Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: Hz. Ümmü Seleme (r.a)ye Sesleniş
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 0 cevap var
OkumaGösterim: 858
Google Özel Arama

Gönderen Konu: Hz. Ümmü Seleme (r.a)ye Sesleniş  (Okunma sayısı 858 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    sevdaligul

  • Administrator
  • *

  • İleti: 13121
  • Nerden: Konya
  • Rep: +6511/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • GüLe SeVDaLı Bir GeNç
    • MSN Messenger - sevdaligul@gmail.com
    • Profili Görüntüle GüLe SeVDaLı BiR GeNçLiK
  • Çevrimdışı
Hz. Ümmü Seleme (r.a)ye Sesleniş
« : 16 Nisan 2010, 20:30:17 »


 

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Hz. ÜMMÜ SELEME(ra)’YE SESLENİŞ
Ezvâc-ı Tâhirattan
 
Hira’dan koşarak inince Peygamber,
Örtüsünden sıyrılınca sonra,
Kulak verdiniz söylediklerine,
İşittiniz ve itaat ettiniz ailece.
Bu ne güzel din böyle!
 
Fakat o güzelliği göremeyen kalpler,
Sizi hicrete mecbur ettiler.
Eşin ve sen Habeşistan’a gittiniz,
Dini için ilk hicret edenlerdendiniz.
 
Lakin gurbet, ah gurbet!
Kimse dokunmuyordu size ama
Ne olurdu yaşansaydı Mekke’de?
Müslümanca, huzur ve güven içinde.
 
Bir haber yayılıyor Habeş’e,
Mekkeliler Müslüman olmuş.
Eziyet etmiyorlarmış kimseye.
Hayal mi, rüya mı? Söyle!
 
Sevinçle Mekke’ye döner Müslümanlar,
İçlerinde Ümmü Seleme-Ebu Seleme ailesi.
Ancak beklemektedir onları hüzün geceleri.
Değişen bir şey yoktur hatta daha zorlusu,
İnsanlar hicret için Medine yolcusu.
 
Ne kısa bir rüyaydı,
Kendi memleketinde özgürce yaşamak,
Dinini anlatıp, insanları Hakk’a çağırmak.
 
Duysa da işitmiyordu kulaklar,
Baksa da görmüyordu gözler,
Mühürlenmiş, hissetmiyor gönüller.
 
Olsun, iki hicret sahibi denecek size;
Hem Habeşistan hem Medine.
Develeri hazırlıyor Ebu Seleme;
Hem kendine hem ailesine.
Fakat o da ne!
Ümmü Seleme’yi bırakmıyorlar!
Bir de çocuğunu çekiştiriyorlar!
Durun! O daha ufacık bir bebek,
Nice güzel günler görecek.
Durun, çekmeyin kolu kırılacak!
Durun, çığlığı bastı yavrucak!
 
Kim bu adamlar, ne istiyorlar?
Ümmü Seleme’yi hem eşinden,
Hem yavrusundan ayırıyorlar.
Eş eşinden ayrılır mı?
Ana yavrusundan ayrılır mı?
Bu nasıl akrabalık!
Gitmek de mi yasak!
 
Bu acıya nasıl dayanır yürek;
Eşin Medine’de,
Yavrun akrabaların elinde,
Sen Mekke’de tutsak!
 
Safâ tepesi, Ebtah şahid ol!
Şu biçare kadının gözyaşlarına.
Bir gün değil, iki gün değil,
Bir ay değil, iki ay değil,
Bir sene gözyaşı döktü.
Dağ taş inledi acısından,
Taşlar bile eridi.
Onlar zaten yuvarlanır,
Allah korkusundan.
 
Çöl, söyle bana!
Senin bağrın mı daha sıcak,
Yoksa şu hatunun
Yüreği mi daha kızgın?
 
Sabret Ümmü Seleme!
Sabrın sonu selamettir.
Elbet bu sabrın sonu,
Pek yüce bir şereftir.
 
Gözyaşları nihayet taş kalpleri eritti.
Acıdılar sana, sadece acıdılar.
Bırakın, dediler şu zavallı kadını,
Verin yavrusunu varsın gideceği yere.
Baksanıza burada ne yapsanız nafile!
 
Çöl!
Cehennem sıcağından bir nefes çöl!
Ümmü Seleme bindi devesine,
Kucağında yavrusu, kuruldu hevdecine.
Kararlı, gidecek Medine’ye.
Yalnız, ama olsun,
O’nu Yaratan onu gözetir elbette.
 
Çöl!
İçinde bir yol açmaz mısın?
Hacer gibi çaresiz, baksana!
Yavrusu da var kucağında,
Az da olsa bir su çıkarmaz mısın?
 
Kumların çimen gibi olsun,
Fırtınaların meltem.
Sen Hicret edenlerin yoldaşı,
Medine yolusun madem.
 
Yesrib! Yesrib! Adın yakışmıyor sana,
Hicret için müminler geliyor,
Misafirlerini karşıla!
Az kaldı, Peygamberin de gelecek,
O zaman “şehir” olacaksın unutma!
Onlar şerefindir senin,
Artık, parlak geleceğin.
Sen, dünyaya açılan penceresin,
Sen, artık Peygamber Beldesi’sin.
 
Ümmü Seleme!
Kavuştun mu ailene?
Gözün aydın olsun, gark oldunuz sevince.
Ancak ebedi mutluluk cennette,
Ebu Seleme cihada gidiyor Bedir’e.
 
Bedrin aslanlarından Seleme’nin babası,
Peygamberin arkadaşı, dostu, kumandanı.
Uhud’da aldığı yara derin,
O bir gazi değil mi, yürekler serin.
 
Bil ki Ey Ümmü Seleme!
Resûlullah şöyle buyurdu:
“Müslümanlardan biri bir bela ve musibete uğrar da:
‘İnna lillah ve inna ileyhi raciun:
Biz Allah’a aidiz ve tekrar O’na döneceğiz der;
Sonra da uğradığım bu musibetin ecir ve mükâfatını ihsan et.
Beni ondan daha hayırlısına nail et!’ derse,
Allah onun duasını kabul eder.”
(İbn Hanbel, Müsned, IV, 278)
 
Yara gittikçe derinleşiyor,
Ebu Seleme hasta yatıyor.
 
Ümmü Seleme şaşkın, çaresiz…
Dudakları hadisi okur belli belirsiz.
Düşünür, ağlar, içi burkulur,
Ondan daha hayırlısı nasıl olur?
Resûl’ün vardır bildiği,
Kalpler onunla sükûn bulur.
 
Vefalı eş, cennet yolcusu, mücahid,
Dâr-ı bekâ’ya uğurlanıyor,
Ümmü Seleme dört yetimiyle,
Medine’de kalıyor.
 
…………………………
 
Dirayetli, zeki, görgülü, kültürlü,
Bir o kadar da uzak görüşlü hatun
Ümmü Seleme idin.
Artık “ümmül-müminin” olacaksın, hazırlan!
Allah Resûlü geliyor toparlan!
 
Fakat nasıl olur?
 
Ya Resûlallah! Ben yaşlıyım.
el-Cevap: Ben senden daha yaşlıyım.
 
Ya Resûlallah! Benim çocuklarım var.
el-Cevap: Çoluk çocuğunun bakımı Allah ve Resûlü’ne aittir.
 
Ya Resûlallah! Ben kıskancım.
el-Cevap: Allah’a dua ederim, umulur ki onu senden giderir.
 
Kurulsun sofralar,
Peygamber hanesinde düğün var.
Ümmü Seleme, validemizdir artık.
Ey Hattaboğlu Ömer!
Peygamber hatunlarına söz söylerken,
Sakınırsın artık.
 
………………
 
Hicretin altıncı yılı,
Kalemler Hudeybiye anlaşmasını imzalıyor.
Müminler buruk, müminler hüzünlü.
Ebu Cendel ayağında zinciriyle,
Mekke’ye geri döndürülüyor.
 
Umreye gelmişlerdi müminler,
İhramları sırtlarında kaldı.
Kurban olmayı bekleyen develer,
Ayakta kaldı.
 
Resûl:
Anlaşmaya uyacağız, ihramları çıkarın.
…….
Tıraş olun.
…..
Kurbanları kesin.
…..
Hüzün ve sükût…
 
Ümmü Seleme:
Ya Resûlallah! Bilmez misin onların sana nasıl itaat ettiklerini?
Görmez misin gözlerindeki hüzün taneciklerini?
Sen ol tıraşı, kes kurbanını, gör bak nasıl itaat edecekler sana.
 
Kesilen birkaç kıl tanesi,
Ashabını yerinden kaldırmaya yetti.
Kesilen kurbandan akan kanlar,
Allah’a ve Resûlü’ne teslimiyetin işareti.
Resûl değil mi O, vardır bir bildiği…
Şer gördüğümüzde hayrı, iyiliği.
…….
 
Ümmü Seleme validemiz!
Sen ki cesur, sözünü bilen,
Sözüne kulak verilen bir hanımsın.
Aktardığın hadislerle,
Kadınların baş tacısın.
Annelerimiz içinde,
Dünyadan en son ayrılansın.
 
Resûl ki seni dinledi, biz de dinliyoruz.
Hem “ümm”sün hem “ümmühat”tansın.
O’nunla şereflendin, O’nunla şereflendi kâinât,
Üzerinize olsun tahıyyât, tayyıbât ve salevât…
 
                                           Esra Nur UÇKAN
Aklımdaki sensin
Fikrimdeki Sen
Sen tekderdimsin
Gülüm Benim


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter
 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
0 Yanıt
910 Gösterim
Son İleti 05 Mayıs 2007, 19:59:09
Gönderen: çoban
0 Yanıt
812 Gösterim
Son İleti 16 Nisan 2010, 21:12:09
Gönderen: sevdaligul
0 Yanıt
755 Gösterim
Son İleti 16 Nisan 2010, 21:17:29
Gönderen: sevdaligul
0 Yanıt
599 Gösterim
Son İleti 21 Aralık 2013, 11:34:02
Gönderen: halukgta
1 Yanıt
708 Gösterim
Son İleti 10 Haziran 2016, 19:00:17
Gönderen: tijentemizlik