SAFİYYE BİNT HUYEYY (RADIYALLÂHÜ ANHÂ)
Huyeyy İbn Ahtab'ın Kızı Safiyye (R.Anhâ)
Rasûlüllah (S.A.V) :
Onlara şöyle deseydin ya. Siz ikiniz benden nasıl daha hayırlı olabilirsiniz? Benim babam Harun, amcam Musa ve kocam Muhaınmed (S.A.V)'dir, buyurdu.
O, Musa'nın kardeşi Harun İbn İmran'ın torunlarındandır. Seilâm İbn Mışkem el-Kurazî'nin nikâhı altındaydı. Daha sonra ondan ayrılıp Kinane İbn er-Rabî İbn Ebi'l-Hukayk en-Nadrî ile evlenmişti.
Hicretin yedinci yılının Muharrem ayında, Rasûlüllah (S.A.V) Hendek savaşı sırasında kendisine karşı besledikleri kin ve düşmanlık, İs-lâmi yıkmak için hazırladıkları tuzakları ortaya çıkan mel'ûn yahûdîle-rin kökünü kurutmak için savaşa hazırlanıyordu.
Resûlüllah (S.A.V), Muharremin ikinci yarısında düşmanın sığmağı Hayber'e doğru hareket etti.
Aziz ve celîl olan Allah yahudilerin kalesi Hayber'in fethini nasip edip müslümaniar onların kalelerine girince, kadınları esir edildi. İçlerinde Benî Nadir'in iffetli kadmı Zeyneb (Safiyye) Bint Huyeyy İbn Ah-tab davardı. Kocası Kinane İbnu'r-Rabî sağ olarak getirildi. Benî Nadir'in hazinesinin yerini o biliyordu. Rasûlüllah (S.A.V) ona :
— Daha önce Mekkeliiere ödünç verdiğiniz şeyler nerede? (Mekke eşrafından biri kızını gelin edeceği zaman bu zinetlerden bazılarını ödünç alırlardı. Hazine zinetlerden ibaretti. Önceleri bir koyun postu içindeydi. Daha sonra çok olduğu için sığır postu içine konulmuştu.)
Kinane İbnu'r-Rabî:
— Onu çeşitli harcamalar ve savaşlar bitirdi dedi. Rasûlüllah (SAV) :
__Çok uzun süre geçmedi. Para bunlara harcamakla bitecek kadar değildi. Eğer onu sakladığın yeri bulursak seni öldürmemi ister misin?
Kinane İbnu'r-Rabî :
— Evet, dedi.
Hazineyi sakladığı yer bulununca Rasûlüllah (S.A.V) onu Muham-med İbn Mesleme'ye teslim etti. O da Kinane'nin boynunu vurdu. (Yahudiler Muhammed'in kardeşi Mahmud İbn M es I em e'yi öldürmüşlerdi. O da kardeşine karşılık onu öldürmüştü.)
Kamus kalesinin kadınları esir olarak getirildiler. En önde Zeyneb (Safiyye) Bint Huyeyy İbn Ahtab ve onun amca kızı vardı. Onları Bilâl İbn Rabah getirmişti. Bilâl onları Yahudi ölüleriyle dolu bir yerden geçirmişti. Zeyneb'in (Safiyye'nin) yanındaki amcasının kızı yüzüne vurup feryat etmeye ve başına toprak saçmaya başladı. Peygamber (S.A.V) şöyle buyurdu :
— Bu şeytanı benden uzaklaştırınız, Rasûlüllah [S.A.V) Bilâl'e de :
— Kalbinden merhamet duygusu kaldırıldı mı ki bu iki kadını ölüleri yanından geçirdin?
Dıhye İbn Halife el-Kelbî esirleri topladığında Rasûlüllah (S.A.V) ge'mişti. Şöyle dedi :
—Ya Rasûlellah! Bana esirler arasından bir cariye ver. Peygamber (S.A.V) :
— Git, bir cariye al, buyurdu.
O, Zeyneb (Safiyye) Bint Huyeyy İbn Ahtab'ı aldı. Birisi Peygamber'e (S.A.V) gelip :
— Ya Rasûlellah! Kureyza ve Nadir'İn hanımefendisi Zeyneb'i (SaFiyyeyi) Dıhye'ye verdin. Zeyneb (Safiyye) ancak sana münasiptir dedi,
Rasûiüllah (S.A.V) onu görünce Dihye'ye :
— Esirler arasından başka bir cariye al dedi.
Rasûlüllah (S.A.V) onun üzerine abasını attı. Ashab Rasûlüliah'ın onu kendisine seçtiğini anladı. Zeyneb Safiy'den olunca ona Safiyye adı konuldu. [Safjy RasûEüllah'ın taksim etmeden önce kendisine ayırdığı ganimettir.)
Rasûlüllah (S.A.V) Hayber'den ayrılır ayrılmaz Safiyye Bint Huyeyy İbn Ahtab âdetinden temizlendi. Rasûlüllah onu devesinin gerisine bindirdi. Hayber'den altı mil kadar uzaklaşınca Safiyye'yie gerdeğe girmek istedi ama Safiyye kabul etmedi. Onun bu davranışına kızdı. Hayber'den daha uzakta Sahba denilen yere geldiğinde mola verdi. Ummu Suleym [Rasûlüllah'ın hizmetçisi Enes İbn Melik'in annesi) Safiyye'nin saçlarını tarayıp süsledi... Rasûlüllah ona:
— Senin benim eşim olmaya gönlün var mı? dedi. Safiyye Bint Huyeyy İbn Ahtab şu cevabı verdi :
— Ya Rasûlüllah! Ben seninle evlenmeyi müşrikken de istiyordum. Allah bana müslüman olmak imkânını verdikten sonra nasıl is-temem?
Rasûlüllah (S.A.V) onu azad etti ve onunla evlendi. Azad edilmesi onun mehri olmuştu. Daha sonra Rasûlüllah ona :
— İlk defada gerdeğe girmekten kaçınmana sebep neydi? dedi. Safiyye Bint Huveyy İbn Ahtab şöyle cevap verdi :
«Eski kocam Kinane b. er-Rebî ile gerdeğe girdiğim gece, rüyamda kucağıma bir ay'tn indiğini gördüm. Uyanınca rüyamı Kinâne'ye anlattım, öfkelenerek :
«Bu sadece senin Hicaz hükümdarı Muhammed'i arzuladığını gösterir.» dedi ve yüzüme öyle bîr tokat vurdu ki, işte tokadın morarttığı yer gözümde hâlâ duruyor.»
Rasûlüllah (S.A.V) gözündeki morluğa baktı ve duyduğu bu olaya çok sevindi.
İlk defa gerdeğe girmekten kaçınmama sebep ise :
— Yahudilere yakın olmamız sebebiyle sana bir kötülük yapmalarından korktum.
Bu cevap onun Rasûlüllah'ın yanındaki itibarını artırdı.
Bu cevap üzerine Rasûlüliah (S.A.V)'in içindeki şüphe dağıldı ve mübarek yüzü hoşnutluk tebessümüyle aydınlandı.
Safiyye yahudi olan ailesinin, kitablanndan öğrendikleri, gelecek peygamberle ilgili anlattıkları hatıralara döndü. Onlar, Rasûlüliah (S.A.V) Medine'ye hicret edince, vazifelendirilmesinin yaklaştığını müjdeledikleri, bu konuda kitablarından öğrendikleri peygambere karşı kin ve düşmanlık beslemeye başladılar.
O şöyle anlatıyordu :
«Ben babamın da, amcam Ebû Yasir'in de en sevgili çocuğuydum. Onlarla karşılaştığımda bütün çocuklarından önce benimle ilgilenirdi. "Rasûlüllah (S.A.V) Medîne'ye geldikten sonra bunları bir düşüncedir aldı. Onların eve dönüşü güneşin batıp karanlık çökmüş gibi bir hava getirdi. Eve gelirken sanki düşüverecekmiş gibi sarsak bir şekilde geldiler. Her zaman yaptığım gibi onları neş'elendirmeye çalıştım, ama üzüntülerinin çokluğundan ikisi de benim yüzüme bile bakmadılar. Amcam Ebû Yâsir'in şöyle sorduğunu işittim :
«O, o (peygamber) midir?»
Babam cevap verdi :
«Evet! Vallahi O'dur.»
Onu tanıyor ve gerçekliğine inanıyor musun?»
«Evet!»
Ona karşı içinde ne duyuyorsun?»
«Vallahi yaşadığım sürece ona karşı düşmanlık duyacağım.
Rasûlüilah (S.A.V)'in Safiyye ile gerdeğe girdiği çadırın dışında Ensar'dan birisi; Ebû Eyyûb Halid b. Zeyd sabaha kadar nöbet tuttu. Elinde yalın krlıç. Rasûlüllah (S.A.V)'in ise bundan haberi yok. Çadırın etrafında döndü durdu.
Sabah olunca Rasûlüllah (S.A.V) onun bu hareketini öğrenip sordu.
«Sana ne oluyor, ne yapıyorsun, ey Ebû Eyyûb?:
«Ey Allah'ın Rasûlü! Bu kadın dolayısıyla senin hakkında korktum. Onun babasını, kocasını ve kavmini öldürdün. O küfür dönemine yakındır ve yeni müslüman olmuştur. Ondan sana bir kötülük gelmesinden korktum» cevabını verdi Ebû Eyyûb...
Rivayete göre Fahri Kâinat onun hakkında :
«Allah'ım, beni korumak için gecesini uykusuz geçiren Ebû Ey-yûbu koru» veya iki'defa.
«Ey Ebû Eyyûb, Allah sana ınerhametiyle muamele etsin» diye dua etmiştir.
Safiyye Bint Huyeyy Hayber'den gelince Haris İbn en-Nu'man'ın evine indirildi. Ensar kadınları, geldiğini duyunca güzelliğini görmek için ona geldiler. Aîşe Bint Ebî Bekr araştırma yapmak üzere geldi. O dışarı çıkınca Peygamber (S.A.V) de onun peşinden çıktı ve :
— Aîşe nasıl buldun? diye sordu. Aîşe :
—Bir yahudi kadını buldum, dedi.
Rasûlüllah onun kıskançlığını biliyordu. Ona şu cevabı verdi :
—Böyle söyleme, çünkü o müslüman olup İslama iyice sarıldı.
Safiyye Bint Huyeyy İbn Ahtab, yumuşak huylu, akıllı ve faziletli birisiydi. Bîr gün Peygamber (S.A.V) onun yanına girdi ve onun ağladığını gördü. Ona şöyle dedi :
—Niçin ağlıyorsun?
Safiyye Bint Huyeyy İbn Ahtab :
— Duydum ki Aîşe ve Hafsa bana di! uzatıyorlarmış. Onlar: Biz Safiyyeden daha hayırlıyız. Biz Rasûlüllahın (S.A.V) amcasının kızları ve onun eşleriyiz diyorlarmış, dedi.
Peygamber (S.A.V) :
— Onlara şöyle deseydin ya. Siz ikiniz benden nasıl daha hayırlı olabilirsiniz. Benim babam'Harun, amcam Musa ve kocam Muhammed (S.A.V)'dir, buyurdu.
Rasûlüllah (S.A.V)'în bu tesellisi Safiyye'nin yüreğindeki ızdırap
ateşini serinlettiği gibi, Allah'ın Rasûlü'nün kendisi için yegâne sığınak olduğunu da iyice idrak etmiştir.
Safiyye Bint Huyeyy İbn Ahtab yemek yapardı. Peygamber'e (S.A.V) içinde yemek bulunan bir kap hediye etti. Rasüiüllah kabın içine elini uzatarak eşlerine vermeye başladı. Bu arada Safiyye'den bahsediyordu. Aîşe kendine hakim olamayarak kabı aldı ve kırdı. Safiyye'-nin aleyhinde konuşup şöyle dedi :
— Yahudi kızının adını ağzına alrriaktan çekinmiyor musun?
Safiyye de Ebu Bekr'in aleyhinde konuştu. Rasûlüllah (S.A.V) bunu duydu ve şöyle dedi :
— Safiyye! Ebu Bekr'e dil uzatma.
Safiyye bir günah işlediği hissine kapılarak Aîşe'nin odasından ayrıldı.
Rasûlüllah (S.A.V) mescidde itikâfa girmişti, Safiyye Bint Huyeyy İbn Ahtab konuşmak için onun yanına gitti. Mescide geldiğinde Rasû-lüflah'la konuşmaya başladı. Daha sonra Rasûlüllah onu odasına götürmek için yanına geldi. Karşılarına Ensarh iki kişi geldi. Onlar Rasûlü!-lah'ı görünce geri döndüler. Peygamber (S.A.V) onlara seslenip :
— Gelin bu yanımdaki Safiyye'dir, dedi. Onlar:
— Neûzu billah (Allah'a sığınırız) subhânellah. Peygamber (S.A.V) :
— Şeytan Ademoğlunun damarında akan kan gibidir. Ona şüphe verebilir.
Rasûlüllah (S.A.V) veda haccı için yola çıktığında hanımları da onunla birlikteydiler. Yolda giderlerken Safiyye'nin devesjjyjküp kalkmadı. Safiyye ağladı. Rasûîüllah meseleyi öğrenince geldi ve eliyle Safiyye'nin gözyaşlarını silmeye başladı. Ağlamamasını söylediği halde Safiyye daha çok ağladı. Rasûlüllah kafileyi durdurup mola verdi. İstirahat sırasında Rasûlüllah Zeyneb Bint Cahş'a şöyle dedi :
—- Zeyneb! Safiyye'nin devesi sakatlandı ona bir deve versen? Zeyneb Bint Gahş :
— Ben mi bu yahudiye deve vereceğim? dedi.
Rasûlüllah (S.A.V) zilhicce ve muharremde iki ay veya üç ay Zey-neb'în yanına gelmeyerek onu yatağında yalnız bıraktı. Zeyneb Bint Cahş :
— Nihayet ondan ümidimi kestim, der.
Rablulevvei ayı gelince Rasûlüliah (S.A.V) onun yanına girdi. Zeyneb onun gölgesini görünce :
4- Bu bir adamın gölgesi. Rasûlüllah (S.A.V) benim yanıma gelmez diye düşündü.
Zeyneb Rasûlüllah'ı görünce :
— Ya.Rasûlellah! Ne yapayım? dedi. Peygamber (S.A.V)
— Falan cariye sana aittir. (Zeyneb Bint Cahş'a ait Peygamber'den (S.A.V) gizlediği bir cariye vardı).
Zeyneb Bint Cahş :
—Onu azadettim, dedi.
Bunun üzerine Rasûlüllah'ın (S.A.V) ona olan kızgınlığı geçti.
Rasûlüllah'ın hanımları, ölmeden önceki hastalığı esnasında toplandılar. Safiyye Bint Huyeyy İbn Ahtab :
— Ya Rasûlellah! Valiahi, sana gelen bu sıkıntının bana gelmesini isterdim, dedi.
Öbür hanımlar birbirlerine kaş göz işareti yaptıjar. Rasûlüllah (S.A.V) onlara :
— Ağızlarınızı yıkayın, dedi.
Peygamber'in (S.A.V) hanımları :
— Niçin yıkayalım? dediler.
Rasûlüllah (S.A.V] :
— Safiyye'yi kaş ve gözlerinizle çekiştirmenizden dolayı. Vallahi, o samimidir.
Rasûlüllah (S.A.V) yüce Allah'a kavuşunca bir grup Safiyye Bint Huyeyy îbn Ahtab'm odasına girip Allah'ı zikrettiler,. Kur'an okudular ve secde yaptılar. Safiyye perdenin arkasından onlara seslendi :
— Böyle secde etmek ve Kur'an olfumakvarken ağlamak niyedir?
Mü'minlerin emiri Ömer İbnu'l-Hattab zamanında. Safiyye Bint Huyeyy İbn Ahtab'm cariyesi Ömer'e gelip şöyle dedi :
—Safiyye cumartesi gününü seviyor ve yahûdilerie ilişkisini sürdürüyor.
Mü'minlerin emiri Ömer ona bir adam göndererek bu meseleyi sordurdu. O da :
—Cumartesi gününü soruyorsun, Allah onun yerine bana cuma gününü verdiğinden beri o günü sevmiyorum. Yahudiler hakkındaki soruna gelince, onların arasında benim akrabalarım var. Öyle olunca ben de akrabalarımla ilişkimi sürdürüyorum, cevabını verdi.
Daha sonra cariyeye :
—Niçin böyle yaptın? dedi.
Cariye de :
—Şeytana uydum, dedi.
Safiyye Bint Huyeyy İbn Ahtab :
—Git, sen artık hürsün, dedi.
Asiler Osman İbn Affan'ın evini kuşatınca müminlerin annesi Safiyye Bint Huyeyy îbn Ahtab kendi eviyle Osman'ın arasında bir geçit (gizli yol) meydana getirdi. Kuşatma belâsı sırasında ona yTUfftek ve su
taşıyordu.
Safiyye şöyle derdi :
— Rasûlüllah'm huzuruna geldiğim gün daha onyedi yaşına ulaş mamıştım.
Ummul-müminin Safiyye Bint Huyeyy İbn Ahtab Muaviye'nin halifeliği döneminde, hicri elli iki yılında vefat etmiştir. Bakî'de, Rasûlül-lah'ın öbür hanımlarının yanına defnedilmiştir. [1]