Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapTÜRK HAT SANATI
Türk hat sanatını yaratanlar, inançlarını, derin ve renkli kişiliklerini, yazıya getirdikleri yeniliklerle bütünleştiren sanatçılardı. Aynı zamanda yaşadıkları çağı özümsemiş, engin kültüre sahip alçak gönüllü ve bilge kişilerdi. Örneğin Aklam-ı Sitte (Altı Kalem’in) yaratıcısı Yakut, İslâm hukuku uzmanı, şair ve yazardı. Yazıda o gün için ilk olan okunaklı ve hoş kompozisyonlar oluşturarak kaligrafi tarihine geçti. Yazıya estetik, akıcı ve canlı bir yapı kazandırarak yazının temellerini de oturtmuş oldu. Yakut, Osmanlı hattatlarını etkiledi ve kendine özgü bir ekol yarattı. Yazı sanatında “sülüs” ve “nesih” yazılarının estetik kurallarını ise Şeyh Hamdullah’a borçluyuz. Yazı onunla sanat düzeyine yükseldi, yalın, güzel ve estetik bir bütünlüğe ulaştı.
Yazıda bir diğer önemli kaligraf da Ahmet Karahisarî’dir. Karahisarî’nin ekolü ise bugünlere dek uzanmıştır. Aklam-ı Sitte’nin ikinci şeyhi ise Hafız Osman’dır. Olgunluk döneminde yazdığı nesihlerdeki güç ve etki onlara kıvılcımlı nesih denilmesine neden olmuştur. II. Mahmut’un hocası olan Mustafa Rakım Efendi güzel sanatların diğer dallarında da yetenekli olan, “celi” ve “sülüs” stiline ve tuğraya en uyumlu ve mükemmel formunu veren yenilikçi bir kaligraftır. Osmanlı İmparatorluğu zamanında hat sanatı alanında eser veren ve adı anılmaya değer III. Şeyh ise Mahmud Celalüddin Efendi’dir. Sanatçı olağanüstü yaratıcılığını ve ustalığını yansıtan pek çok yapıt ortaya koymuştur.
Görkemli tarihimiz, uzun geçmişimizde yalnız baş yapıtların yaratılmasına tanık olmadı kuşkusuz. Devletimizin uzun süren savaş yıllarında, geçirdiği dramatik dönemlerde kimi kopukluklar olmasına karşın gelenek etkisini yine de sürdürmüştür. Bu iklimde yaratılmış pek çok seçkin ürünün dünyanın pek çok yerine dağılmış gibi görünmesine karşın yine de en büyük hazine Topkapı sarayında yaşamakta ve ağırbaşlılıkla günümüz kültür ve sanatını beslemeye devam etmektedir. Çağdaş grafik tasarıma baktığımızda Ebüzziya Tevfik ve Emin Barın gibi güçlü köprülerin atıldığını ve İhap Hulusi Görey, Sait Maden, Mürşide İçmeli, Mengü Ertel, Aydın Erkmen, Savaş Çekiç gibi kimi grafik tasarımcılarının daha sonraki bölümlerde göreceğimiz gibi geçmiş kültürümüzden kopmadıkları, bilinçli arayış ve seçimlerle bu köprüyü kurdukları anlaşılacaktır.