Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: HESAPLASMA
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 0 cevap var
OkumaGösterim: 624
Google Özel Arama

Gönderen Konu: HESAPLASMA  (Okunma sayısı 624 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    iğneci

  • Sevdalı Üye
  • *****

  • İleti: 1803
  • Nerden: Gezgin
  • Rep: +312/-2
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - atlantik42@hotmail.de
    • Profili Görüntüle
  • Çevrimdışı
HESAPLASMA
« : 27 Haziran 2008, 00:03:19 »


 


Hesaplaşma



Dengir Mir Mehmet Fırat ne demiş? “Türk toplumu bir travma yaşamıştır. Bir gece içinde kıyafetini ve dilini değiştirmesi istenmiştir. Dinsel yolları dağıtılmıştır... Bu travmayı yaşayamayan toplumlar insanların nasıl giyindiklerine ilişkin tartışmaları anlayamazlar.”

Bu ifadelerde yanlış olan ne?

Neden bu cümleleri bir tartışma zemini olarak alamıyoruz?

Cumhuriyet bu hesaplaşmayı yapmazsa türban ve Kürt meselesini çözemez.

Çözemeyecek.

Peki, sorun ne?

Sorun, artık iyice kamplaşan Türkiye’de aklı selim ile bu tartışmaların yapılmasına olanak kalmamasında saklı...

Sorun, bu cümlelerin AKP içindeki çok önemli bir isim tarafından, şimdi, adeta bir yere mesaj verir gibi yapılmasında saklı.

Sorun, Baltalimanı ve Sevr anlaşmalarının yüzyıl bitmeden bir kez daha ve açıkça yürürlüğe sokulmasında saklı...

Sorun, bu toplumda travma yarattığı bir gerçek olan devrimlerle hesabı olan ve iki ana kampa bölünen yığınlarının asla “milli” olmayan yönetici unsurlarının Türkiye’yi göz göre göre parçalamasından kaynaklanıyor.

Sorun, merkezdeki seçkinci elitlerin; Batılılaşacağız diyerek gerçek Müslümanlık’tan kopanların; kültürünü yitirenlerin; milli bilincini bir pop ikonu haline getiren yığınların bir kampa ayrılmasında...

Sorun, devrimlerle kendini edilgen hisseden ötekileşmiş özgüvensiz yığınların, şimdi, “özgürlük”- “demokrasi”-”insan hakları” gibi Batılı kavramlarla kamplara ayrışmasında ve “rövanşist ruh haliyle” bir büyük savaşa taraf kılınmasında saklı...

Sorun, yargının değil hukukun yıpratılmasında...

Sorun, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin işgal ordusu muamelesi görmesinde...

Sorun, kurucu ideolojiyi külliyen ilga etmek isteyen bir kollektifin dış odaklarla organik bağ içinde olmasında...

Türkiye geçmişiyle hesaplaşamazsa geleceğini inşa edemeyecek.

Türkiye, Dengir Mir Mehmet Fırat’ın sözlerini bir çatışma sloganı değil bir uzlaşma zemini olarak tanımlamalı.

Yapılan tam tersi.

Bu uzlaşı bence tabanda mümkün.

Ancak, Fethullah Gülen cemaatinin etki alanındaki yapılara, yürütülen psikolojik harekatın korkutucu boyutlarına, büyük medyanın aldığı kışkırtıcı pozisyonlara bakıyorum...

Bu uzlaşının mümkün olamayacağını ve hesaplaşmanın çok sert geçeceğini düşünüyorum.

Hesaplaşmayı diyalog zemininde bir uzlaşı kültürü ile yapamayacağımız bir zemine hızla sürükleniyoruz.

Şaka değil artık Cumhuriyet tartışılıyor.

Ve Cumhuriyet asıl tartışması gerekenler tarafından, namuslu ve vicdanlı değil bir şekilde tartışılmıyor.

Namussuz ve vicdansız bir kollektifin manipülasyonuyla, eleştiriye tahammülsüz ve gerçekten anakronik bir yapıya karşı zekice yapılıyor.

Bu hesaplaşmada kim kaybedecek?

Onlar değil.

Biz...Türkiye’nin yoksul, sıradan, namuslu, hoşgörülü, tertemiz insanları...
‘TOMURCUK DERDINDE OLMAYAN AGAC ODUNDUR’

AMPULLE KARARAN TEK ÜLKEYiZ. KAHROLUYORUM.
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter