Esbağ el-Hanzeli der ki: Hz. Ali’nin yaralandığı gece fecir doğduğu zaman müezzini İbn Teyyah ve Bennac gelip namaza çağırdılar. Hz. Ali (r.a.) ise ağırlaşmış yatıyordu, ikinci bir defa namaza çağırıldığımızda Hz. Ali yine o haldeydi. Üçüncü defa tekrar gelince Hz. Ali kalkarak yürüdü ve şu şiiri okudu.
Ölüm için kolonlarını sağlamca bağla! Muhakkak ölüm sana gelecektir.
Senin sahalarına indiğinde ölümden korkma!
Hz. Ali (r.a.) küçük kapıya vardığında İbn Mülcem Hz. Ali’ye hücum ederek hançerledi. Bunun üzerine Hz. Ali’nin kızı Ümmü Gülsüm dışarı çıktı ve şöyle dedi. Benimle sabah namazına ne oluyor? Kocam mü’minlerin emiri Hz. Ömer sabah namazında öldürüldü. Babam Hz. Ali sabah namazında öldürüldü.
Kureşyten olan bir kişiden şöyle rivayet ediliyor: Hz. Ali’yi (r.a.) İbn Mülcem vurduğunda Hz. Ali şöyle haykırdı: Kâbe’nin rabbine yemin ederim ki kazandım.
Muhammed b. Ali’den şöyle rivayet ediliyor: Hz. Ali vurulduğunda oğullarına vasiyetini yaptı, sonra ruhu kabzoluncaya kadar Lâ ilâhe illallâh’ı tekrar etti.
Hz. Ali’nin oğlu Hasan (r.a.) ağırlaştığında Hz. Hüseyin onun yanına vardı ve “Ey kardeşim! Niçin böyle kıvranıyorsun? Sen babaların olan Hz. Peygamberin, Ali b. Ebi Talib’in huzuruna gidiyorsun. Huveylid’in kızı Hatice’nin, Muhammed’in kızı Fatıma’nın huzuruna gidiyorsun ki onlar da senin annelerindir. Hz. Hamza ile Hz. Cafer’in yanına gidiyorsun ki onlar da amcalarındır” dedi.
Bunun üzerine Hz. Hasan şöyle dedi: Ey kardeş! Ben öyle bir şeye (ölüme) hazırlanıyorum ki daha önce onun gibisiyle hiç karşılaşmamıştım.
Muhammed b. Hasan’dan şöyle rivayet ediliyor. İbn Ziyad’ın askerleri Hz. Hüseyin’in etrafını kuşattıklarında Hz. Hüseyin de onların kendisiyle savaşacaklarını anladığında kalkıp arkadaşlarına bir hutbe irad etti. Allah’a hamd ve senada bulundu ve sonra şöyle dedi:
Onları görüyorsunuz. Muhakkak ki dünya bozuldu. Onun iyiliği gitti. Öyle ki ancak kabın süzüntüsü gibi kaldı.
Hakkın terkedildiğini batılın yasaklanmadığını müşahade etmiyor musunuz? Mü’min bir kimse Allah’ın mülakatına rağbet göstersin. Ben ölümü saadet olarak zalimlerle beraber yaşamayı da cürüm olarak görüyorum..