İslâm inancı, sevgili Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizi suretlerle tasvir etmekten men etmesi sebebi ile Müslüman sanatkârlar, İslâm anlayışıyla bağdaşmadığına inandıkları için, kutsal kimselerin tasvirlerini yapmaktan kaçınmışlardır. Bu yüzden, Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizi tanıyanların ve görenlerin tariflerinden yararlanarak Hz. Muhammed (S.A.V.) Efendimizin özelliklerini yazıyla anlatma yoluna gitmişlerdir.
Bunun sonucu müminlerin, Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimize duydukları sevginin, derin muhabbetin sanatsal ifadesi olarak hilye denilen levhalar meydana gelmiştir. Hat sanatının en güzel örnekleri, ayrıca söz konusu yazıyı güzelleştirmek için kullanılan tezhip sanatının harikulâde çalışmaları bu eserlerde bir araya gelmiştir.
Hilye lügatta; cevher, süs, ziynet, sûret, görünüş, güzel yüz ve güzel sıfatlar demektir. İslâmî ıstılahta hilye; Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin dış görünüşünü ve yüce vasıflarını anlatan manzûm veya nesir halindeki eserlere verilen addır. “Hilye-i Saâdet” de denir.
Müslümanlar, Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin her haline ve şekline son derece önem verdikleri için, usta sanatkârlar çok sayıda hilyeler yazmışlardır.
Hilyelerin esasını, çoğunu Hz. Ali, Hz. Aişe ile Hz. Hasan’ın, kimilerini de Abdullâh b. Ömer, Enes b. Mâlik, Ebû Hüreyre, İbn-i Hâlid, Ebû Tufeyl (R.Anhüm) gibi güvenilir hadis rivayetçilerinin ifadeleri ve aktardıkları hadis-i şerifler oluşturur.
Hattatlar hilye yazmaktan onur duymuşlar, müzehhipler hilye tezhiplemeyi şeref kabul etmişler, adeta sanatlarının sınırlarını zorlamışlardır.
Hilyelerin gerek yazan ve tezhipleyenlerin gerekse sanatseverlerin ilgisini çekmesinin nedenleri, hiç şüphesiz Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin özelliklerini anlatıyor olmaları, insan ruhunu ve gönlünü doyuran muhteşem bir tasarıma sahip olmaları ve bulundukları yeri kötülüklerden korudukları, o yerlere bolluk, bereket ve huzur getirdikleri inancıdır. “İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar”... Dolayısıyla hilyelere olan ilginin her geçen gün artması son derece mutluluk vericidir.
Gerçekten hilyeler, müminlerin Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimize duydukları sevginin estetik bir tezahürü-görüntüsüdür. Mümin sevgisini eserinde işlerken, o sevgiye mazhar olan Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz, “o andan” mânen haberdardır ve o sevgiye kendisi de cevap vermektedir. Neticede müminin sevgisi coştukça, yeteneği de coşar ve seyretmekten haz duyduğumuz o mükemmel hilyeler meydana gelir.
Geçmişte hemen her evde bulunan ve baş köşelere asılan hilyeler, hâne içinde bereketin, huzur ve düzenin, kaza ve belâdan korunmanın sembolü kabul edilmiştir. Bu levhalara, Hilye-i Şerif, Hilye-i Saadet, Hilye-i Nebevî denilmiş, böylece mânâ bakımından takviye edilerek daha yüceltilmiştir. Hatta geçmişte hilyeleri, ufak ebadlarda yazarak göğüs cebinde taşımak bile bir hürmet ifadesiydi. Hepimizin evinde en az bir tane Hilye-i Şerif’in bulunması ve yuvalarımızı nurlandırması temennisi ile.
Mehmet Talu