Vefatına kadar da canıyla ve malıyla Efendimizin yanında yer aldı. Ibnü'l Münkedir’den rivayet olunduğuna göre :
"Hz. Muhammed (s.a.v) : Ey insanlar!.. Arkadaşım Ebu Bekir'i benim için rahat bırakınız, onu üzmeyiniz, zira Peygamber olarak gönderildiğimde , herkes beni yalanladığı halde o tasdik etti , buyurmuştur."
Resulullah (s.a.v) Efendimiz Aişe'yi istediği zaman Ebu Bekir çok sevindi ve tereddüt etmeksizin muvafakatını açıkladı.Yalnız bu arada Allah Elçisine şunu sordu : Ya Resulullah biz seninle kardeş değil miyiz?Peki , nasıl oluyor da sen benim kızımla evlenmek istiyorsun?Hz.Ebu Bekir , Araplar arasındaki “birbirini kardeş ilan eden kişilerin kızları onlar tarafından eş olarak alınamaz” geleneğine işaret ediyordu.Her söz ve davranşı , ya bir yaradılış kanunu ya da bu kanunlara ters düşen bir adeti yıkmak olan Hz. Peygamber gülümseyip cevapladı : “Ya Ebu Bekir , sen benim kan bağıyla kardeşim değilsin , din kardeşimsin.Bu benim Aişe’yi istememe engel değil.”
Hicretin ikinci senesi Şevval ayında Resulullah (s.a.v) 55 yaşında iken Aişe (r.a) ile nikahlandı.Hayatında yalnız bakire kız olarak Hz. Aişe ile evlendiler. Hz.Aişe (r.a) Hz. Hatice (r.a) den sonra en çok sevdiği hayat arkadaşıydı idi. O Sünnet-i Seniyyeye bütün hanımlarından daha çok vakıf idi. En zeki ve en çok Hadis-i Şerifi ezberlemiş validemizdi.
Hz. Aişe (r.a) hikmet ve şeriat kaynağı , din konusunda sonsuz bir derya idi. İlim , fazilet ve takva sahibiydi.
Cebrailin (a.s) kendisine selam ettiği , Hadis-i Şerif’le sabitlenmiştir . Hz. Aişe (r.a) şöyle rivayet eder : "Resulullah (s.a.v) bana :
- "Ey Aişe !.. Cebrail sana selam eder" , dedi. Ben de :
- Ona da selam olsun, benim görmediğimi o görür, dedim." (Müslim,Buhari)
Hz. Ali (r.a) şöyle rivayet etmiştir :
"Resulullah (s.a.v) buyurdu : "Göklerde ve yerde en hayırlı kadın Imran kızı Meryem ile Hüveylid'in kızı Hatice'dir."
"Rezin" denilen hadis sahibi bu hadiste şu cümleyi de eklemiştir : "Erkeklerden çok kimse olgunlaştı, kadınlardan ise ancak İmran kızı Meryem , Firavunun zevcesi Asiye, Huveylid'in kızı Hatice ve Muhammed'in kızı Fatıma. Ancak Aişe'nin diğer kadınlardan üstünlüğü ise etli yemeklerin diğer yemeklerden üstünlüğü gibidir."
Hz. Aişe'nin (r.a) faziletine delil olarak Ebu Musa el-Esari şöyle diyor :
"Biz Resulullah'ın ashabı, bir Hadis-i Şerifte güçlük çektiğimiz zaman Aişe'den sorardık. Zira Hadis ilminin kendisinde mevcut olduğunu müşahade ediyorduk."(Tirmizi)
"Eğer Aişe'nin ilmi bütün kadınların ilmi ile kıyas edilirse, onun ilmi daha fazladır." (Zeheri)
"Aişe herkesten daha fazla fakih idi. Avam hakkında herkesten daha güzel fikirleri vardı." (Ebu Rıbah oğlu Ata)
Hişam babasından rivayet ediyor : "Aişe'den daha fazla fıkha, tıbba ve şiire vakıf olanını görmedim."
Hz.Aişe (r.a) her bakımdan örnek bir hanım idi. Resulullah (s.a.v) ile aralarında derin bir sevgi ve saygı bağı vardı. Resulullah (s.a.v) onu sever, sayar ve güzelce muaşeret ederdi. Aişe Annemiz itaatkar ve muti idi.Esasen bütün Peygamber hanımlarında olduğu gibi Aişe Validemizin de cömertliği , sahabiler tarafından çeşitli vesilelerle dile getirilmiştir.Son derece cesur ve komuta yeteneğine sahip bir yaradılıştaydı.İbadet hayatında fevkalade üstündü, hemen bütün yıl fasılalarla oruç tutar, hemen her gece namaza kalkar , Allah Resuluü ile teheccüd kılardı.Cebrail(a.s) , Dihye(r.a)suretinde geldiğinde Hz. Aişe onu görme şerefine nail olan tek Peygamber hanımı olmuştur. Binlerce şeriat hukukunu yaydı.Hafızası 60 , 70 , hatta 100 beyitlik şiiri rahatlıkla ezberleyecek kadar zekiydi. Efendimizin okuma yazma bilen üç hanımından biri O’ydu.Onun hayranlık uyandıran tavırlarından biri de kadın haklarıyla ilgili olanıdır.Kadınlara imamlık ederdi.O’na göre harpler de dahil hayatın her alannında yer almalıdır.Kadınlarla ilgili hükümlerin çoğunda onun nakilleri vardır...Aişe Annemiz, bir hikmet-i teşriiye dehasıdır.Hikmet-i teşriiye , dinsel karar , emir ve yasağın nasılı ve niçinidir.Kur’an bu işte bu neden ve niçinleri araştırmayı esas alır.Hz.Aişe de kural tekrarlayıcısı olmaktan öte tarih ve bilgi yüklü hafızasıyla sosyal hayata yepyeni bakışlar sunmuştur. Rivayet ettiği hadislerin sayısı ikibinin üzerindedir.Sayısız öğrenciyle birlikte, öksüz ve yetimleri alıp beslemiş , eğitip, ilmini onlarla paylaşmıştı.Oyun ve latifeyi severdi.Bundan binbeşyüz yıl kadar önce çöl ortasındaki bir yerde “Çocuklarınıza yüzmeyi öğretiniz , bir babanın çocığuna borçlarından biri de ona yüzme öğretmesidir” diyerek sporun önemine Peygamber sözüyle dikkat çeken, O’dur.
Resulullah (s.a.v) vefat ederken ondan razı olup dua etmişti. O'nun hücresinde vefat etti ve aynı yerde defnedildi. Rabbimiz de Hz.Aişe Annemizden Razı olsun.Amin...