Ah!Günün birinde hayatımın erkeğini bulsam da onunla bir ömür boyu mutlu olsam, cennete uzanan bir beraberlik yaşasam!
Çok tatlı bir hayal! Ama bu nimete ulaşabilen hanım sayısı son derece azdır. Peki,neden? İşte en kısa cevap: Mükemmel erkeği aramak!
Hanımefendi kardeşim! Tanımadığın birinin evinde dünyaya gelmiş,büyümüş biriyle müşterek hayat yaşamaya başlayacaksın. Bu yüzden hayalperest olma!
Şimdi üç önemli araştırma sonucuna dikkat çekmek istiyorum. Bu araştırma sonuçlarının feminizm ağırlıklı dergilerde yayınlandığını da ayrıca hatırlatmak istiyorum:
1) hanımlar da tıpkı erkekler gibi karşı cinsle ilgili romantik hayaller kurarlar.
Yıllarca eğitim görmüş, sonunda istediği kariyere ulaşmış hanımlar arasında yapılmış bir araştırma, onların en çok arzuladıkları şey olarak şunu ortaya çıkarmıştır:
-sevdiği bir erkekle evlenmek ve çocuk sahibi olmak!
Eş seçimi ve evlilik konularında başarısız olan, akılsızca seçim yaparak bunalıma sürüklenen bu hanımların şahsi ve sosyal özellikleri şu şekilde sıralanıyor:
-kişiliklerini kazanmışlar.
-hayatlarına yön verebiliyorlar.
-ileri seviyede bir eğitim görmüşler.
-kariyer planlamalarını hakkıyla gerçekleştirebilmiş ve hedefleri doğrultusunda ilerleme kaydetmişler.
2) Son yıllarda hızla çalışma dünyasına giren hanımlar güçlü, başarılı, kariyer sahibi, kültürlü gibi özelliklerin doyurucu olmadığını anlayarak geleneksel değerlerin pek çoğunu yeniden elde etmek istiyorlar.
Tek başına aşkın mutluluk için yetersiz kaldığına inanıyorlar. Artık erkeklerle ilişkilerinde eşitlik savaşı yapmadan mutlu olmayı arzuluyorlar. Evlilik hakkında aile büyüklerinin değerlendirmelerini ciddiye alıyorlar. Geleneksel değerleri önemsiyorlar.
Uzun lafın kısası: kendisini akıllı, kültürlü,uygar ve çağdaş kabul eden kadın, sadece kariyer sahibi olmakla:
-özdoyuma ulaşamayacağının
-aile huzuruna kavuşamayacağının
-hayal ettiği gibi kendisine mutluluk bahşedecek erkeği bulamayacağının farkında!
3) 12 yıldan beri eş seçimi konusunda araştırmalar yapan Connel Cowan ve Melvyn Kınder isimli iki doktorun ulaştığı sonuçları ibret nazarlarınıza aktarıyorum:
?Bir hanım ne kadar akıllı ve kültürlü olursa, yaptığı seçim o kadar akılsızca oluyor. Pek çok akıllı kadının yanlış seçimler yapması,günün birinde "beyaz atlı prens"lerini bulacaklarına dair şuuraltlarında gizli ve ısrarlı bir inanışın yatmasından kaynaklanıyor.
Evet?Araştırmanın ibret verici sonucu bu?
Peki,daha sonra ne oluyor? Hanım, hayatının erkeğini bulana dek arayışlarını sürdürmeye devam ediyor. Flört ettiği erkeklerin eninde sonunda mutlaka bir kusurunu buluyor. Kendisini karşısına çıkan eş adaylarından daha güçlü görmeyi,ilişkiyi bitirmek için en büyük sebep sayıyor.
Eş adayı hanımlar! Size talip olanları onlarda bütün aradıklarınızı bulamıyorsunuz diye reddetmeden önce iyi düşünün, acele karar vermekten sakının, aşırı derecede mükemmellik de aramayın!
Hakikaten dindar ve güzel ahlak sahibi bir aday çıktığında, bir iki ekstra özelliği bulunmadığı için hemen "Kabul etmiyorum!" cevabını yapıştırmayın!
Unutmayın! Güzel ahlak ve hakiki dindarlık, evlenilecek kişide aranacak en önemli vasıftır. Bu yüzden red cevabından önce sizi çok iyi tanıyan, sözüne güvenilen, güzel ahlaklı, bilgili ve özellikle dini bilgisi kuvvetli olan biriyle mutlaka istişare edin, hatta bir kişiyle değil,güvendiğiniz çok kimseyle bu konuyu görüşün! Her söylenene de inanmak mecburiyetinde değilsiniz.
Kendisine talip olanları reddetmeyi alışkanlık haline getiren kendini bilmezlerden olmayın. Aksi halde hem kısmetinizi tepmiş, hem de vebal altına girmiş olursunuz!
Ayrıca bütün marifetleri ve kaliteyi müstakbel eşinize bırakıp bütün kemalati ondan beklemeyin!
Siz neci oluyorsunuz? Kendi kendinizi çok iyi yetiştirmek için gayretlenin ve eksiklerinizi telafi yollarını arayın1
Ne kadar çok faydalı kitap okur, faydalı çevrelerde bulunursanız o kadar özgüven kazanırsınız. Arkadaş ve dost çevreniz genişledikçe, sizi tanıyan kimseler arttıkça, istediğiniz vasıflara sahip eş bulmanız kolaylaşır