Hasan Sancak ın Gerçek Kâbus=Rüya Senaryoları!..
Acun Ilıcalı=Hasan Sancak’ın-Sessiz Ölüm Kısa Filmi Çok Konuşulacak !..
ACUN ILICALI-SOBA ZEHİRLENMESİNİ
VİDİVİDO’DA SEYRETMEK İSTERSENİZ TIKLAYINIZ!
Eğer ilişim çalışmıyorsa, internet tarayıcınızın adres çubuğuna kopyalayınız.
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş YapNoter Onaylı Rüya- Samanyolu Maceracıyı Seyretmek İster misiniz?
GOGLE’YE KTUNNEL.COM YA DA Z.TUNNEL.COM YAZ AÇ BEGİN BROWSİNG’İ TIKLA.
BOŞ ALANA HASAN SANCAK YAZ.TIKLA VE SEYRET.
Önemli Not: Aşağıda yazılan senaryolar; Alaçamlı Halk Şairi-Reklâm Yazarı -Eğitimci-Gazeteci Hasan Sancak'ın kendi aklından bulmuş ve yazmış olduğu düşünce ürünleridir. Her senaryonun tamamı ya da küçük bir bölümü: Türkiye ve dünyadaki ulusal, yerel, televizyon, radyo, bilgisayar, gazete, dergi, şahıs, firma, şirket, reklâm ajansı vb … Tarafından kullanılamaz. Sesli, görüntülü, yazılı şekilde; televizyon, sinema, tiyatroda oynatılamaz, kopyalanamaz, seslendirilemez. Kaset ve CD ye çekimi yapılarak, gösterilemez. Senaryolar farklı bir ürün için de asla kullanılamaz. Konuya bağlı kalarak, ancak sahibinden izin alınarak, değişiklik yapılabilir. Öbür türlü her hangi bir ürün için kesinlikle kullanılması yasaktır. Aksine hareket edenler hakkında "Telif Hakları Yasası" uyarınca kanuni işlem yapılır.
GERÇEK KÂBUS SOBA ZEHİRLENMESİ REKLÂMI
Bir şehir üstten gösterilir.50–55 yaşlarında bir erkek bir apartmana doğru yaklaşmaktadır. Elinde bir çantası ve gözünde siyah bir gözlüğü görülmektedir. Birinci katta oturmaktadır. Anahtar ile kapıyı açar. Doğruca mutfağa girer. Ceketi ve gözlüğü çıkartır. Mutfakta güzüne=soba vardır. Üstten bir demir tutacağı alarak, sobanın kovasını çıkartır. Kovayı elinde tutarak, doğruca dışarı gider. Dışarıda dolu bir kova daha vardır. Dolu kovayı eline alarak, tekrar eve girer. Sobanın içine kovayı koyarak, bir tane çıra ile sobayı tutuşturur. Soba yavaş yavaş yanmaya başlar. Elini yıkamak için dışarı çıkar. Elinde bir havlu ile görülür. Yüzünü ve elini silmektedir. Kapıyı kapatır. Divana oturur. Divanın üst tarafındaki kitapları eline alarak, teker teker okur. Televizyonun kumandasını eline alarak televizyonu açar. Televizyon kanallarını tuşlamaktadır. Bu esnada sobadan sızan karbon monoksit gazı odanın içine doğru yayılmaktadır. İşin farkına geç varmıştır. Başı çatlayacak gibidir. Sızmak üzeredir. Son bir gayretle başını tutarak doğrulur. Sağına soluna bakmaktadır. Televizyona bakar. Show TV’de Var mısın? Yok musun? Programı başlamıştır. Soluna bir kez daha dönünce cep telefonu olduğunu görür. Onu yavaşça eline alır. Bu esnada Acun telefonun başında onu beklemektedir. Telefonu çaldırır. Telefonda Acun yazmaktadır.
-Acun telefonu aç. Diye bağırmaktadır. Acun telefonu eline alır.
Bu esnada televizyon ekranında Hasan Sancak Alaçamlı Halk Şairi Reklâm Yazarı yazısı görülür. Adam televizyona doğru yavaş sesle
Adam: Acun! Seni Samsun’un Alaçam ilçesinden arıyorum. Adım soyadım Hasan Sancak’tır. Sobadan çıkan gaz beni zehirledi.
Acun! Beni kurtar! Acun! Beni kurtar! Diye bağırmaktadır.
Bir kaç sefer bağırma işi devam eder. Kafasını sağa sola çevirmektedir. Yüzü de sırılsıklamdır. Konuşma cümleleri yazıyla İngilizceye çevrilecektir. Adam birden yattığı yerden Acun diye bağırarak doğrulur.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
GERÇEK KÂBUS COLA SENARYOSU
KONU: Hava yağmurludur. Dışardan 4–5 katlı bir apartman görülür. Buraya 4–5 tane misafir genç yaklaşmaktadır. Ellerinde de Türkiye’nin en ünlü bir markasının şemsiyelerini açmışlardır. Eve yaklaşmışlardır. Kapıya birisi eliyle vurur. Evin oğlu kapıyı açar. Hepsi birlikte mutfağa geçerler. Onları ev sahibi karşılar. Evin sahibi 50–55 yaşlarında, beyaz saçlı birisidir.
Odanın ortasında kurulu büyük bir masa bulunmaktadır. Masanın üzerinde de yemek tabakları, sürahi, salata, peynir, zeytin ve bardaklar görülmektedir. Hep birlikte masaya otururlar. İlk önce tabaklara çorbalar dökülür. Yemek yeme faslına geçmişlerdir. Evin oğlu sürahiyi eline alarak, bardakları su ile doldurur. En sahibi bardaktaki suları tekrar sürahiye boşaltır. Sofradan kalkarak, buzdolabının kapağını açar. Orada markası belli olmayan büyük bir kola şişesi durmaktadır. Orta yerinde siyah yazıyla Cola yazmaktadır. Alt tarafında da ‘Sağlığa Zararlıdır.’ Cümlesi görülmektedir. Şişeyi masanın orta yerine koyar. Yerine oturur. Şişenin kapağını açar.
—Gençler! Bugün benim özel içkimi hep beraber içeceğiz. Der.
Bardakları teker teker eline alarak, ağzına kadar kola ile doldurur. Kendisi de eline kola dolu bir bardak alarak, havaya kaldırır. Şerefe söyleyerek, gençlerle zorla da olsa kola dolu bardakları tokuşturur.
—Haydi, şimdi hep beraber içelim. Söyler. Gençlerin suratları mosmor olmuştur. Kolayı içmek istemezler. Kolayı istemeyerek ağzına getirirler. Kamera ağızlarına doğru yaklaşınca gençlerin dişlerinin bembeyaz olduğu görülür. Hepsi birer yudum içerek, bardakları masaya bırakırlar. Kamera evin sahibine yaklaşınca, ağzındaki dişlerin hep çürük olduğu ve bazılarının da eksik olduğu görülür. Adam gülerek kolayı ağzına getirir. Bir dikişte kolayı bitirir. O anda bir ses duyulur. Çünkü çürük olan dişi ağrımaya başlamıştır. Dayanılacak gibi değildir. Ev sahibi: Gençler bana müsaade der. Bir taraftan da ağzını tutmaktadır.
Kapıdan dışarı çıkar. Havanın yağışlı olduğunu fark eder.
Ayakkabılarını giyerek, o marka şemsiyeyi de açarak yola doğru hızlı adımlarla gider. Yolda bir taksiyi durdurur. Binerek, doğruca bir dişçinin yanına varır. Sekretere doktor bey burada mı? Der. Sekreter de içerde olduğunu söyler. Dişçi onu içeri alarak, ağzını açmasını söyler. Ağzını kontrol etmeye başlar.
Dişlerini niçin fırçalamadığını sorar! Bir cevap alamaz. Dişlerinin çok sağlıksız ve çürük olduğunu söyler. Sudan başka ne içtiğini sorar. Hasta, yine ne içtiğini söylemez. Hangi dişinin ağrıdığını sorar. Adam eliyle gösterir. Dişi kontrol edince çok çürük olduğunu belirtir. Diş çekilecektir. Buzdolabının kapağını açar. Buzdolabında Türkiye’nin en ünlü markalarının süt mamulleri, diş macunları, diş fırçaları ve kavanozlar güzel bir şekilde yerleştirilmiştir. Oradan bir iğne ve ilaç şişesi alır. Çürük dişinin bulunduğu yerin uyuşması için iğne vurulur. Buzdolabının kuytu yerinden markası belli olmayan bir kola şişesi çıkartır. Şişenin üstünde yine siyah yazıyla Cola ve alt tarafında da’ Sağlığa Zararlıdır.’yazısı görülmektedir.-Diş doktoru: Bundan mı içiyorsun? Der. Kendisinden yine bir cevap alamaz.
Adamın yüzü kızarmıştır. Şişeyi aldığı yere bırakır. Buzdolabından bir kerpeten alarak, çürük dişi ağzından çıkartır. Diş, yakından gösterilince her tarafının çürük olduğu görülür. Adam, ağzına dolan kanları tükürmektedir. Diş doktoru tekrar buzdolabının kapağını açar. Oradan bir kavanoz alır. Çürük dişi içine atar. Kolanın ağzını açar. Kavanozun içine kola döker. Kavanozun ağzını kapatır. Diş fokurdamaya başlar. Hastaya, bunun ağzını açmayacaksın. Sonunda dişin ne olacağını göreceksin der. Ona bir tane süt, diş macunu ve diş fırçası hediye eder. Onları naylon bir poşetin içine koyar. Adam, bir elinde şemsiye, sapına da poşeti geçirir. Bir elinde kavanoz olduğu halde yolda yürümeye başlar. Devamlı bir şekilde elindeki kavanoza bakmaktadır. Bu şekilde biraz kavanoza bakmadan gider. Yolun bir dönemecine gelmiştir. Tekrar kavanozun içine baktığı zaman içindeki dişin hamur vaziyetine geldiğini görür. Kendisi istemeden de yolun ortasında olduğunu fark edemez. Birden acı bir araba sesi freni duyulur. Kavanoz elinden düşerken, adam feryatlar içinde bağırmaktadır. Aslında ev sahibi bir kâbus görmüştür. Yataktan doğrulur doğrulmaz her tarafının su içinde olduğu görülür.
Üstünü giyer. Market yakındadır. Doğruca markete yönelir. Oradan Türkiye’nin en ünlü markasının sütünden, diş macunlarından ve diş fırçalarından alır. Naylon poşete koyulanları alarak, tekrar eve gelir. Aldıklarını buzdolabına yerleştirir. Altta şu yazılar oluşur.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
ÂLEMDE İLK VE TEK
DÜNYADA EŞİ VE BENZERİ YOK
NOTER ONAYLI RÜYA
BU YAZININ TAMAMI ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI EĞITİMCİ-GAZETECİ HASAN SANCAK A AİTTİR. DÜZENLEME ŞEKLİNDE İFADE TESBİT TUTANAĞI İki bin yılı Aralık ayının birinci günüdür. 1.12.2000 Aşağıda mühür ve imzası bulunan, ben Bafra 2. Noterliği NİLGÜN KURT Çakırmahmut İş hanı Kat:1 Bafra adresindeki dairemde görev yaparken, yanıma gelen ve gösterdiği Alaçam nüfusundan YENİLEME nedeni ile verilen 22.08.1989 gün ve V01-985727 numaralı fotoğraflı nüfus cüzdanı kimliğine göre Samsun ili Alaçam ilçesi Yeni cami Mah. Nüfusunda 008,5 cilt 16 sayfa 290-7 kütükte kayıtlı olup, baba isminin Yakup, anne isminin Emine olduğu ve 1956 tarihinde doğduğu anlaşılan ve hâlen Yeni cami Mah Alaçam adresinde oturduğunu ve okuryazar olduğunu söyleyen HASAN SANCAK Düzenleme şeklinde bir ifade TESBİT TUTANAĞI tanzimini istedi. Kendisini yukarıda yazılı hüviyet ile tanıdığım gibi, bu işi yapma yeteneğinin bulunduğunu ve okuryazar olduğunu gördüm. Bunun üzerine şu suretle söze başladı. Aşağıda anlatılan rüya yazısı hiçbir bilgisayar-İnternet-buzdolabı-süper market vb. şirketi tarafından tamamı ya da bir bölümü sahibinden izin alınmadan televizyon, radyoda... Reklâm hâline getirilerek seslendirilemez, oynanamaz, oynatılamaz ve yayınlanamaz. RÜYAMDA GÖRDÜĞÜM DÜŞ Konu: Rüyamda karnımın zil çaldığını fark ederek uyandım. Saat gece 03.00 dı. Yataktan kalkarak mutfağa gittim. Buzdolabının kapağını açtım. İçerisinde yiyecek aradım. Ne yazık ki buzdolabında ve evde yiyecek namına hiçbir şeyin olmadığını gördüm. Açlıktan ayakta duracak dermanım kalmamıştı. Su ile karın doyurulmaz diyordum, birden aklıma misafir odasındaki bilgisayarım geldi. Hemen misafir odasına koştum. Bilgisayarımı açtım, bilgisayar faresini elime alarak, İnternet e geçtim. Büyük bir market aramaya başladım. Uzun uğraşlardan sonra karşıma İnternet te büyük bir süper market çıktı. Reyonlarda ne yoktu ki, tavuk, peynir, zeytin, sucuk, pastırma... Canımın çektiği hangi yiyecekler varsa, farenin imlecini o yiyeceklerin üzerine teker teker getirerek bir bir tıkladım. Her tıkladığım yiyecek benim buzdolabına üstten dolmaya başladı. Buzdolabını süper marketten ağzına kadar doldurdum. Sevincimden havalara zıplıyordum. Kendi kendime bolluk ne güzel şey diyordum. Birden aklıma bu yiyeceklerin parasını vermediğim geldi. Doldurduğum o yiyeceklerin hesabını yapmaya başladım. Ortaya çıkan toplam rakamın maaşımı kat kat aştığını gördüm Hanımın seslenmesiyle tatlı düşten uyandığım zaman durmadan elimin ağzıma gittiğini, sanki o yiyecekleri yiyor gibi bir hâl aldığını gördüm... Yazılan bu tutanak okunması için kendisine verildi. Okudu. Yazılanların hakiki arzuları olduğunun bildirilmesi üzerine altı tarafımızdan imzalandı ve mühürlendi.
1 ARALIK 2000 İki bin yılı Aralık ayının birinci günü
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
DÜNYADA EŞİ VE BENZERİ YOK
GERÇEK KÂBUS YATAK SENARYOM
Konu:"Anlatılan olay hem kış, hem de yaz mevsimi için iki ayrı şekilde oynatılabilir. (Kış mevsiminde kar, kış fırtına. Rüzgâr kuvvetli bir şekilde esiyor. Dışarıda göz gözü görmüyor. Vakit gecedir.) (Yazın ise yine çok sıcak bir gece. Rüzgâr uğultusu her tarafı kaplamış bir durumdadır. Rüzgârın uğultusuyla birden bir evin pencere camı iki tarafa sonuna kadar açılır. Perde ve tüller havaya tavana doğru kalkar. (Yatakta yatanlar tek kişi, çocuk, ya da karı koca olabilir.) O anda yatakta yatan kişi çok kötü bir rüya görmektedirler. Yataklarında bir o yana bir bu yana dönmektedirler. Çünkü yatağın altından gelen uzun dikenler çıkarak vücutlarına batmaktadır. Onlar da yatakta sağa sola kaçmaktadırlar. En sonunda yataktan aşağıya doğru tepe taklak düşerler. Bu düşüş çok uzun bir düşüştür. Tam yere düşecekleri zaman alt tarafta birden çok güzel başka bir yatak imdada yetişir. İlk yataktan düşen kişiler yumuşak bir inişle alt taraftaki pamuk gibi bir yatağın üzerine düşerler. Birden uyandıkları zaman bunun kötü bir düş olduğunu görerek yatak ve yorganlarına sarılırlar. 21 EYLÜL 2001
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
NAMAZA DAVET-BAŞLAMA SENARYOSUDUR.
KONU :Büyük bir şehir. Üstten itibaren gösterilir. Kamera yavaş yavaş bir yeri göstermeye başlar. Burası bir disko, modern meyhane, gece kulübü olabilir…Buraya Bir Mercedes yaklaşır.İçinden uzun saçlı,küpeli…25-30 yaşlarında 4-5 kişi iner.Bunlar o yere girerler. İçeride kızlı erkekli yüzlerce insan çılgınca dans etmektedirler. O insanlar bu yerin kuytu bir odasına girerler. Yanlarına getirdikleri esrar, eroin… Benzeri zehirler bulunmaktadır.Ellerinde şırıngalarda bulunmaktadır. Tüpün üzerinde bu zehirle kaynatmaktadırlar. Kollarını açarak bu zehri vücutlarına şırınga yapmaktadırlar.Biraz sonra gençlerin arasına katılarak onlarda çılgınca dans etmektedirler. Artık gece olmuştur. Disko boşalmaya başlamıştır.Dışarıya çıktıkları zaman onları gözleyen Emniyet Kuvvetleri görülür.Onları takibe almışlardır.Merkezle konuşmaktadırlar. Gençler, arabaya binip oradan uzaklaşırlarken, polisler de onların peşinden arabasını sürmeye başlamışlardır..Arabada olan gençler yolda giderken takip edildiklerini anlamışlardır.Şoför gaza basar.Bu sefer iki araç arasında bir kovalamaca başlamıştır.Bu bir süre devam eder.Bir virajı dönmek üzeredirler.Ansızın karşıdan başka bir araç çıkar.İki araç karşı karşıya kalmışlardır.Karşıdaki araca vurmamak için gençlerin içinde bulunduğu şoför arabanın direksiyonunu sağ ya da sola kırar.Şoför arabayı durdurmak ister.Arabanın freni kopmuştur.Araba uçurumdan yuvarlanmaya başlar.Uçurumdan yuvarlanırken herkes feryatlar içinde bağırmaktadır…Aslında gençler aynı anda kâbus görmüşlerdir.Bir evin bir yatağında korkunç rüyayı (Kâbus) gören adam birden yataktan kalkar.O anda da cep telefonunun zili aynı anda çalmaktadır.Adam sırılsıklam bir vaziyette yerinden doğrulur.Bu esnada sabah ezanı okunmaya başlamıştır.Adam önce üzerindeki ıslak gömleği yenisiyle değiştirir. Hemen lavobaya gider. Kulağındaki küpeleri çıkarır. Uzun saçlarını makasla keser… Ezan okunana kadar bunları hallettikten sonra abdest alır. Evden dışarı çıkar. Camiye namaz kılmaya gitmektedir. Arabada olan arkadaşlarının da kendisiyle birlikte camiye doğru geldiğini görür. Herkes yolda yürürken birbirlerine manalı bir şekilde bakmaktadırlar. Bu esnada o gençlerin de eski görüntülerinden eser kalmamıştır. Saçları kesilmiş ve küpeleri de kulaklarından çıkmıştır. Caminin kapısından içeri namaz kılmaya girerken reklâm sona erer.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
EŞARP SENARYOSUDUR.
KONU :Vakit gecedir. Büyük bir cadde görünür. Apartmanların ışıkları yavaş yavaş sönmeye başlar.Bir karartı binalardan birine yanaşmaya başlar.Yüzünde maske vardır.(Bu kişi erkek ya da kadın olabilir.)Kapı ya da pencereden evin içine girecektir.Elinde de büyük bir tornavida vardır.Tırmanmaya başlar.Onun için kapı ve pencereyi açmak çocuk oyuncağıdır. Evden içeri girmiştir.Bu esnada odanın bir tanesinde ışık yanar.Hemen kapı,divanın… Arkasına saklanır.Kalkan kişi doğruca mutfağa gider.Su içip tekrar odasına girer.Eve giren odaları dinlemeye başlar.Bir odadan homurtu duyunca, kapıyı açarak içeri girer.(Biz reklam senaryosunu eşarp olarak düşündük.Burada takım elbise,gömlek, ziynet eşyası…Her türlü yiyecek ve içecek olarak da düşünülebilir.Şirket farklı olursa rüya reklam senaryosu ona göre düzenlenecektir.Yatakta yatanı çocuk,olgun yaşlı; erkek ya da kadın olarak söyleyebiliriz.)O esnada yatakta eşarplı bir kadın, yanında da kocası yatmaktadır. Maskeli kişi kadına doğru yanaşır. Başındaki eşarbı çözecektir. Tam bu esnada saatin,cep telefonunun zili çalar.Kadın başındaki eşarbı çözmek isteyenin eline dalar,Birisi vermemek, birisi de almak için uğraşmaktadır.Yatakta yatan kadın maskeli kişinin eline ağzını geçirir.başlar ısırmaya…
-Hayır !Eşarbımı vermem…Eşarbımı çıkartmam…Elimi bırak…Elimi bırak…dediği anda çocuklardan birisi ışığı yakar.Hanım kocasının elini ısırmaktadır.Bir taraftan da eşarbını tutmaktadır…Adam eşinin elini ağzından çıkarır.Çünkü kadın bu olayı rüyasında görmüştür.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
İÇKİDEN KURTULUŞ SENARYOSUDUR
KONU :Adam arkadaşlarıyla içki sofrasına oturur.Bir ,iki,üç... Kadeh derken iyice sarhoş olur.Arabayı bile zor bulur.Elindeki anahtarla arabanın kapısını zor açar. Arabaya biner. Bindikten sonra da elinde içki şişesi vardır. Birkaç yere toslar.Yola koyulmuştur.Tesadüf eseri yolda tek tük araba geçmektedir .Adam 70-80.90-100...Gaza bastıkça basar.Bir elinde içki şişesi bir elinle aracını sürer.Bir dönemece gelmiştir.Burası keskin bir virajdır Tam dönecekken karşıdan son sürat bir kamyonla karşı karşıya kalmıştır.Arabaya vurmamak için direksiyonu çevirir.Araba uçurumdan aşağı yuvarlanmaktadır.Adam avazı çıktığı kadar bağırmaktadır.Bu esnada kurmuş olduğu telefonun saati de ötmektedir. Adam,birden bire yatağından doğrulur. Çünkü bir rüya görmüştür. Doğruca buzdolabına gider.Orada bulunan içki şişelerini tuvaletin deliğinden aşağı boşaltır.O,gerçekten bir kamyon şoförüdür.Uzun bir yolculuğa çıkacaktır.İçtiği içki rüya ile birlikte sona ermiştir.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
GERÇEK ÖĞRETMENİMİ KURTARIN RÜYA SENARYOSU !..
KONU: (HER ÜRÜN İÇİN KULLANILABİLİR) Çok büyük bir ilköğretim okulu. Sabahın erken saatidir. Nöbetçi öğretmenler okula erken saatte gelerek müdür yardımcısının odasındaki nöbet defterini imzalamaktadırlar. Burada nöbetlerini canla-başla tutan bütün öğretmenler adına bir öğretmeni örnek olarak vereceğiz. Çünkü bu öğretmen de diğer öğretmenler gibi çok titizdir. Sürekli kötü alışkanlıkları olağan hale getiren bir öğrenci vardır. Bu öğrenciyi öğretmenimiz kötü alışkanlıklardan caydırmaktadır. Kötü alışkanlığı olan öğrencimiz (gülle, enek, fildiş, bilye...) oynamakta, elleri çamurlu yiyecek yemekte, yerlere çöp atmakta, tuvaletten çıkınca ellerini yıkamamakta, derslerine çalışmamakta, merdivenleri koşarak çıkmakta, yüksek sesle bağırmakta, kitap okumamakta, el lastiği ile arkadaşlarına kağıt fırlatmaktadır. Bunu sürekli gören ve tatlı dille yaptığı hareketlerin iyi olmadığını söyleyen bir öğretmenimiz onu sürekli bu işlerden vazgeçirmektedir. En son zil çalmış herkes eve gitmektedir. Bu öğrencimizin başına kötü bir durum gelmek üzeredir. Öğretmenimiz de aynı yöne gitmektedir. Öğrencimizin önüne Kuduz bir köpek, bir kapkaççı, bir trafik kazası, yüksek bir binadan kafasına bir şey düşme olabilir. Son anda başına gelen bu kazayı yine o öğretmenimiz kendisini öne atarak öğrenciyi kurtaracaktır. Fakat şu anda öğretmenin kendisi zor durumdadır. Ortalıkta kimse görünmemektedir. Öğrenci avazı çıktığı kadar bağırmaktadır. -ÖĞRETMENİMİ KURTARIN!..ÖĞRETMENİMİ KURTARIN !..ÖĞRETMENİMİ KURTARIN!.. Çocuk bunları rüyasında görmüştür. Avazı çıktığı kadar yatakta durmadan bağırmaktadır.
XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX
SİGARA KARŞITI SENARYOLARIMDIR
EŞEK, BU KÂBUS SENARYOSUYLA SİGARA İÇMEYİ BIRAKTI!
Konu1: Köy evinin bahçesi görülür. Yerler yemyeşildir. Evin önünde tavuk, ördek, köpek, inek … Bulunmaktadır. Havada çok sıcaktır. Evin önünde tütün balyaları ya da hevenkleri boydan boya durmaktadır. Eşek, bir yere ip ile bağlanmıştır. Boynundaki ipten kurtulmak, onun için çocuk oyuncağıdır. İpi kopartır ya da dişleriyle parçalar. Tütünlerin bulunduğu yere doğru giderek yeşil tütünleri baştan itibaren yemeye başlar. Eşeğin sadece tütünleri yediği gösterilmektedir. Hepsinden birer parça almaktadır. Son hevenk, balyadan da bir parça yemiştir. Ansızın arkadan bir gürültü duyulur. Eşek döndüğü zaman yerde eğri büğrü yazıları görür. Tersinden okuyamaz. Yediği tütünlerin dışkı olarak simsiyah çıktığını fark eder. Yazının bulunduğu başa döner. Yerdeki yazıları heceleyerek okumaya başlar. Orada
“—Sigara sağlığa zararlıdır.” Yazısının oluştuğunu anlar.
Eşek, anırarak bulunduğu yerden kaçmaya başlar. Bunu gören eşeğin sahibi peşinden koşarken bağırmaktadır… Aslında eşek bir kâbus görmüştür. O anda tütünün karşısına çömelmiş durmaktadır. Birden bire silkinerek ayağa kalkar. Bu sefer gerçekten, anırarak tütün hevenk ya da balyalarının bulunduğu yerden kaçar.
—Sigara sağlığa zararlıdır. Ekranda cümlesi gösterilir.
Konu: Bir işyeri görülür . Özel ya da resmi bir şirket olabilir. Bir kadın o yerin müdiresidir. Masada oturmaktadır. Masanın üzerinde kabarık dosyalar vardır. Kadın seyircilere arka taraftan gösterilir. Sigara üstüne sigara içmektedir. Duman görülmektedir. Ayağa kalktığı zaman bunun hamile bir kadın olduğu anlaşılır. Zile basarak şoförünün hazır olmasını söyler. Arabasına bindiğinde bile sigara dumanı arabanın içini sarmıştır. Şoför arabayı sürmektedir. Bir apartmanın önünde araba durur. Kadın kapıdan içeri girer. Asansöre binecektir. Fakat elektrikler yoktur. Yukarı doğru çıkmaya başlar. Evi son kattadır. Merdivenleri tırmanmaya başlar. Nefes nefese yukarı doğru çıkmaktadır.3–4 katta bir soluk almaktadır. Zor zoruna apartmanın önüne gelir. Anahtarla kapıyı açamaz. Zile basar. Gözleri kararır. Geri geri gitmeye başlar. Merdiven boşluğu vardır. Tam merdiven boşluğundan aşağı düşeceği sırada kocası kapıyı açarak dışarı fırlar.Hayır!Hayır!Hayır! Diye bağırmaktadır. Son anda eşine sarılır. Onu düşmekten kurtarır.Onlar sarılı vaziyette iken bir yatak gösterilir.Kadın ve erkek aynı anda doğrularak birbirlerine sarılmışlardır.Çünkü ikisi birlikte aynı kâbusu görmüşlerdir.Soluk soluğa sırılsıklam olmuş vaziyette yataktan kalkarlar. Yanında duran İKİ sigara paketini görür ve onu parçalarlar…
Konu : Bir ameliyat masası görülür. Doktorlar acil bir hastanın başında bulunmaktadırlar. Hastanın hem iki eli hem de iki ayağı yoktur. Doktorlar onu çırılçıplak soymuşlardır. O anda ise karnını yarmışlardır. Adamın karnının içi soba borusu gibi simsiyahtır. Hiç bir şey sağlıklı değildir. Karaciğer, akciğer, bağırsaklar… Hepsi tamamen simsiyahtır. Adamın karnının içi de simsiyah su ile doludur. Doktorlar ellerinde eldivenlerle durmadan o pis suları boşaltmaktadırlar. Adamın karnını dikmeye başladıkları zaman adam Narkozdan uyanır. Kendisini o şekilde gördüğü zaman öyle kuvvetli bağırır ki… Çünkü adam bunu rüyasında görmüştür. Sırılsıklam olmuş vaziyette yatağından kalkar ve yanı başında duran sigara paketini parçalar.
Konu : Bir oturma odası görülür. Anne, baba ve çocuklar bulunmaktadır. Baba bir taraftan sigara içiyor bir taraftan da televizyon seyrediyor. Baba iyi bir sigara koliktir. Adamın içtiği sigara arka taraftan hissettirilmektedir. Çocuklar ders yaparken babalarının içtikleri sigaradan rahatsız olmaktadırlar. Ders konusunda sordukları sorulara da bir cevap alamamaktadırlar. Anne de bulaşık yıkarken o da rahatsız olmaktadır. Artık yatma vaktidir. Kadın ve erkek yatağa yatarlar. Televizyonun karşısında da bir televizyon bulunmaktadır. Televizyon açılır. Adam yine yatakta sigara tüttürmektedir. Kadın uyumuştur. Adam televizyon seyrederken yine fosur fosur sigara içmektedir. Televizyonu seyrederken uykusu gelir. Yavaş yavaş göz kapakları kapanır. Sigaranın külü battaniyenin üzerine düşmüştür. Karı koca uykuya dalmıştır. Önce battaniye, sonra yorgan, sonra da karı kocayı ateş sarmıştır. Onlar yanarken feryatlar içinde bağırmaktadırlar. Adam ve karısı aynı anda kalkarlar. Çünkü ikisi de aynı rüyayı görmüşlerdir. İkisinin eli de aynı anda yan tarafta bulunan sigaraya gider. Sigara paramparça edilir.
HASAN SANCAK
ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ
REKLÂM YAZARI
(EĞİTİMCİ-GAZETECİ)