Otogardasın... Birilerini bir yerlere gönderiyorsun, da; kimi, nereye? “Al şu senin biletin, bu otobüse bineceksin. Şu senin biletin, şu senin ve bu da senin; sizler de şu arabalara bineceksiniz!”
Dağıtım masasındasın...
Askerler bir yerlere doğru yola çıkacak, senden alacakları adreslere bakarak:
“Sen doğuya gideceksin, sen batıya, sen kuzeye, sen ise güneye...”
*
“Şu sıralar ÖSS tercih işleri var. Çocukların geleceklerini çizmekle uğraşıyoruz.
Ne kadar yorucu ve ağır bir yük...
Elimizden geldiğince, karakterlerine göre yardımcı olmaya çalışsak bile, neticede; bir saatlik bir çalışmayla yaptığımız tercihler, bu çocukların hayatı oluyor!..”
Bir öğrenci yurdu...
İstikbal arayan çocuklar; toprak arayan tohumlar gibi!
*
Ambarındaki tohumlara bakıyorsun. Aralarından bazılarını seçiyor, uygun gördüğün tarlaya götürüp, doğru zamanda ve doğru şekilde saçıyorsun...
Heybendeki tohumlar sağlam olsa da, onlar için tercihleri en doğru şekilde yapmalısın!
Kimi zaman bir kabak çekirdeği kadar ihtimam gösterilmiyor insan çekirdeklerine!
Bir tek buğday tanesinden yetişen başakta kırk, elli, hatta yetmiş adet tane olabiliyor; ama o tohum sele verilmezse, güneşte yakılmazsa, kuşlara çaldırılmazsa!
Peki, yetiştirilmiş bir insan kaç insan yetiştiriyor?
*
Bugünlerde, hangi tohumların hangi toprakla buluşturulacağının kararları verilmeye çalışılıyor. Gerçekten de kâğıtların üzerine konacak küçücük işaretler, büyük anlamlar taşıyor; uçacak okların yönünü, varılmak istenen hedefleri işaret ediyor!
Her tohumun “toprağını” bulmasını dilerim!
Yazan : Muammer Erkul
Kaynak : Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor.
Üye Ol ya da
Giriş Yap