SEVDE BİNT ZEM'A (R.ANHÂ)
Zem'a'nın Kızı Sevde (R.Anhâ)
Bir Muhacirin Dul Hanımı, Kendisi de Muhacir... «Vallahi benim evlenmeye aşın bir isteğim yoktur. Ancak ben, Allah'ın beni Kıyamet gününde senin zevcin olarak diriltmesini istiyorum.»[1]
Günler, cihadın ağırlığıyla yavaş yavaş geçiyor, geceler uykusuzluğun mahmurluğu ve zikirlerle dolu olarak uzuyor. Muhammed (S.A.V) çocuklarının annesi, evinin kadını, İslâmda veziri, cihâdda ortağı Hadîcelnin vefatından sonra yalnız... Kavminden gördüğü şeyler kendini yorduktan sonra dünyasını dolduran hatırayla halleşebilmek için kendini yalnızlığa bırakıyor.
Sahabe, peygamberlerindeki keder izlerini gözetliyor ve bu yalnızlığından endişe duyuyorlar. Evlenmesini istiyorlar. Belki de mü'-minlerin annesi Hadîce'nin vefatından sonra yapacağı bu ikinci evlilikte yalnızlığını unutur, diye düşünüyorlar.
Ancak içlerinden birisi bu evlilik konusunda onunla konuşmaya cesaret edemiyor. Ta Havle binti Hakîm es-Selîme bu işe teşebbüs edinceye kadar bu durum sürüyor.
Sevde bint Zem'a es-Sekran İbn Amr İbn Abdişerns'in (Süheyl İbn Amr'm kardeşinin) hanımıydı. Es-Sekran ve hanımı Sevde Bint Zem'a Mekke'de önce müslüman olanlardandı. Sevde Bint Zem'a Pey-gamber'e (S.A.V) bey'at etmişti. Kureyş'in Rasûlüllah'ın ashabına yaptığı İşkence artınca es-Sekran İbn Amr ve hanımı Sevde ikinci defa Habeşistan'a hicret edenlerin arasına katıldılar. Allah yolund mallarını ve akrabalarını terkedip gittiler. Es-Sekran İbn Amr hasta lanınca hanımı Sevde Bint Zem'a'yla birlikte Habeşistan'dan Mekke' ye geldi. Ve Mekke'de vefat etti.
Mü'minlerin annesi Hz. Hadice öldüğünde Havle Bint Hakîm Hz Peygamber'e koşup şöyle dedi :
— Ya Rasûlellah! Yanına girince Hadîce'nin yokluğunu hissettim
Peygamber (S.A.V) :
— Evet, o çocukların anası, evin de görüp gözeticisi idi, vap verdi. '
Havle Bint Hakîm :
— Peki, niye evlenmiyorsun? dedi. Rasûlüllah (S.A.V):
— Hadîce'den sonra... Kiminle? dedi. Havle Bint Hakîm :
— Kız istersen kızla, dul istersen dulla, dedi. | Peygamber (S.A.V) sordu:
— Kız olan kimdir? Havle Bint Hakîm :
—. Allah'ın kullarından sana en lâyık olan kız. Seni tasdik eden ve sana îman edenlerin ilki olan Ebû Bekr'in kızı dedi. Rasûlüllah [S.A.V) :
— Ya dul olan kimdir? diye sordu. Havle Bint Hakîm şu cevabı verdi.
— Sevde Bint Zem'a'dir. Sana iman etmiş ve söylediklerine tâbi olmuştur.
Rasûlüllah (S.A.V):
— Git. Benim hakkımda onlarla konuş dedi.
Havle Bint Hakîm, Zem'a İbn Kays İbn Abdişems'in evine gitti ve Sevde'nin yanına girdi. Sevde'ye :
— Allah sana hayır ve bereketten ne eriştirdi? Biliyor musun? dedi.
Sevde Bint Zem'a :
— Nedir o? Ummu Şureyk! diye sordu. Havle Bint Hakîm :
— Rasûlüllah beni, sana dünürlük için gönderdi dedi. Sevde Bint Zem'a kulaklarına inanamadı ve :
— Sevindim. Babamın yanına git, bunu ona söyle dedi.
Havle Bint Hakim, Zem'a İbn Kays'ın yanına gitti. O çok yaşlı bir zattı. Zem'a :
— Bu kim? dedi, Havie Bint Hakîm :
— Ummu Şureyk'tir. Zem'a İbn Kays :
— Ne var, ne yok? dedi. Ummu Şureyk :
Hz. Muhammed beni, SevoVye dünürlük için gönderdi dedi. Zem'a İbn Kays : ,:
— İyi ve şerefli bir eş dedi.
Daha sonra tekrar sordu :
— Arkadaşın ne diyor? Havle Bint Hakîm :
— Bunu istiyor, dedi. Zem'a İbn Kays :
— Onu benim yanıma çağır dedi.
Ummu Şureyk, Sevde Bint Zem'a'yı çağırdı. Babası ona :
— Yavrum! Bu arkadaşın, Hz, Muhammed'in onu, saha dünürlük
için gönderdiğini söylüyor. O iyi bir eştir... Serii ona vermemi ister) misin? dedi.
Sevde Bint Zem'a : .
— Evet dedi.'
Zem'a İbn Kays, Havle Bint Hakîm'e :
—Onu çağır, dedi.
Rasûlüllah (S.A.V) geldi. Sevde Bint Zem'a :
— Emrini bekliyorum, ya Rasûlallah! dedi. Peygamber (S.A.
— Seni nikahlamak için kavminden birisini görevlendir, dedi."
Sevde Bint Zem'a Hatıb İbn Amr İbn Abdişems'İ görevlendirdi vt o da onu evlendirdi.
Rasûlüllah Sevde'ye dörtyüz dirhem mehir verdi. Sevde Bin Zem'a Hz. Peygarnber'İn (S.A.V) Hadîce'den sonra evlendiği ilk ha nımdı.Bu peygamberliğin 10. yılı Ramazan ayında ve Mekke'de ol muştur.
Mekke'de Muhammed (S.A.V)'in Sevde binti Zem'a'ya dünür olduğu haberi yayılınca bazıları buna inanmadılar. Sevde gibi birine dünür olmak. Yaşlı ve dul da üstelik... Güze! de değil. Haşimli gencin dünür olduğu gün Kureyş kadınlarının hanımefendisi, Kureyş ileri gelenlerinin evlenmeye can attığı Huveyüd kızı Hadîce'nin yerini tutacak öyle mi?
Sevde hiç bir zaman Hadîce'nin yerini tutmak iddiasında değildir. O, Rasûlüilah (S.A.V)'in evine, gönlü alınmak ve aynı zamanda amcazadesi de olan kocası Sekran b. Amf'ın ölümü dolayısıyla taziye edilmek için girdi.
Sevde kocası Sekran'la birlikte Habeşistan muhaceretine katıl-j mtştı. Sonra kocası Sekran vefat etmiş, o da dul olarak kalmıştı. Kocasının vefatı onu gurbet ve dul kalma sıkıntıları içinde bırakmıştı.
Rasûlüllah (S.A.V) Sevde'nin hayatını gözleri önüne getirdi: O, içinde yaşadığı, çocukluğunun neş'eli günlerini geçirdiği, olgunluk döneminde kalb huzuruyla yaşamak istediği memleketine veda etmiş, halkını tanımadığı, dilleri değişik, dinleri ayrı meçhul bir ülkeye gidip uzun süre kalmıştı. Medine'ye dönüp garipliğin acısını üzerinden atamadan, ana yurdu Mekke'ye ayak basar basmaz, kocası Sekran ruhunu Hakk'a teslim etmişti.
Ölüm yakasını bırakmamış, döner dönmez yakalamış Mekke toprağına, aile halkından; dostlarından bir çoğunun son uykusunu uyuduğu yere defnedilmişti.
Rasûlüllah (S.A.V) bu imanlı dul muhacire'nin durumundan son derece müteessir olmuştu.
Havle bint Hakîm onu hatırlatınca, ömrünün son demlerinde da- ', yanak olmak, hayatın acılarını hafifletmek için merhametli elini ona uzatmıştır.
Rasûlüllah (S.A.V) Medine'ye hicret edip mescidini ve odalarını inşa edince, Muhacirlerle Ensar'i birbirleriyle kardeş yapıp evine yerleşince Zeyd İbn Harîse'yle Ebû Rafî'İ Mekke'ye gönderdi. Onlar Sevde Bint Zem'a'yı, Rasûlüllah'ın kızları Ummu Kulsum ve Fatma'yı, Zeyd'in hanımı Ummu Eymen'i getirdiler. Abdullah İbn Ebî Bekr de Ebû Bekr'in ailesini ve Resûlüllah'ın (S.A.V) eşi Hz, Aişe'yi getirdi. Böylece hepsi Medine'ye hicret etmiş oldular.
Rasûlüllah (S.A.V) bir gününü Sevde Bint Zem'a'ya, bir gününü de Hz. Aîşe'ye ayırdı. Hz. Sevde Rasûlüllah'ın evindeki yerini almaktan, iri olmasına rağmen Rasûİüllah'ın kızları Ummu Kulsum ve Fâtıma'ya hizmet etmekten son derece memnundu. Onun ruhunun hafifliği Rasûlüllah'ın kalbine sevinç ve mutluluk sokuyordu. Bir defasında Hz. Peygamber'e şöyle demişti.
— Ya Rasûlallah! Geceleyin arkanda namaz kıldım. Rukûda o kadar uzun kaldın ki kan damlamasından korktuğum için burnumu tuttum,
Peygamber (S.A.V) onun bu sözüne gülümsedi sevde Bint Zema Ebû Yezîd! Kendinizi ele verdiniz. Şereflice ölseydiniz ya.
Rasûlüllah (SAV) ona :
— Sevde! Allah'a ve Rasûlüne karşı mı kışkırtıyorsun dedi.
Sevde :
— Ey Allah'ın Rasûlü! Seni hakla gönderen Allah'a yemin ederim ki, Ebû Yezîd'i elleri boynuna birleştirilmiş olarak görünce o sözü söylemekten kendimi alamadım diye cevap verdi.
Rasûlüllah (S.A.V) Hafsa Bint Ömer İbnu'l-Hattab'la daha sonra da Zeyneb Bint Kuzeyme ile evlendi. Fakat Zeyneb sekiz ay sonra öldü. Mü'minlerin annelerinden ilk gömülen o oldu. Rasûlüllah [S.A.VÎ Ummu Seleme'yİe (Hind Bint Ebbî Umeyye'yle) evlendi Ummu Seleme, Zeyneb Bint Huzeyme'nin adasına yerleşti.
Sevde Bint Zem'a, Rasûlüllah'ın Aîşe'ye olan sevgisini biliyordu. Aîşe'ye hizmet etmeye ve onu hoşnut kılmaya çok dikkat ediyordu. Kendisi yaşlanmıştı. Yaşının tecrübesiyle anladı ki, kendisiyle Rasûl-üllah'ın kalbi arasında küçümsenmiyecek bir engel vardır. Rasûlüllah-tan kendi payına düşen iyilik ve acıma duygusudur. Sevgi, ülfet ve imtizaç değildir.
Ama'bu ona dokunmadı. Rasûlüllah'ın onu bu mevkiye yükseltmesi, Sekran b. Amr'ın dul kalmış karısı iken mü'minlerin annesi yapması yeterde artardı bile...
Rasûlüllah'ın evinde bir yerinin olmasına, onun kızlarına hizmet etmesine dündşn razıydı.
Hz. Sevde, Hz. Aîşe gelinceye kadar Rasûlüllah'ın evinde bu minval üzere kaldı. Hz. Aîşe gelince, hemen evin birinci mevkiini onun için boşalttı. Gayretini genç gelinin hoşnut olacağı şekilde harcadı ve onu rahat ettirmek için kendi rahatından fedakârlık yaptı... Rasûlül-!ah (S.A.V) onun yanına çok gelmiyordu. Bunun üzerine Sevde Bint Zem'a, Peygamber'in kendisini terkedip ayrılmasından korktu ve onun yanındaki yerini kaybetmek istemedi ve ona şöyle dedi :
—Ya Rasûlaiiah! Bana ayjrdiğin gün Aîşe'ye aittir. O gün de anım yanında kalabilirsin.
Beni nikâhında tut. Vallahi benim kocaya ihtiyâcım ve hırsım yok. Ancak kıyamet gününde Allah'ın benî senin zevcen olarak diriltmesini istiyorum.»
Rasûlüllah (S.A.V) bunu kabul etti. Bir konuda şu ayet-i kerime nazil oldu :
«Eğer kadın kocasının serkeşliğinden veya aldınşsızhğmdan endişe ederse, aralarında anlaşmaya çalışmalarında kendilerine bîr engel yoktur. Anlaşmak daha hayırlıdır.» [2]
Sevde Bint Zem'a Hz. Peygamber'in hanımlanyla birlikte çıkıp RasülüÜah'la {S.A.V) birlikte veda haçcını yaptı.
Bir gece Hz. Peygamber'in hanımları toplanıp şöyle dediler :
— Ya Rasûlallah! Sana kavuşma bakımından en hızlımız hangi-mizdir.
Rasûlallah (S.A.V) şöyle buyurdu :
—Kolu en uzun olanınız.
Onlar, onu ölçmek üzere bir kamış aldılar. Kolu en uzun olan Sevde Bint Zem'a idi.
Rasûlüllah (S.A.V) Rafîk-i a'la'ya kavuştuğunda, Sevde Bint Zem'a hariç hanımlarından hiçbiri haccetmemişlerdi. O şöyle diyordu.
— Ondan sonra (Veda haccmdan sonra) asla haccetmem.
Mü'minierin emiri Ömer İbnu'l-Hattab zamanında ona bir torba dirhem gönderildi. O :
— Bunlar nedir? dedi.
— Dirhemler, dediler.
Sevde Bint Zem'a :
— Torbada sanki hurma var gibi, dedi. Daha sonra metçisini çağırıp.
—Benim arkamdan dirhem torbasını yetiştir.
Daha sonra torbanın içindekileri Medineli yoksullara dağıttı.
Sevde Bint Zem'a Hz. Peygamber'in hanımlarının Rasûlüllah'a (S,A.V) en çabuk ulaşanıydı. O, Ömer Îbnu'l-Hattab'm halifeliği esnasında ölmüştür. [3]
Aîşe Bint Ebî Bekr:
— Bundan sonra anladık ki onun (Sevde Bint Zem'a'nın) kolunun uzunluğu sadaka vermekten başka birşey değildi. Yani kol uzunluğu el açıklığıyla yorumlanmıştır.
Mü'minierin annesi Aîşe (R.anhâ) onun hareketini devamlı anar ve vefakârlığını şöyle dile getirirdi.
«Yerinde olmak istediğim kadınların bana en sevgilisi Sevde,Bint Zem'a'dır... Yaşlandığında şöyle demiştir: Ya Rasûlellah! Sana olan nöbetimi Aîşe'ye bağışladım,.»
Mübarek Annelerimizden Sevde Bint Zem'a (R.anhâ); Allah'a kulluğunun ve İslama imanının mükâfatını, ömrünün yaşlı günlerinde dünyada iken Rasûlüllah'ın nikâhı altına girerek mükâfatlandırılan şerefli bir İslâm kadmı ve mü'minierin annesidir.
Allah'a kulluğun ve ibâdetin mükâfatı, dünyada görüldüğü gibi sabredenler için âhirette daha güzel bir şekilde gösterilecek ve tattı-nlacaktır... [4]
insanlığın Efendisinin Sevgili Zevcesi ve Siddîk'ın Kızı Sıddîka...