AŞK VE HAYAT > Hayata Dair Olaylar

Hazır Cevap İsimler

(1/1)

sevdaligul:
Tarihte İz Bırakan Hazır Cevaplı Ünlüler
Ben Çekilirim?

Dünya nimetlerine önem vermeyen yasayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karsılaşır.

İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek olanaksızdır. Mağrur zengin, filozofa:

-Ben bir serserinin önünde kenara çekilmem.

Bunun üzerine Diyojen kenara çekilerek, gayet sakin su karşılığı verir:

?Ben çekilirim

*********************************************************************

Biz de Onlara Yaklaşıyoruz?

Sultan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında

ilerlerken, keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla:

- 300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor, der.

Alparslan hiç önemsemeyerek şöyle der:

- Biz de onlara yaklaşıyoruz DER!!


--------------------------------------------------------------------------------------

Ne Yedirelim?

Lokman Hekim`e:

-Hastalarımıza ne yedirelim? Diye sorduklarında, şu cevabı vermiş:

-Acı söz yedirmeyin de, ne yedirirseniz olur

*********************************************************************

Tabip

Beyazıd-i Bestami Hazretleri akıl hasta hanesinin önünden geçerken, bir tabibin havanda ilaç dövdüğünü görerek:

? Çok günahkârım, der. Bunun içinde ilaç var mı? Tabip daha cevap vermeden, konuşmaları dinleyen bir hasta, pencereden seslenir.

? Tövbe kökü ile istiğfar yaprağını karıştır. Kalb havanında Tevhid tokmağı ile döv. İnsaf eleğinden geçir, gözyaşı ile yoğur. Aşk fırınında pişir ve sabah akşam bol bol ye. Göreceksin hastalığından eser kalmayacak.

Bestami hazretlerinin gözleri dolar ve :

- Ya Rabbi, der. Şu dünya hastanesinde ne tabipler var.


-----------------------------------------------------------------------------------------------

Bal ile Sirke?

Hocaya "bal ile sirke uyuşmaz" derler. Niçin uyuşmasın der ve gider yarım okka bal yer, yarım okka da sirke içer, gelir oturur. Yüzünün yemyeşil olduğunu görenler sorar:

? Bal ile sirke uyuşmadılar değil mi?

Hoca hiç erkekliği elden bırakır mı?

? Yo yo onlar uyuştular da, şimdi beni aradan çıkarmaya çalışıyorlar.

********************************************************************

Açlık?

Fatih, hocası Akşemsettin`e sorar:

? İnsan açlığa ne kadar dayanabilir?

Akşemsettin cevap verir:

? Ölünceye kadar

sevdaligul:
Karınca?

Kanuni Sultan Süleyman, sarayın bahçesindeki armut ağaçlarını kurutan karıncaların öldürülmesi için Şeyhül İslam Ebussud Efendi`den şu beyitle fetva istemiş:

Dırahta ger ziyan etse karınca

Zararı var mıdır anı kırınca

(Ürünlere zarar veren karıncaların öldürülmesinde dinen bir zarar var mıdır?)

Ebussud Efendi bir beyitle cevap vermiş:

Yarın Hakkın divanına varınca

Süleyman`dan hakkın alır karınca

*********************************************************************

Sır?

Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:

? Sen sır saklamayı bilir misin? Diye sormuş. Vezir: - Evet hünkârım, bilirim dediğinde, Yavuz cevabı yapıştırmış: - Bende bilirim

---------------------------------------------------------------------------------------------

Domuz Eti?

Tarihimizde "Kafkas kartalı" diye geçmiş bulunan İmam Şamil yüz binlerce Rus ordularını birkaç arkadaşıyla yıllarca uğraştıran kahramandır.

Üstat Şeyh Celaleddin Efendinin dizi dibinde Tarik-ı Nakşibendiyyenin ab-ı hayat pınarından kana kana içmek suretiyle maneviyatın zirvesine yükselirken, sol eliyle kullandığı kılıcıyla tek başına ordulara göğüs germek gibi bu dünyanın en büyük zevklerine de tatmaktan geri durmamıştır.

Az bir kuvvetle uzun yıllar sürdürdüğü mücadelesini, esaretinden sonra aynı şekilde devam ettirmiştir. Ruslara esir düştüğünde; Yemek esnasında, İmam Şamil`in iştahlı iştahlı yemek yediğini gören çar`ın:

"Kumandan, bu iştahla beni de yiyeceğinizden korkuyorum" demesi üzerine etrafındakilerin kahkahaya boğuşları uzun sürmemiş Kafkas Kartalı:

"Çar hazretleri kaygılanmayınız. Ben elhamdülillah müslümanım ve domuz eti yemem haramdır

*********************************************************************

yüzük!!!

Sultan III. Ahmed Han kendisine hediye edilen çok kıymetli zümrüt yüzüğü, bir gün, divan toplantısında vezirlere göstererek:

-`Acaba bundan daha kıymetlisi var mıdır?` diye sordu. Hazirûn:

-`Hayır, Efendim, sıhhat ve afiyetle takınız. Bundan daha değerli bir şey olamaz`cevabını verdikleri halde yalnız Nevşehirli İbrahim Paşa itiraz etti:

-`Bundan daha kıymetli şey vardır padişahım!` dedi. Padişah beklemediği cevap karşısında sordu:

-`Nedir?`

-`O yüzüğün takıldığı parmak Efendim` diye cevap verdi

*********************************************************************

Bülbül?

M. Akif yapmacıklı jest ve mimiklerle şiir okuyanlarda hoşlanmazdı. Bir gün böyle biri, Taceddin Dergâhında Akif`in bülbül şiirini okur. Bu okuyuşa canı sıkılan Akif, şöyle söylenir:

? Bu bülbül bizim Bülbül`e benziyordu ama adam ne kanadını bıraktı, ne kuyruğunu!

********************************************************************

Kiralık Ev?

Bir toplantıda bazı büyük adamların ölümünden sonra onlara yaşadıkları evlerin bir müze haline getirildiği ve üzerine levhalar asıldığı konu edilirken, toplantıya katılan şair Nazım, Süleyman Nazif`e dönerek: Üstat ben ölünce kapımın üzerindeki levhaya ne yazarlar.

Süleyman Nazif gayet ciddi:

Kiralık Ev.

*******************************************************************

Ne Diye Bindin?

Necip Fazıl Kısakürek vapurla Karaköy`e geçerken yanına biri yaklaşıp:

? Üstat, diye sormuş. Peygamberlere ne diye gerek duyuldu, biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik.

Necip Fazıl, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan:

? Ne diye vapura bindin ki, cevabını vermiş. Yüzerek geçsene karşıya

*********************************************************************

Yahudiler

Necip Fazıl Kısakürek, "Yahudiler hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusuna şu cevabı vermişti.

? Yahudiler mi dediniz? Onlar yumurtalarını pişirmek için dünyayı ateşe veren lanetlilerdir

*********************************************************************

Üstüne Etme!

Bir gün, Necip Fazıl hoşlanmadığı birisiyle yemek yemek zorunda kalmış. Yemek için bir lokantaya gidip, normal bir masaya oturmuşlar. Garson siparişleri almak üzere masalarına gelip;

?Hoş geldiniz efendim, ne alırsınız, ne arzu etmiştiniz? Diye sorar.

Necip Fazıl ile yemeğe gelen adam siparişini verir;

?Pilavın üstüne et!

Bunun üzerine garson Necip Fazıl dönerek siparişini sorar; Üstat da şöyle der;

?Benim, pilavın üstüne etme!

sevdaligul:
Uçan Tabak?

Gökyüzünde birtakım uçan cisimlerin görüldüğü iddia edildiğinde, bunlara ilk önce "uçan tabak" adı veriliyormuş. Nizamettin Nazif, bu esrarengiz olay hakkında Prof. Salih Muradın fikrini sorarak:

? Ne dersiniz, hocam? Demiş. Bu uçan tabaklar sizce gerçek midir? Ve daha önce görülmüş müdür? Profesör:

? Elbette gerçektir, diye gülümsemiş. Karı koca arasında sık sık görülür.

*********************************************************************

Hangi Kitapları Okur

Eski kitapçılardan Arif Polat`ın dükkânına gelen bir tanıdığı, çeşitli kitapları inceleyip:

?Bazı kitaplara bakıyorum da; bunları kim okur, diye merak ediyorum" deyince, Arif Polat başını kaldırmadan şu cevap vermiş:

? Ben de bazı insanlara bakıyorum da, bunlar hangi kitapları okur, diye merak ediyorum

****************************************************************

Show tv'deki ateş hattı programında reha muhtar prens charles'ın müslüman olduğu yönündeki söylentileri eleştirmektedir. Konuyu diyanet işleri başkanıyla tartışmaktadır:

-Efenim prens charles'ın müslüman olduğunu söylüyorlar. Peki ama öyle bir adamdan müslüman olur mu?

-Olur tabi neden olmasın?

-Ama efenim nasıl olur?

-Reha bey siz müslüman mısınız?

-Tabi müslümanım efendim.

-Siz namaz kılıyor musunuz?

-Hayır.

-Oruç tutuyor musunuz?

-Hayır.

-İçki içiyor musunuz?

-Evet.

-E sizden nasıl müslüman oluyorsa, ondan da en az sizin kadar müslüman olur.

---------------------------------------------------------------------

Muhabir: Müslüm bey, hakan taşıyan için arabeskin yeni peygamberi diyorlar. ne diyorsunuz?

Müslüm Gürses: Ben öyle bir peygamber gönderdiğimi hatırlamıyorum

ingilizlerin istanbul'u işgali esnasında ingiliz birliklerinin üst düzey bazı subayları Atatürk ün kaldığı otelde (pera palastı sanırım) akşam yemeği yemektedirler.

ulu önder de onlara yakın bir masada oturmaktadır.

atamızı farkeden ingiliz subaylar garsona "şu sizin meşhur mustafa kemal paşanız değil mi? bizim masamıza buyur eder misin?" derler.

garson ingiliz subaylarının bu isteğini paşaya ilettiğinde şu cevabı alır.

"istiyorlarsa kendileri buyursunlar, zaten vatanımızda misafir olarak bulunuyorlar.."


cumhuriyet'in ilânından sonra istanbul'da bir resepsiyon verilir.

tüm dünya ülkelerinin elçileri ve ateşeleri de davet edilir.

davet güzel bir şekilde devam etmektedir fakat ingiliz ateşesi olan binbaşının bakışları mustafa kemal'in gözünden kaçmaz.

bütün davet boyunca kendisine dik dik bakmıştır ve bakmaya devam etmektedir.

ne olduğunu öğrenmek için yaverini gönderir.

yaver mustafa kemal'e şöyle der:

- paşam kendisine neden ters bir tavır takındığını sordum, o da bana mustafa kemal'in çanakkale'de babasını öldürdüğünü söyledi.

bunun üzerine mustafa kemal şöyle der:

- git sor bakalım babasının çanakkale'de ne işi varmış

Navigasyon

[0] Mesajlar

Tam sürüme git