Yetişkin bir insanın vücut ağırlığının yüzde 59’u sudan meydana gelir. Yaşam için gerekli bir besin öğesi olan su; dışardan alınan besinlerin sindirimi, emilimi, hücrelere taşınması ve metabolizmasında yer alır. Vücudumuzda oluşan atık maddeler su tarafından dışarıya atılır. Ayrıca su, vücut ısısının denetimini sağlar ve elektrolit dengesini korur.
Spor yapmayanların normalde günlük su kaybı 2.5 litre kadardır. Spor yapanlarda ise harcadıkları enerji oranında artar. Yapılan 45 dakikalık bir egzersiz sonucu vücut ağırlığında 2-2.5 kg’lık bir azalma görülür. Bu rakam, yapılan sporun cinsine, hava ısısına ve kişiye göre değişebilir. Örneğin, 10 bin metre koşusunda 1.5 kg iken, maratonda 4 kg kadardır. Bu kayıpların büyük bir kısmı sudur ve en kısa sürede yerine koyulmalıdır.
Spor Yaparken Su İhtiyacı Artar
Su, spor yaparken performansımızı kısa sürede olumlu ya da olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, hiçbir şekilde suyu kısıtlamamalı ve susama hissetmesek bile su içmeliyiz. Ayrıca spor yaparken karbonhidrat ve elektrolit katkılı su da kullanabiliriz. Fakat bu maddelerin emilimi, boşalma süresini aşarsa ishale yol açabilir.
Ne Zaman, Ne Kadar Su?
Spor yapan kişi günlük sıvı gereksinimi dışında antrenman ve müsabakalar sırasında kaybettiği suyu da mutlaka yerine koymalıdır. Sportif bir aktiviteden yaklaşık bir saat önce içilebildiği kadar su mutlaka içilmelidir. Bu süre, suyun mesaneden atılabilmesi ve kişiye rahatsızlık vermemesi açısından önemlidir. Aktivitenin hemen öncesinde ve yapıldığı sırada 15-20 dakika aralıklarla 100-150 ml (yaklaşık yarım bardak) su alınması yeterlidir. Egzersizden sonra ise egzersizin ağırlığına bağlı olarak 1-3 bardak su mutlaka içilmelidir.
Organorama
alıntı